Cumhurbaşkanı danışmanı: Temel çelişki emperyalizm ve milli devletler arasında

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, bugün emperyalizmin milli devletlere karşı saldırılarının çok arttığını belirtti. Yeni ‘sivil’ anayasa ihtiyacı olduğunu savunan Uçum bunun ‘Milli anayasa yaklaşımıyla’ oluşturulması gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum.

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Cumhuriyet’in 100’üncü yılına ilişkin röportajında yeni anayasa vurgusu yaptı. Anadolu Ajansının (AA) Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı "Türkiye'nin Asırlık Anayasa Serüveni" temalı 3 bölümlük dosya haberin ikinci bölümünde, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, yeni anayasa çalışmaları üzerine konuştu.

YENİ VE SİVİL ANAYASA

Yeni anayasa ihtiyacının 1987'den beri tartışıldığını belirten Uçum, 1982 Anayasası'nın ilk kez 1987'de değiştirildiğini, o değişiklikten itibaren Türkiye'de yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacının hep dillendirildiğini söyledi. Uçum, özellikle son 10 yılda yeni anayasanın siyasetin ve Meclis'in çok güçlü bir gündemi haline geldiğini ifade etti.

Mehmet Uçum, 2011'deki seçimlerin ardından Meclis'te bütün partilerin temsilcilerinin bulunduğu bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulduğunu, komisyonun uzun süre çalıştığını hatırlatarak, "Türkiye'de sivil toplum, bütün kurumlar, meslek kuruluşları, sürekli bir yeni anayasa çalışmasının içerisinde oldu. Türkiye toplumunun bir talebi 36 yıldır gündemde." diye konuştu. Bu talebin neden ortaya çıktığına değinen Uçum, şunları söyledi:

"Çünkü 1982 Anayasası, toplumla devlet arası ilişkide, toplumun ihtiyaçlarını, bireylerin ihtiyaçlarını karşılayan bir anayasa olmadı hiçbir zaman. Anayasa'da çok değişiklik oldu ama Anayasanın temel felsefesi, 103 maddesi, yapısını aynen koruyor. Hatta 2017'de hükümet reformu çerçevesinde yapılan değişiklikten sonra anayasanın bütün iç tutarlılığı da ortadan kalktı. Bu anayasa dil açısından da sorunlu, terim birliği açısından da sorunlu, aynı zamanda güncel ihtiyaçları karşılamak bakımından da sorunlu."

‘HAK VE ÖZGÜRLÜKLER SINIRLAMA ÜZERİNE KURULU’

Mevcut Anayasa'da hak ve özgürlükler sistematiğinin sınırlama üzerine kurulu olduğunu anlatan Uçum, "Sanki hak ve özgürlükler kural değil de sınırlamalar kuralmış gibi bir yaklaşım var. Dolayısıyla hak ve özgürlükler yaklaşımı açısından öncelikle hak ve özgürlüklerin temel, esas ilke olduğu, sınırlamaların istisna olduğu bir anayasal yaklaşıma ve bir anayasal düzene ihtiyacımız var." değerlendirmesini yaptı.

YENİ NESİL HAKLAR

21. yüzyılın çok farklı dinamiklerinin bulunduğuna işaret eden Uçum, çok farklı ihtiyaçların, yeni nesil hakların ortaya çıktığını, bu yüzyılın ihtiyaçlarını karşılamak için de yeni anayasaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Uçum, "Sonuç olarak Türkiye toplumu, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılında darbe ürünü olan bir anayasayla yaşamak zorunda bırakılmamalı. Toplum yeni anayasa istiyor." dedi.

CUMHURİYET BİRİKİMİ

"Yeni anayasa derken, sıfırdan, bir 'tabula rasa' yaklaşımıyla boş bir kağıda her şeyi yazarak bir anayasadan söz etmemek lazım." diyen Uçum yeni olsa bile mutlak surette Cumhuriyet'in birikimi ve demokratik birikimin bu yeni anayasanın temeli, kaidesi, tabanı olacağını belirtti:

"Dolayısıyla yeni anayasanın birinci önceliği, birinci kaidesi, birinci temeli Cumhuriyet'in ilkeleridir, Cumhuriyetin kuruluş ilkeleridir. Kurucu lider Atatürk, Cumhuriyet'in nitelikleri, laiklik, hukuk devleti, sosyal devlet, demokratik devlet, bütün bu ilkeler yeni anayasanın tabii ki temeli olacaktır. Başkent, bayrak, elbette yeni anayasanın temeli olacak ilkelerdir. Dilin Türkçe olması, yeni anayasanın temeli olan ilkelerdir. Bunlar zaten Cumhuriyet'in kuruluşuyla elde ettiğimiz, bütün topluma ait birikimlerdir. Kapsayıcı Türk milleti anlayışı, kapsayıcı Türk vatandaşlığı anlayışı, bu yeni anayasanın zaten birikim ilkeleridir ve böyle olacaktır. Dolayısıyla birinci esas Cumhuriyetin ilkelerinin korunması ve güçlendirilmesidir."

MİLLİ DEVLETLERE SALDIRI

İkinci esasın ise demokratik birikim olduğunu, Türkiye'nin kurulduğundan beri çok ciddi bir demokratikleşme süreci yaşadığını ve bu birikimi oluşturduğunu söyleyen Uçum, şöyle devam etti:

"Yeni anayasa, Cumhuriyet'in ilkelerine ve demokratik birikime dayanan bir anayasa olacaktır. Onun dışında anayasanın kapsayıcı, kuşatıcı, koruyucu olması yaklaşımları üzerinde yeni anayasanın içeriği oluşturulacaktır. Daha da önemlisi bir milli anayasa yaklaşımıyla yeni anayasanın ele alınması gerekir. Özellikle günümüzde küresel emperyalizmin milli devletlere karşı saldırılarının çok arttığı, dünyada temel çelişkinin neredeyse küresel emperyalizmle milli devletler arasında olduğu bir dönemde bir milli anayasa yaklaşımıyla bu yeni anayasanın oluşturulması vazgeçilmez ilkelerden birisidir."

Sonraki Haber