Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güçlü ordu mecburiyettir

Türk Silahlı Kuvvetlerinin zayıflatılması için yapılan saldırların başarısız olduğunu ifade eden Erdoğan 'Güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik. Güvenlik hattındaki eksikleri yeni harekatlarla tamamlayacağız.' dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Güçlü bir orduya sahip olmak bir tercih değil, mecburiyettir” dedi. Tel Rıfat ve Münbiç’e yapılması beklenen operasyonlara ilişkin de “Güvenlik hattındaki eksikleri yeni harekatlarla tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.
Ak Parti Kızılcahamam Kampında konuşan Erdoğan özetle şunları kaydetti:
“Güçlü bir orduya sahip olmak bir tercih değil, mecburiyettir. Ordumuzu içten içe çürütmek, zaafiyete düşürmek, tarihi ve kadim değerleri ile bağını koparmak için her yola başvurdular. Her dönem farklı araçlar ve kişiler kullandılar. En son FETÖ ihanet çetesi ile bu emellerine ulaşmaya çalıştılar. Milletimiz ile birlikte hamdolsun bu oyunu bozduk. TSK'yı dünyanın en modern orduları arasına katacak adımları attık. Güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik. Harekatlarla oluşturduğumuz güvenli bölgelere 500 bin kişiyi yerleştirdik. Güvenlik hattındaki eksikleri yeni harekatlarla tamamlayacağız. Bu çalışmaları titizlikle yürütüyoruz.

ASIL MÜCADELE APARATLARIN SAHİPLERİNE KARŞI

“TOKİ eli ile toplam 1 milyon 100 bin konut yaptık. 3 milyon kentsel dönüşümü tamamladık. İnşallah yakında yeni müjdelerle milletimizin huzurunda olacağız.
Milli gelirimizi 235 milyar dolardan aldık, 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdik. Şayet Gezi olayları ile başlayan ve devam eden ihanetlerin ülkemize kur, faiz, enflasyon şer üçgeni üzerinden ödettiği ağır bedeller olmasaydı bugün 1.5 trilyon doları bulan milli gelirle farklı yerlerde olacaktık. Sahnede hangi oyun sergilenirse sergilensin gerisinde bir ekonomik sabotaj mutlaka vardır. Buna rağmen ülkemize diz çöktürülmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Karşımıza çıkarılan aktörlerin birer aparat olduğunu biliyor, asıl mücadeleyi projelerin gerçek sahiplerine karşı veriyoruz.

'ABD’DE OFİSE GEREK YOK AYAĞIMIZA GELİYORLAR'

“Savunma sanayiindeki yerlilik oranımız yüzde 20'den yüzde 80 seviyesine çıktı. Batı bize vermezken, biz şimdi Batı'ya ihraç eder hale geldik. İHA'lar, SİHA'lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç ettiğimiz ürün çeşidimiz 228'e yükseldi. Birileri diyor ki, ABD'de ofis açsanız. Gerek yok, onlar buraya geliyor. Türkiye sürekli kapısına gelinen, bize de yok mu denilen ülke haline geldi.

Türkiye İşçi Partisi Milletvekillerinin köprüye Gezi Olaylarının yıldönümü nedeniyle astığı pankartı hatırlatan Erdoğan “Polisimize vurmaya kalkanlar olmuştur. Bunlar malum partinin uzantılarıdır. Bu milletin polisine el kaldırandan vekil olmaz. Bunların parlamentoda yeri de olmaz. Bunların parlamentodan bir an önce silinip atılması da gerekir. Bunun adı demokrasi olmaz. Sen orada polise vuracak, yere indireceksin. Neymiş, pankart asacaksın, astırmamaya çalışan, görevini yapan polise vuran, bundan milletvekili olmaz.”

KILIÇDAROĞLU’NUN SORULARI

“Türk siyasi tarihinin katlanması en ağır cilvesi bizim dönemimize denk geldi. Bunun adı Kılıçdaroğlu'dur. Gülüp geçsek gülüp geçilecek hali yok. Ciddiye alsak ciddiye alınacak hali yok. İftiranın, yalanın, zırvanın dozunu sürekli artırıyor. Ara ara biz de bunun paçasından tutup aşağı çekmek zorunda kalıyoruz. Sorduğumuz 10 soruya güya cevap vermiş ve güya bize de 10 soru sormuş. Verdiği yanıtlardan bu şahsın kifayetsizliği buram buram tütmektedir.
“Doğu Akdeniz ile ilgili soruma verdiği yanıtla, ülkesinin değil, milletinin değil, Rumların ve onları üzerimize salanların yanında olduğunu verdiği cevapla göstermiştir.

'SADAT’IN KURUCUSU İLE EVİNDE HİÇ GÖRÜŞMEDİM'

“Seçim tarihi belli, siz adayınızı belirleyin. Sen sıkıyorsa aday mısın, değil misin onu açıkla. Ben SADAT'ın kurucusu ile evinde hiç görüşmedim. Bay Kemal sen bir yalancısın. Bu şark kurnazlığı değilse, ahmaklığın dik alasıdır.

‘NATO TERÖR DEĞİL GÜVENLİĞİ SAĞLAYACAK’

“NATO içindeki önemimizi herkese hatırlattık. NATO içinde, İsveç ve Finlandiya konusunda çok açık ve net konuşuyorum. NATO Genel Sekreteri ile de dün bunları konuştum. NATO bir terör güvenliği sağlayacak teşkilat değildir. Şu anda İsveç de, Finlandiyada da terör örgütleri cirit atarken, İsveç, Finlandiya, Almanya, Fransa, Hollanda polisinin güvencesi altında bunu yaparken, Yunanistan'da terör örgütleri cirit atarken kimse bizden aynı yanlışa düşmemizi beklemesin.”

HAKARETTE ISRAR ETTİ!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında Gezi Parkı eylemlerine katılanlar için “Düşünün Dolmabahçe Valide Sultan Camii’nin içinde bu eşkıyalar, bu teröristler bira şişeleriyle, bira kutularıyla adeta caminin içini pislemişti. Bunlar böyle. Bunlar çürük, bunlar sürtük.” demişti. Erdoğan'ın sözleri yurttaşlardan da büyük tepki çekti.
Erdoğan dünkü konuşmasında sözlerine sahip çıktı, doğru ifadeyi kullandığını öne sürdü: “Gezi olaylarında haftalarca sokakları mesken tutarak her türlü çirkefliği sergileyenlere hakettikleri teşhisi koyduk. Onların meşrebinde bu söz neye karşılık geliyor onu bilmiyoruz. Ama bizim neyi kastettiğimiz gayet açık.
“Bay Kemal ve şürekası ne derse desin, vandala vandal, haine hain, çapulcuya çapulcu demekten geri durmayacağız. Kendi muhayyilelerindeki çarpıklıklardan hareketle bize ahlak, edep, tevazu dersi vermeye yeltenen kifayetsizlere sesleniyorum; siz gidin önce aynaya bir bakın, bize laf söylemeden önce gidin kirli geçmişinizle bir hesaplaşın.”

Sonraki Haber