Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kritik elektrik faturaları açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret için gittiği Birleşik Arap Emirlikleri'nden dönüşünde uçakta gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, bakanlar kurulu toplantısında elektrik taleplerinin de ele alınacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un mart ayında Türkiye'ye yapacağı ziyareti olumlu karşıladıklarını, böyle bir adımın atılmasının iki ülke ilişkileri açısından iyi olacağını söyledi.

Ziyareti başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, ilk gün Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile son derece verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini vurguladı. Erdoğan, "Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerinin daha da geliştirilmesine yönelik atabileceğimiz ortak adımları ele aldık. İş birliğimizde, son dönemde sağlanan ivmeyi muhafaza etmek ve ileri taşımak konusundaki iradenin karşılıklı olduğunu memnuniyetle müşahede ettik." ifadesini kullandı.

Temaslarında ayrıca bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduklarını vurgulayan Erdoğan, "Bu noktada Birleşik Arap Emirlikleri'nin güvenlik ve istikrarına verdiğimiz desteğin altını çizdik. Körfez Bölgesi'nin güvenliğini, kendi güvenliğimizden ayrı görmediğimizi vurguladık." diye konuştu.

Ziyaret vesilesiyle çeşitli alanlarda 13 mutabakat zaptı ve protokol imzaladıklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Savunma sanayisi alanında imzalanan niyet mektubuyla önümüzdeki dönemde atılacak ortak adımlara ilişkin koordinasyonu sağlamak üzere anlayış birliğine vardık. Kara ve deniz taşımacılığı alanlarında akdedilen mutabakat muhtırasıyla lojistik maliyetlerinin düşürülmesi sağlandı. Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması müzakerelerinin gecikmeksizin başlatılması hususunda mutabık kaldık. Ayrıca sağlık ve tıp bilimleri, sanayi ve ileri teknolojiler, iklim değişikliğiyle mücadele, tarım, kültür, gençlik, iletişim, arşiv, meteoroloji, afet ve acil durum yönetimi alanlarında da iş birliğine yönelik önemli anlaşmalar imzaladık. Dost ve kardeş Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerimizin ahdi zeminini daha da güçlendirecek tüm bu anlaşmaların ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum."

DUBAİ TEMASLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önde gelen iş adamlarıyla bir araya geldikleri toplantıda ise özellikle Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki yatırımcıların Türkiye'ye gösterdikleri alakanın ne denli yüksek olduğunu gözlemlediklerini, Türkiye'nin teknoloji şirketlerine ve hızla gelişen dinamik iş ortamına büyük ilgi duyduklarını müşahede ettiklerini kaydetti. Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde büyük projelere, geleneksel şirketlerimize olduğu kadar startup firmalarımıza, kuluçka merkezlerimize ve teknoparklarımıza da yatırımcı olarak katkıda bulunmak istiyorlar. Bu süreçte biz de kendilerine gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik." şeklinde konuştu.

Dubai'de ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum ile de bir araya geldiğini ve kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, Türk müteşebbislerin Dubai'nin ekonomik ve ticari gelişimine sağladıkları katkının artarak sürmesi için atılabilecek adımlar konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını söyledi.

Erdoğan, EXPO 2020 Dubai sergi alanında Türkiye Milli Günü etkinliklerine iştirak ettiklerini belirterek temasları arasında en önemlilerinden biri olan gençlerle buluşmada, umut ve heyecan dolu, yüksek enerjili bir sohbet gerçekleştirdiklerine işaret etti.

Daha sonra Azerbaycan reyonunu gezme ve burada Azerbaycan'ın meşhur sanatçılarını dinleme fırsatı bulduğuna değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ziyaretimin Birleşik Arap Emirlikleri ile iş birliğimizin güçlü bir ivmeyle yeni ufuklara taşınması bakımından önemli bir aşama teşkil ettiğine inanıyorum. Ortak çıkarlarımız ve bölgemizin istikbali için bu gayreti, karşılıklı saygı ve güven temelinde sürdürmekte kararlıyız. Ziyaretimiz süresince Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki kardeşlerimizden büyük muhabbet ve yakınlık gördüğümü özellikle dile getirmek istiyorum. Bu vesileyle şahsıma ve heyetime gösterilen nazik ev sahipliğinden dolayı kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum."

"SUUDİ ARABİSTAN'LA DA OLUMLU DİYALOGUMUZU SÜRDÜRÜYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE ile ilişkilerde yeni bir dönemin başladığı ve aynı çerçevede Suudi Arabistan ile de benzer bir yakınlaşma olacağı haberlerinin anımsatılarak "Yakın zamanda bir Riyad ziyareti söz konusu mu? Oradaki görüşmeler nasıl ilerliyor? İsrail Cumhurbaşkanı mart başında Türkiye'ye geliyor. Bu ziyaretten beklentileriniz nelerdir?" sorusu üzerine, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Biz Suudi Arabistan'la da olumlu diyaloğumuzu sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde somut adımlarla ilerleme arzusundayız. Suudi Arabistan ile bu süreci olumlu istikamette geliştirelim istiyoruz. İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog'la da muhtelif vesilelerle olumlu telefon görüşmeleri gerçekleştirmiştik. Kendisinin mart ayında ülkemize bir ziyareti öngörülüyor. Tabii bu ziyareti olumlu karşılıyoruz. İnşallah uzun bir aradan sonra böyle bir adımın atılması Türkiye-İsrail ilişkileri açısından iyi olacaktır."

"BÖLGENİN SAĞLIĞI AÇISINDAN İSABETLİ OLMAZ"

Ukrayna-Rusya krizinde son günlerde Avrupa ve ABD'nin işgal noktasında sürekli tansiyonu yüksek tutmaya çalıştığı hatırlatılarak "Batı'nın bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayın Zelenski ile görüşmeniz olmuştu. Sayın Putin ile görüşmeniz, değerlendirmeniz olacak mı? Olası bir işgal, Türkiye'yi nasıl etkiler?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Sayın Zelenski kendisiyle yaptığımız görüşmede, 'Putin, Zelenski, Erdoğan' olarak yapılacak üçlü bir görüşmeye olumlu yaklaştığını ifade etti. Sayın Putin'in de bu konuya olumlu yaklaşması halinde İstanbul veya Ankara'da bir araya gelmeyi inşallah gerçekleştirebiliriz. Bu arada da Sayın Putin ile telefon diplomasisi yapmak suretiyle buna nasıl baktığını kendisinden öğrenmek isteyeceğim. Buna göre de işi takip etme gayreti içerisinde olacağız. Zira bölgede gerçekten bir savaş çıkması hayra alamet değildir. Böyle bir şey bölgenin sağlığı açısından isabetli olmaz."

"GÜNDEMDE TUTMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"

Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki adaları silahlandırması sorunu çerçevesinde Türkiye'nin, "Yunanistan bundan vazgeçmezse bu adaların egemenliği tartışılır" sözlerine Atina'dan "Bu suçlamaları reddediyoruz." yanıtının geldiğinin anımsatılarak "Netleştirmek adına bizim itirazımız ne? Silahlandırma sürerse Türkiye'nin Atina'ya karşı ne tür adımları olabilir?" sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu sözlerle değerlendirdi:

"Silahsızlandırılmış statüde bulunan adalarda anlaşmalara aykırı olarak yürütülen askeri faaliyetlere sessiz kalmamız mümkün değil. Nitekim bu konuyu BM'nin gündemine taşıdık. Önümüzdeki dönemde de gündemde tutmayı sürdüreceğiz. Bu konuda ayrıca Bakanımız bunlara bir uyarıda bulundu. Fakat Yunanistan'ın bu işi böyle devam ettirmesi halinde tabii ki gerekli olan neyse bu uyarıyı biz de en üst düzeyde yaparız. Çünkü malum, adalar konusu hep tartışmalıdır. Bizi bu tartışmalı konuları gündeme getirme mecburiyetinde bırakabilirler. Bunun için de Bakanım 'Bizi bu konuları tartışmaya açmak zorunda bırakmasınlar.' diye onlara alt düzeyden bir uyarı yaptı. Hayırlı da oldu."

"19 İNSANIN DONARAK ÖLMESİ YENİLİR YUTULUR BİR OLAY DEĞİL"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yakın zamanda AB ülkelerine herhangi bir ziyaret olacak mı? Mültecilerle ilgili başlatılan süreç çerçevesinde görüşmeler devam edecek mi? Bununla ilgili AB'den Türkiye'ye yardım konusunda yeni bir taahhüt söz konusu mu? Kıyafetlerine el konularak sınır dışı edilen mültecilerin Yunanistan sınırında donarak ölmesine yönelik yorumunuz nedir?" sorularına şu yanıtı verdi:

"Özellikle Yunanistan sınırında 19 insanın donarak ölmesi yenilir yutulur bir olay değil. Tabii biz bunu Avrupalılara her halükarda duyuruyoruz. Elbette göçmenler için kendi yaptıklarımızı da duyuruyoruz. Bundan sonra da yine duyurmaya devam edeceğiz. Diğer taraftan, Avrupa'da 'Görüşme yapalım' diyen devlet başkanları var. Onlarla da belki bu hafta veya önümüzdeki hafta içerisinde video konferans görüşmeleri yapmaya devam edeceğiz. Bu arada mesela Hazine ve Maliye Bakanımızın (Nureddin Nebati) bir İngiltere seyahati oldu ve buradaki görüşmeleri çok çok verimli geçti. Tabii Ukrayna ve BAE'ye gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerimizin yanı sıra yakın bir zamanda gerek İsrail'in Türkiye'ye yapacağı ziyaret gerekse bizim Senegal ve Kongo'ya yapacağımız ziyaretler de önümüzdeki dönemin en can alıcı hareketliliği olacak. Temennimiz o ki bu ziyaretleri verimli bir şekilde sürdürmeye devam edelim. Bu konuda ilgili bakan arkadaşlarımız da yeni ziyaretlerini sürdürmeye devam edecekler. Örneğin önümüzde bir Münih Konferansı var. Münih Konferansı'na Dışişleri Bakanımız katılıyor, orada bazı görüşmeler yapacaklar. Bunun dışında, Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcımız Sedat Önal'ın bir İsrail ziyareti olacak. Sayın Herzog'un ülkemize planlanan ziyaretinin hazırlıklarını ele alacaklar. Bu trafiği biz bu şekilde devam ettiriyoruz."

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yönelik tavrı hatırlatılarak, "Bu konudaki değerlendirmenizi merak ediyorum. Bu gerçekten de sizin 'Avrupa'da bu krizi çözecek lider yok' ifadenizin bir anlamda teyidi mi oldu?" diye sorulması üzerine Erdoğan, Putin ile Macron'un görüşmesindeki görüntünün ne anlama geldiğine ilişkin ilave bir yorum yapmasına gerek olmadığını söyledi.

Ukrayna-Rusya arasındaki krizin diplomatik ve barışçıl yollarla çözüme kavuşması için üzerine düşen sorumluluğu samimi bir şekilde yerine getirmeye çalıştığına işaret eden Erdoğan, "Gerek Sayın Putin ile gerek Sayın Zelenski ile yakın bir diyalog ve iş birliği içindeyiz. Bunun tansiyonun düşürülmesi için kullanılabilecek önemli bir imkan olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'daki son gelişmeler hatırlatılarak, "Türkiye'nin bundan sonra atacağı adımlar neler olacak? Bugün Birleşik Arap Emirlikleri'nin de Libya'da bir anlamda Türkiye'ye muhalefet eden politikalarından geri adım attığını duyduk. Daha kolaylaşacak mı bundan sonraki süreç, yoksa zorlaşacak mı?" sorusu üzerine Türkiye'nin Libya'da geri durmasının söz konusu olmadığını vurguladı.

Libya'ya başından itibaren elden gelen her türlü desteğin verildiğini, bundan sonra da verileceğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün mesele Libya'da liderler seviyesinde bir süreci takip etmek mi; yoksa Libya halkının müreffeh, huzurlu bir geleceğini sağlayacak bir seçime yardımcı olmak mı? Biz ikinciyi tercih ediyoruz. İstiyoruz ki öyle bir seçim yapılsın ki bu seçimle beraber Libya halkı hakikaten istediği, arzu ettiği bir yönetim biçimine kavuşsun. Şu anda bunun arayışı içerisindeyiz.

Sayın Dibeybe'ye karşı yapılan girişim üzücüdür. Diğer taraftan Fethi Başağa da adaylığını açıkladı. Bizim Fethi Başağa ile olan münasebetlerimiz iyidir. Öbür tarafta Dibeybe ile de iyidir. Bunun yanında yine Halid el-Mişri ile de münasebetlerimiz iyidir. Bütün mesele, Libya halkının burada tercihini kimden yana yapacağı, nasıl yapacağıdır. İnşallah en kısa zamanda hayırlısıyla bir neticeye varılmasını arzu ediyoruz. Fakat burada bir geçici yönetim mantığı var. Bu geçici yönetim mantığında da '1,5 yıllık bir hükümet kurulsun' deniliyor. Ben böyle bir yaklaşımı Libya için doğru bulmuyorum. Burada adam gibi bir seçim yapılmalı ki Libya bu noktada güçlü bir yönetim kadrosuyla uzun süreli bir adımı atmış olsun."

BAKANLAR KURULU TOPLANTISINDA ELEKTRİK TARİFELERİ DE ELE ALINACAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, elektrik faturalarına yönelik bir çalışma olup olmadığının sorulması üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının hazırlıklarını yaptığını belirterek, "Kabine toplantısında etraflıca görüşeceğiz ve ondan sonra da açıklamamızı bütün detaylarıyla yapacağız." ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "İndirim yapılana kadar elektrik faturamı ödemeyeceğim." sözlerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, "Bir siyasi partinin genel başkanı, 'Ben elektrik faturasını ödemeyeceğim' diyorsa bu ne anlama gelir? Sen elektrik faturanı ödemediğin zaman yapılacak işlem nedir? Elektriğin kesilmesidir." diye konuştu.​​​​​​​

Erdoğan, "6 muhalefet lideri 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi keyfi ve kural tanımaz bir sistem' dedi güçlendirilmiş parlamenter sistemi istediler. Bununla ilgili mutabakat metnini de 28 Şubat'ta yayınlayacaklarını söylediler. Bu konuda görüşleriniz nedir?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni bu milletin kendisi getirmiştir. Bunu kabul etmeyenler en başta millet iradesine saygısızlık yapıyor demektir. Bunların bir araya gelmeleri manidar. Niye 28 Şubat? Bu da garip. Öbür taraftan HDP'yi çıldırtıyorlar. Oldu olacak onu da alın yanınıza. Bunlar daha çok bir araya gelirler ama bunlardan bir şey çıkmaz.

Biz ise Cumhur İttifakı olarak; AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi olarak emin adımlarla kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz. Vatandaşlarımızın herhangi bir sıkıntı çekmesine sebebiyet verecek adımlara fırsat vermeyiz. Zaman zaman ekonomi ile alakalı konularda yalan yanlış konuşuyorlar. Ama gerek elektrik konusunda gerek diğer konularda, bunların hiçbirine biz vatandaşımızı ezdirmeyeceğiz ve vatandaşlarımızla geleceğe yönelik adımlarımızı kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İleride bu 6 muhalefet partisinden Cumhur İttifakı ile birlikte olmak isteyenlere kapınız açık mı?" sorusuna, "Haşa. Öyle bir şey olur mu? Böyle bir şeye benim kendi tabanım da müsaade etmez." cevabını verdi.

Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu'nda değişiklik çalışmalarına ilişkin son durum sorulan Erdoğan, hazırlanan taslak metni MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye takdim ettiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fethi Bey ile Hayati Bey çalışmalarını sürdürüyorlar. Büyük Birlik Partisinin yapmış olduğu çalışma da zaten önlerine gelmişti. Çok kısa bir zaman içerisinde nihai kararı verip ona göre de adımı atabiliriz. Bu noktada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil." ifadelerini kullandı.

"BUNLARIN ÜZERİNE ÜZERİNE GİDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir gazetecinin gıda ürünlerinde KDV'nin yüzde 1'e düşürüldüğünü ancak bazı zincir marketlerde fiyat indirimi yapılmadığını ifade ederek, "50 bin şubesi bulunan bu zincir marketlerin organize hareket etmesi maddi anlamda bir milli güvenlik sorunu teşkil etmiyor mu? Enflasyonla Mücadele Timi kurulacağını söylemiştiniz. Bu tim enflasyonla mücadelede başarılı olabilir mi? Esnaf çocuğu bir gazeteci olarak biraz endişeliyim." sözlerine şu karşılığı verdi:

"Bir defa hiç endişeli olmayın. Şu an itibarıyla gerek Hazine ve Maliye Bakanlığımız gerek Ticaret Bakanlığımız bunları yakın markaja almış durumda. Bazı ürünlerde KDV indirimi sonrası fiyatlar belli oranlarda geri gelmiş görünüyor. Öyle veya böyle inecek. Ben Hazine ve Maliye Bakanı'mıza 'Süratle bunların üzerine gitmeniz gerekiyor' dedim. Onların patronlarıyla da bizzat Nureddin Bey görüşmek suretiyle bunların üzerine gitmeye ve bir de bunları teftişe devam edeceğiz.

Biz devlet olarak temel gıda ürünlerinde KDV'yi yüzde 8'den yüzde 1'e indirdik ama bir de dedik ki 'Siz de indireceksiniz. Biz nasıl KDV'yi 7 puan indirdiysek, buna ek olarak sizden de burada en az yüzde 7 fiyat indirimi bekliyoruz' dedik. Bu toplamda 14 puan eder. Onlardan da daha sonra bu istikamette açıklamalar aldık. Şimdi bu devam etmezse biz bunların üzerine çok farklı bir şekilde gideceğiz. Bir defa vatandaşımızı bunlara ezdirmeyeceğiz. Bunların üzerine üzerine gideceğiz. Böylece meyveydi, sebzeydi, hububattı, yumurtaydı, süt ve süt mamulleriydi, aklınıza ne gelirse, tüm temel gıda ürünlerinde gerekli olanı yapacağız. Şurada 1-2 ay içerisinde bu rafların nasıl düzeldiğini hep beraber göreceğiz. Hiç endişeniz olmasın."

"ÇALIŞMALARDA SONA GELİNDİ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya yasası çalışmasının ne durumda olduğuna ilişkin soru üzerine, sosyal medyanın ciddi bir imkan olduğuna ancak bu imkanın dezenformasyon ve yalan haberle kişilik haklarını, toplum huzurunu, ülke güvenliğini tehdit eder şekilde kullanılmasına sessiz kalamayacaklarına değindi.

Dezenformasyonla daha etkin mücadele etmek adına yeni kanuni düzenlemeler yapılmasının zaruri hale geldiğine dikkati çeken Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının teknik çalışmalarını tamamladığını, ardından TBMM'de AK Parti Grubu'nun bunu tekamül ettirmek üzere çalıştığını, ortaya çıkan metin üzerinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın başkanlığında toplantılar gerçekleştirildiğini anlattı.

Erdoğan, "İçişleri Bakanımız, Adalet Bakanımız, İletişim Başkanımız ve ilgili kurum kuruluşlarımızın yöneticileri de çalışma toplantılarında yer aldı. Son toplantıyı da inşallah pazartesi günü gerçekleştirecekler. Çalışmalarda sona gelindi diyebiliriz." bilgisini paylaştı.

Sürecin Mecliste tamamlanacağını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu çalışmada üç ana unsur var. Her şeyden önce yalan haberin, dezenformasyonun yayılmasını, sistematik bir şekilde yaygınlaşmasını engelleyecek bir düzenlemeden söz ediyoruz. İkincisi, yoğunlukla sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen dezenformasyon faaliyetlerine karşı sosyal ağ sağlayıcılarına, sosyal medya şirketlerine ve kullanıcılarına yönelik yeni düzenlemeler ve sorumluluklar gelmiş olacak. Üçüncüsü de internet haber sitelerine yine dezenformasyonu önleme adına bazı sorumluluklar getirilecek. Dezenformasyonla mücadeleyle ilgili adımları kararlı ve süratli bir şekilde takip ediyoruz ve gerekli adımları da atacağız."

Sonraki Haber