Cübbeli Ahmet Hoca: Memur talimatını şeyhten değil devletten almalı
Ulusal Kanal ekranında konuşan Ahmet Mahmut Ünlü, ‘Bir milletvekili bana ‘Şırnak Rektörü her gün Meclis koridorlarında’ dedi. Ne arıyor bu adam Ankara’da! Yahu bu örgüt bizi zehirlemeden önlem alın bari. Bu kadar bilgi ortaya çıkıyor. Adım atılmadı.’ dedi
Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, Ulusal Kanal’da Ezber Bozan programına katıldı. Ünlü, önceki gün yayınlanan programda ülkemizin karşı karşıya bulunduğu tehditlere dikkat çekti. Şırnak’taki FETÖ yapılanmasına karşı önlem almayan YÖK ve ilgili kurumlara çağrıda bulunan Ünlü, ‘Anlaşılıyor ki bir devlet zaafı var. Bu sadece FETÖ’ye karşı mücadelede değil, Anayasa Mahkemesinin HDP konusundaki tutumunda da görünüyor.’ dedi. Ünlü, Türkiye’nin ABD ve İsrail tehditleriyle karşı karşıya bulunduğunu belirtti ve ‘Böyle ikide bir seçimler olması doğru değil. Seçim zamanı rey için ilkelerden taviz verme dönemi oluyor. Seçimler enerjimizi alıyor. Milli tutum içinde olmalıyız. Ordumuz güçlü olacak, ekonomimiz güçlü olacak, gerekirse bir süre zorluklar içinde olacağız ama birliğimizi ve bağımsızlığımızı koruyacağız.’ dedi. Ünlü’yle yaptığımız söyleşinin bir bölümünü Aydınlık okurlarının bilgisine sunuyoruz:
Sayın Ünlü’yü geçen sene bu stüdyoda ağırladığımızda, ‘İslam coğrafyası saldırıya uğruyor, güçlü olmalıyız’ demişti. Bugün Filistinli kardeşlerimizin durumunu konuşuyoruz. Ünlü, “Kuvayı Milliye’yi teşkil etmemiz gereken bir durum olabilir. O yüzden aramızda müşterek ortak yanlarımızı ön plana çıkarmamız farklı noktalarımızı geri plana itmemiz gerekir.” demiş, LGBT dayatmasına dikkat çekmişti. PKK ve HDP bağına vurgular yapmıştı. “Milli ve manevi değerlerimize saygıda kusur etmeyelim ki birliğimizi kuvvetlendirelim. Hem Atatürk'e sövüp saymayı, adet edenleri engelleyelim hem de dinimizi manevi değerlerimize hücum edenleri engelleyelim ki tuzaklara düşmeyelim, birliğimizi kuvvetli tutalım.” demişti. Ünlü, bu net mesajları sebebiyle FETÖ’nün hedefi haline geldi. Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı’nın açıkladığı Şırnak Üniversitesi Rektörü Abdurrahim Alkış’la TRT Kürdi televizyonunda yayın yapan Doç. Ruhullah Öz arasındaki yazışmalarda Ahmet Mahmut Ünlü ‘dinsiz, zehirlenmeli’ denilerek hedef alınıyor. Sayın Ünlü buradan başlayalım dilerseniz? FETÖ temizliği yapılmıyor mu?
Zaafiyet var demek ki...
Sizi hedef almalarının sebebi nedir?
Biz onları hedef alıyoruz.
Ne zamandan beri?
İlk zamanlardan beri. Özelikle de dinlerarası diyalog planını açıkladıkları zaman. Biz tabi dini konularda nasıl zarar verdiklerini gördükçe bu yapının iç yüzünü anladık ve milletimize anlattık. 2007-2008’lerde yoğunlaştık. Tabi 1980’lerden beri devlet içinde yuvalandıklarını duyuyorduk. Bizimle uyuşmuyorlardı. İlim Yayma Cemiyeti’nin bir toplantısında Fetullah Gülen’i görmüştüm. 12 yaşındaydım. O zaman bizim camiayla ilgili ‘Adam yetiştirememiş’ diyenler oldu. Şaşırdım. Sonradan anladım ki devlete adam yerleştirmeyi kastediyorlarmış. Mahmut Efendimizin haklı olduğu ortaya çıktı. Ahlaklı olmayı öğretmek en önemli işti. Vatana millete devlete bağlı olmak en önemli iştir. Kimsenin hakkına girmemek en önemli iştir.
Devlet içine kadro yerleştirmeme ilkesi devam ediyor mu?
Biz varken ediyor ama… Yeni bir gençlik geliyor… Bizi korkutan bazı şeyler var. Bölge başkanı, bilmem ne başkanı, teşkilatlanma gibi vb. Merkezi sistem, yönetimler… Mesela Süleymancılardan bir mesaj geliyor diyelim ‘Antalya’da CHP’ye vereceğiz. Bilmem nerede bilmem kime rey vereceğiz? İYİ Parti'ye vereceğiz misal…
‘TARİKATTA BÖLGE BAŞKANI NEDİR!’
Siyasi aktör gibi yani…
Şimdi böyle merkezi sistemler vatan ve din düşmanlarına yarayabilir. Suyun başını tutarlar. Herkes zehirlenir. Onun için merkezi sistemler şu anda tehlike arz ediyor. Merkezi sistemler, cemaatler, devleti arkaya alan merkezi sistemler zararlı olabilir.
Tarikat, meşrep meselesidir. Sohbet yapılır. Mahmut Efendi’ye gelenler misafir edilir. Çorbasını içer, dinlenir. Efendi zaten caminin imamı resmi bir cami, diyanetin imamı sohbet yapıyor. Çocukluğumuz bunlarla geçti. Bu işlerde ama orada bir habilik vardı, hisabilik yoktu. Bir teşkilatlanma yoktu. İsim belirlemeyi mesela Adapazarı’nda biz kaç kişiyiz siz kaç kişisiniz, böyle bir şey sorulmazdı. İrtibatlar doğaldır. Yok biri bölge başkanı. Yok biri başkan. Tarikatta bölge başkanı nedir! Bunlar maalesef son zamanda arttı. Bu da ne yaptı? Merkezi sisteme geçirdi. Merkez sistemde ne yaptı? Bir mesajla, her yere bir haber giriyor. Yani bu yönlendirmenin yarın bir gün tersine dönme tehlikesi mevcut. FETÖ örgütlenirken devlet neredeydi? Bizim camiada bu tehditler konuşuluyordu…
‘NEDEN SADECE BİZİ HEDEF ALIYORLAR’
Aydınlık yazdı. Bunun bir din örgütlenmesi olmadığını. Dini kullanan bir casusluk örgütü olduğunu yazmıştık. Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek herkesten önce bunun altını çizdi. Size gelene kadar neden diğer cemaat ve gruplar ses çıkarmadı?
Diğer cemaat ve gruplar hala konuşmuyor! Şırnak’ta sizin ortaya çıkardığınız yapı neden sadece bizi hedef alıyor. Sormak lazım.
İsmailağa Camiası devlette örgütleniyor mu?
Yok.
‘ALDIĞIN PARA HARAM OLUR’
Diğer tarikat ve cemaatlerden hangileri örgütleniyor?
Başka yapıların müntesipleri, ders almışlarından memur var mıdır? Vardır. Ben buna yoktur diye yemin edemem. Burada sorun şudur. Birbirini tanıyan, aynı şeyhe tabi olanlar birlikte hareket edince tehlike arz edebilir. Memur olan amirini dinlemek zorundadır. Amirini dinlemediğin zaman aldığın para haram olur. Mesela şeyhin sana git şurayı bombala dedi veya git Rus Büyükelçisini öldür dedi. Nasıl öldürüyorsun? Yani zaten tarikat nedir? Gayrimeşru bir şey emrederse o şeyh dinlenmez. İlim olmayan körü körüne bağlanıyor kimisi. şimdi Mahmut Efendi ne demiş? 4.000 sünnet var 4 sünneti terk edersem, arkamda namaz kılmayın veya ben size yanlış yazsam Kur'an'ı sünneti öğrenin, beni dinlemeyin benim şeyhimizin bir bildiği vardır demeyin, şeyhimizin bir bildiği var diye bir şey İslam’da yok. Şimdi bu şekil yetiştirirsen mahzur yok ama. Muazene, muhakeme lazım. Siz şu anda şehirleri sorgulayalım, kanun karşısında kanun karşısında şeyinin değil, kanunun. Memursan amirini dinleyeceksin. Böyle yapmayacaksan o zaman girme memurluğa. Teşvik etmiyoruz ki. Git limon sat. Hamallık yap. Memurlukta zaten gevşeklik de olabilir. Rüşvet tehlikesi var. Kul hakkı sorunu olabilir.
‘DİNLER ARASI DİYALOG ŞİRKTİR’
Dinler arası diyaloğa dönelim. İzleyenlerden bir kısmı dinler arası diyaloğun ne zararı olur diye düşünebilir. Neden karşısınız?
Biz bu dinler arası diyaloğun boyutunu başta tam anlayamadık. FETÖ hep hoşgörü tabirini kullandı. 2009’da bu projeyi Türkiye’yi işgal projesi olarak niteledim. 15 Temmuz’da bu konuşmayı hatırlattım. İslam’ı bozdular. Dindarlar arası diyalog olabilir. Dinler arası diyalog olamaz. Ben şu kadar geleyim, sen bu kadar gel. Nereye geliyoruz?
Sizi gayrı Müslümler de dinliyor ama…
Dinler. Mani bir durum yok. İslam dünya güvenliğini sağlayan bir dindir. Harpte karşı karşıya değilsek buradaki turistle niye uğraşılsın. Gazze olayı olunca Yahudi’nin zulmünden dolayı burada bir Yahudi turiste bir şey yapmayın dedim. Kimisi bana hemen Yahudi hakkını savunma zamanı mı dedi! Önünü alamazsın, devlete zarar verir. Mısır’da bir polis Yahudi turisti çekti vurdu. Bunu duydum. Uyarı yaptım. Devletin verdiği güvenceyi bozmayalım. İsrail zaten böyle olayları hep kullanır. Bedduamı eksik etmem İsrail’den. Dinler arası diyalog hakkında iki tane kitap yazdım. Şirktir dedik. FETÖ’yü çok rahatsız etti. Abant toplantılarını da eleştirince sıkıntıları büyüdü. Mardin’de bir suyun üzerinde köprü yapıldı. Müftü, haham, papaz köprüden geçti. Üçü birden cennete giriyor mesajları… Müslüman demez mi; ‘Bizde içki haram onda serbest, bizde o haram, bu haram, onda serbest.’ Bizde namaz, abdest bir dolu iş var. Gençler de şöyle düşünmeye başladı: E madem köprüde biriz. Ben de o dine gireyim de kolay yoldan cennete geçeyim! Milleti gavur olmaya teşvik başladı. Bunların dizilerini bile yaptılar. Yahudilerle amentüde ittifakımız var dediler. Hoppala! Zaman gazetesinde yazdılar. E buna reddiye yazdım. İki dinli vatandaş yaptılar FETÖ televizyonlarında. Bakırköy’de, Bahçelievler’de 40-50 tane bina altı kilise oldu. Gençleri Hristiyan yapma projesiydi aynı zamanda bu. Avrupa devletleri Ekümenik projesi için neden bu kadar para yolluyor. Fatih Sur bölgesinde sürekli faaliyetteler.
‘DEVLET KENDİNİ SAVUNACAK’
Aydınlık gazetesi 40 yıldır FETÖ’yü anlatıyor. Neden İslami kesim Aydınlık’tan sonra bu tehdidi gördü?
Beyanları yoktu! Ama tabi dine verdikleri zararı görmeye başlamıştık.
Bugün beyan da faaliyet de var. Sizin dışınızda neden karşı çıkan yok o zaman?
Bunu onlara soracaksınız.
Devlet bu yapıların üstüne gittiği zaman dinin üstüne mi gitmiş oluyor o zaman?
Devlet kendini savunacak. Ama Şırnak’ta bir zafiyet olduğunu tespit ettik. Sincan'da sohbetim vardı. Ankara’daydım. Bir milletvekiliyle bir münasebet sebebiyle görüştük. Bana ‘Şırnak Rektörü her gün Meclis koridorlarında’ dedi. Ne arıyor bu adam Ankara’da! YÖK’ten haber geliyor bize ‘Soruşturma başlattık’ diye. Yahu bu örgüt bizi zehirlemeden önlem alın bari. Böyle şey olmaz. Bu kadar bilgi ortaya çıkıyor. Adım atılmadı. Burada zaaf var.