Çukobirlik’i ayağa kaldırırsak pamuk sorunumuz çözülür

Çukobirlik, bir zamanlar Batı Asya’nın en büyük entegre tesisiydi. Yüz binlerce insanın ekmek kapısıydı. 2000 yılında özelleştirildi. Üreticiler, 'Devlet yeniden el atarsa ülkemizin pamuk açığı kapanır.' dedi

Ülkemizde kooperatifçilik hareketinin en önemli yapı taşlarından biri olan ve çiftçinin alın teriyle kurulan Çukobirlik’in Adana’nın Seyhan ve Yüreğir İlçeleri ile Mersin’in Tarsus ilçelerinde bulunan toplam 265 bin metrekare yüzölçümüne sahip altı adet arsa ve binası, 6 Ekim 2021 tarihinde ‘Kapalı zarf, açık arttırma’ yöntemiyle satışa çıkarıldı. 6 Ekim’de yapılan ihalede, 41 dönüm arazi üzerine kurulu Mihmandar Kooperatifi, 56 milyon 500 bin liralık rayiç bedel tespitine rağmen 35 milyon 500 bin liraya işadamı İhsan Aksan’a satıldı. Bazı Çukobirlik üyeleri, gayrimenkul uzmanlık şirketine başvurarak rayiç bedel tespiti yaptırmıştı.

ÇİFTÇİNİN ALINTERİ

Çukobirlik, Çukurova’da pamuk üreticilerinin ürünlerini değerlendirmek ve üreticiye destek sağlamak amacıyla 1940 yılında 2834 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri Yasası’na göre; Adana, Ceyhan ve Tarsus Tarım Satış Kooperatiflerinin bir araya gelerek, 275 ortakla oluşturdukları bir Kooperatifler Birliği. Merkezi Mersin’de bulunan ve kısa adı “Yer Fiskobirlik” olan Yer fıstığı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, 1989’da Çukobirlik ile birleştirildi. 16 Haziran 2000 tarihinde “4572 Sayılı kanun ile yeni Tarım Satış Kooperatifi ve Birlikleri” Kanunu ile özerk yapıya kavuştu. Hükümetin yönetim üzerindeki etkisi kalktı ancak devlete yaklaşık 346 milyon lira borç çıktı. Bu borç, DFİF (Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu) kapsamında yapılandırıldı ve kısa vadede ödenmesi istendi.

7 BİN 500 ÇALIŞANI VARDI KARA GÜN DOSTUYDU

Her yıl borç ödemekten gelişme imkânı bulamayan Çukobirlik’in, iplik dokuma ve boya basma fabrikalarının makinaları ve bir kısım gayrimenkulleri geçen yıllarda satıldı, çok sayıda taşınmaz ve gayrimenkuller ise atıl duruma getirildi. Çiftçinin kara gün dostu olarak anılan Çukobirlik, devlet tarafından desteklenmek bir yana “borçları ödeyin, yoksa kapatın” baskısıyla da mücadele ediyor.

Zamanında 500-600 bin ton pamuk alır, 7 bin 500 kişi çalışırdı, yüzbinlerce insan buradan ekmek yerdi. Sadece Adana ve Mersin değil, Doğu ve Güneydoğu bölgesi için de iş imkânıydı. Birlik, ortaklarının pamuğunu, soyasını, ayçiçeğini, kanolasını satın alarak onları serbest piyasa koşullarında haksız rekabetten koruyordu. Aynı zamanda zirai ilaç, zirai gübre ve tohumluk gibi ayni destek de sağlıyordu. Şimdilerde ise pamuk alım miktarı yok denecek kadar az. Alınan emtia ise işlenip mamule dönüştürülemiyor. Birçok fabrikası çalışır durumda değil. Tesisler atıl durumda bekliyor, çalışan kısımları da özel sektöre kiraya veriliyor.

‘DEVLET BU BORCU ÜSTLENMELİ’

Pamuk üreticileri ve ziraat odası başkanları, her ihalenin bölge ve Türkiye tarımına yapılan bir darbe olduğunu belirtiyorlar. Üreticilere göre, devlet bu borcu üstlenmeli çünkü bu birlikler tarımın ve tarıma dayalı sanayinin gelişmesinde çok büyük bir öneme sahip. Devlet öncelikle desteğini bu birliklere vermeli. Var olan makinelerin bakımını yapıp çalışır duruma getirilmeli. Elden çıkarılmış makinelerin modernleriyle yenilenip üretime yeniden başlanmalı.

‘PAMUK AÇIĞI KAPANIR’

Çukobirlik Mihmandar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kemal Köylü, satışların gündeme gelmesi ile defalarca açıklama yaptı ama sesini duyuramadı. Çukobirlik yönetiminin asıl işlevinin mülk satmak olmadığını vurgulayan Köylü, satışın ülke tarımına hıyanet olduğunu, yanlışların art arda geldiğini ve bu durumun çok üzücü olduğunu belirtiyor. Köylüye göre Çukobirlik’in aktif hale getirilmesi durumunda Türkiye'deki pamuk açığı kapanabilir. Hatta Çukobirlik'in boşta olan depoları da aktif hale getirilerek faaliyet alanına mısır da eklenebilir. Çukobirlik mısır tüccarlarına kiraya verdiği depolarını bir daha vermeyip depoları ve kurutma tesislerini kendi alım kampanyasına hazırlayabilir. Çukobirlik Adana'nın değeridir. Çünkü Adana'nın Çukobirlik'e, Türkiye'nin de Adana'ya ihtiyacı var!

PAMUĞUN UZUN YOLCULUĞU

Çukobirlik, geçmişte 66 bin üye sayısı 630 bin ton kütlü (işlenmemiş pamuk) alımı, binlerce çalışanı ve 10 ili kapsayan bir alanda ülkenin hatta Ortadoğu’nun en büyük entegre tesisiydi. Çiftçinin alın teri, Çukurova’nın beyaz altını tarladan toplanıp depolara gelir, buradan 'çırçırpres' fabrikasına giderdi ve burada çiğit ile pamuk ayrıştırılırdı. Famuk dokuma fabrikalarına gönderilir, boya basma fabrikasından ise kumaş halinde çıkardı. Çiğit de yağ fabrikasına gider ve üzerindeki elyaf temizlenerek selüloz sanayinde 52 endüstrinin hammaddesi olarak kullanılırdı. Çiğit, preslerde sıkılarak ham yağ elde edilir daha sonra topraklama ile nötralize edilerek rafine edilmiş yağ, yani sofralık yağ üretilirdi. Sıkma sonucu kalan posa da küspe olarak yem sanayinde hammadde ve hayvan yemi olarak kullanılırdı.

Çukobirlik’in bir de tarım satış kooperatifi bölümü vardı. Tohum, gübre, zirai ilaç, tarımsal alet, ekipman gibi ihtiyaçlar, bu kooperatiften karşılanırdı.

‘EKİM ALANLARIMIZ ARTAR’

Aydınlık’a konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Çukobirlik ve buna benzer kuruluşların devlet desteğiyle güçlendirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Çukurova’da pamuk ekim alanları azaldı. Çukobirlik çiftçi lehine kurulmuştu. Çiftçinin yanındaydı, piyasayı dengeleyen unsurdu. Arazilerin fabrikaların çoğu atıl şu anda. Atıl araziler ya kiraya veriliyor ya da depo olarak kullanılıyor. Buralar iyi değerlendirilmedi, zarar ettirildi. Ziraat odaları yöneticileri ve devlet, buralardan sorumlu olmalı. Bu kuruluşlar çok önemli kuruluşlar. Çukobirlik şu anda 9 liraya pamuk alıyor. Ama öylesine alıyor. Satacak ki üreticiye parasını versin. Çiftçilerin kurduğu kuruluş, şu anda üreticiye güven vermiyor. Çukobirlik yeniden ayağa kalkarsa ekim alanlarımız artar, üretici daha fazla kazanır daha fazla üretir, Türkiye kazanır. Şu anda pamuğu Adana’da tüccar alıyor. Devlet bu borca sahip çıkmalı ve yeni yönetimler kurarak buraları yeniden işlevsel hale getirmeli.”

‘TÜRKİYE’NİN KALKINMASINDA ÇOK ÖNEMLİ ROLÜ VAR’

Ziraat Mühendisi Bahadır Berkyez de Aydınlık’a yaptığı açıklamalarda şunları söyledi: “Adeta paranın geçmediği takas sisteminin oluştuğu bir organizasyondu. Bundan dolayıdır ki Çukobirlik çiftçinin kara gün dostudur. Elinde maddi imkânları olmadığı dönemde uygun fiyata alır, çok küçük bir farkla hasatta mahsuplaşırdı. Çiftçi en zor anında tefeciye boğulmadan ihtiyaçlarını karşılardı. Çiftçinin kurmuş olduğu bu kooperatifin, Türkiye’nin kalkınmasında çok önemli bir yeri vardı. Ama bugünlerde üye sayısı oldukça düştü. Pamuk alım miktarı yok denecek seviyeye geldi. Birçok fabrikası çalışmıyor veya çalışır durumda değil. Alet ve ekipmanları ya satıldı ya da atıl durumda bekliyor çalışan kısımları da özel sektöre kiraya veriliyor. Çalışan sayısı yüzlü rakamlara düştü, bunlar da yönetici büro veya bekçi konumundaki çalışanlardan oluşuyor.” “Bu birlikler istihdama dayalı üretim ekonomisinin en önemli unsurlarıdır. Bu birliklerin işlevsel hale getirilmesi, binler demiyorum, milyonların faydasınadır. Buraların, siyasilerin ve seçilmişlerin arpalığı haline gelmesini önleyecek yasalar çıkarılmalı ve toprak işleyenin su kullananın mantığıyla, bu birlikler gerçek sahiplerinin, çiftçilerin yönetiminde olmalıdır.”

Sonraki Haber