Cumhurbaşkanı Başdanışmanı açıkladı: Erken seçim mi olacak?
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, erken seçim tartışmasına ilişkin '2028’e kadar olağanüstü şartlar ve istisnai durumlar oluşmadığı sürece gerçekçi bir tartışma değildir.' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Türkiye'deki erken seçim tartışmalarına dair AA Analiz'e yazı yazdı.
Türkiye'de erken seçimin yapılması için "olağanüstü ve istisnai durumların" olması gerektiğini ifade eden Uçum, ne yerel seçim sonuçlarının ne de ekonominin erken seçim için gerekçe oluşturamayacağını ifade etti.
MUHALEFETİN POLİTİKA ÜRETEMEME SORUNU
Erken seçim tartışmalarının muhalefetin, "ülkenin iç ve dış konularında, sorunlarında alternatif politika ve program üretememe sorununu" örtmek için kullanıldığını ifade eden Uçum, bugün bu tartışmanın gündeme getirilmesinin "2028’e kadar Türkiye’nin sahip olduğu siyasi istikrar avantajını zedelemeye dönük ideolojik bir hamle" olarak nitelendirdi.
Uçum'un yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Türkiye’de hangi olağanüstü ve istisnai durumlar oluşmuştur ki ya Cumhurbaşkanı veya Meclis seçimlerin yenilenmesi kararını versin veya bu ihtimal gerçekçi bir seçenek olsun.
'YEREL SEÇİM VE EKONOMİ GEREKÇESİ'
"2 gerekçe ileri sürülüyor:
"Birincisi yerel seçim sonuçları, ikincisi küresel ekonomik krizin Türkiye’ye etkileri.
"Yerel seçimlerde halkın verdiği mesajın bir iktidar değişikliği talebi olarak okunması asla mümkün değildir. Halk 10 ay önce aynı ekonomik şartlara hatta deprem felaketiyle birlikte daha da ağırlaşan koşullara rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Cumhur İttifakı'na güvenini ve desteğini net olarak ortaya koydu. Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ikinci turda yüzde 52’den fazla oyla seçildi.
"Yerel seçimlerde ise halkın ekonomik şartlara yönelik bir mesaj verdiği genel kabul görüyor. Öyleyse halkın beklentisi bir erken seçim değil ekonomik şartların düzeltilmesidir. Halkın beklentisi; iktidarın ekonomik sorunların çözümü yönünde icraat yapması, muhalefetin de bu icraatlara destek vermesidir.
'İSABETLİ VE UYGUN GEREKÇELER DEĞİL'
"Buna göre somut olarak gerek yerel seçim sonuçları gerekse ekonomik şartlar zamanından önce seçim için yeterli, isabetli ve uygun gerekçeler değildir.
"Genel olarak ise şu aşamada Türkiye, siyasal sistemin işleyişi açısından ne olağanüstü bir durum içindedir ne de Meclisi ve Hükümeti yenilemeyi gerektiren istisnai bir koşulla karşı karşıyadır. Bu durumda “erken seçim” tartışması 2028’e kadar olağanüstü şartlar ve istisnai durumlar oluşmadığı sürece gerçekçi bir tartışma değildir.
'ADAYLIK TARTIŞMASININ ZAMANININ GELMEDİĞİ AÇIKTIR'
"Bu noktada ülke liderliği birikimi ve dünyadaki güçlü ve birçok konuda öncü siyasi etkisi açısından Türkiye’nin büyük bir değeri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 2028 seçimlerinde son kez adaylık yolu açmak bu istisnai durumlardan sayılabilir. Cumhur İttifakı'nın bu konuda bir kararlılık göstereceği şimdiden bellidir. Mecliste bu yönde güçlü bir eğilim oluşabileceği de öngörülebilir. Fakat olağan gidişatta bu hususun 2027 yılının sonlarına doğru gündeme gelmesi beklenir. Dolayısıyla bu konunun da henüz zamanının gelmediği açıktır.
'2028'E KARŞI HAMLE YAPILIYOR'
"Peki bu tartışma bugün niye gündeme getirilmek isteniyor? Son derece açık; 2028’e kadar Türkiye’nin sahip olduğu siyasi istikrar avantajını zedelemeye dönük ideolojik bir hamle yapılıyor. Türkiye son derece yapay bir erken seçim tartışmasıyla hem ekonomiye hem hukuka ilişkin gerçek gündeminden uzaklaştırılmak isteniyor.
"Diğer önemli bir nokta, erken seçim tartışması, muhalefetin ülkenin iç ve dış konularında, sorunlarında alternatif politika ve program üretememe sorununu, kısırlığını ve içlerindeki keskin rekabeti örtmek için bir araç olarak da kullanılıyor.
'TUZAKLARI DEŞİFRE ETMEK GEREKİYOR'
"Demokratik siyasetin ve demokratik kamuoyunun bu tuzaklara düşmemesi tam aksine bunları deşifre etmesi gerekiyor.
"Unutulmasın yeni sistemin kurgusu gereği; seçimlerin zamanından önce yapılması, diğer deyişle seçimlerin yenilenmesi koşulları öyle ortaya çıkar ki hiç kimse seçimler yenilenmeli mi tartışmasına girmez; tam tersine herkes açısından yenilenme ihtiyacı ve kararı meşru olarak kabul edilir.
"Bu nedenle bu tip yapay ve sapma tartışmaları bir kenara koyup ülkemizin başta yeni anayasa olmak üzere ihtiyaç olan reform gündemlerine ve hedeflerine yoğunlaşmak gerekir."