Cumhurbaşkanı Erdoğan: Müstemlekecilerle mücadeleyi ekonomide de yürüttük

Türkiye'nin güvenlik saldırılarıyla eşzamanlı olarak ekonomik tehditlerle de mücadele ettiğini söyleyen Erdoğan 'Ne yapacaktık? Böyle davranmayıp da başımıza gelenlere rıza mı gösterecektik? 128 milyar dolar meselesini, işte bu fotoğraf içinde okumak gerekiyor' dedi.

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan '128 milyar dolar' tartışmalarına da yanıt verdi.

Erdoğan konuşmasının başında yeni bakanlara başarı diledi. CHP'li Engin Altay'ın Adnan Menderes ve kendisiyle ilgili sözlerine tepki gösteren Erdoğan “Çıkmış bir ahlaksız, bir edepsiz benim akıbetimin de Menderes'in akıbeti olabileceğini ümit ettiğini söylüyor. Menderes'in akıbetinden hoşnut mu oluyorsunuz, memnun mu oluyorsunuz? Çünkü o akıbeti hazırlayanlar da sizdiniz. Şimdi bize de aynı akıbeti mi hatırlatıyorsunuz?” dedi.

Kararlılıkla yola devam edeceklerini söyleyen Erdoğan “Vesayet güçlerinin 1950'den beri uyguladıkları yöntemler işe yaramayınca, bu defa daha sinsi, daha alçakça yöntemleri devreye soktular. Her saldırıya cevabımızı geriye çekilerek değil, daima ileriye atılarak verdik” ifadelerini kullandı. Erdoğan, güvenlik tehditlerine ekonomiye yönelik tehditlerin de eşlik ettiğini belirtti. Türkiye'nin ödediği bedellerin nedeninin; egemenliğini, istiklalini, istikbalini, milli iradenin üstünlüğü ilkesini, bölgesindeki hak ve menfaatlerini koruma azmini, aksi yöndeki dayatmaların önünde tutması olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

'SEYİRCİ Mİ KALSAYDIK?'

“Sahada terör örgütlerine, uluslararası alanda müstemlekecilere karşı verdiğimiz mücadeleyi, ekonomide de faiz-kur-enflasyon şer üçgenine karşı yürüttük. Bu mücadeleden dolayı bizi suçlayanlara soruyorum, ne yapacaktık? Böyle davranmayıp da başımıza gelenlere rıza mı gösterecektik? Şanlı 15 Temmuz kıyamını adeta cezalandırmak için başlatılan ekonomik saldırıya seyirci mi kalacaktık?

“Suriye sınırlarımızı güvenli hale getirmek için yürüttüğümüz ve haklılığımız konusunda en küçük bir şüphemiz olmayan harekatlarımızın ardından maruz kaldığımız ekonomik tuzaklara seyirci mi kalacaktık? Ağustos 2018'de Amerikan yönetiminin açıkladığı haksız yaptırım kararının ardından yaşanan kirli gece yarısı saldırılarına seyirci mi kalacaktık? Son olarak dünyayla birlikte ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgınının yol açtığı sıkıntıları ekonomik virüsle taçlandırma gayretlerine seyirci mi kalacaktık? CHP'nin ve onun peşine takılıp gidenlerin bir süredir sanki hazine bulmuş gibi sarıldıkları 128 milyar dolar meselesini, işte bu fotoğraf içinde okumak gerekiyor.”

'DÜŞMANLIK YÜZÜNDEN FELAKETTEN MEDET UMUYORLAR'

“Erdoğan düşmanlığı, Ak Parti düşmanlığı, Cumhur İttifakı düşmanlığı, bu cehli mikap kesiminin gözlerini öyle bir kör etmiştir ki ülkenin ve milletin felaketinden medet umar hale gelmişlerdir. Nedir bu diledikleri felaket? Bunların artık gizlemeye dahi ihtiyaç duymadıkları temennileri, Türkiye'nin önce tıpkı 1994 ve 2001'de olduğu gibi çok derin ve keskin bir ekonomik kriz yaşaması ardından da siyasi değişime maruz kalmasıdır. Hatta artık temenniyle de yetinmeyip, böyle bir felaket yaşanması için fiilen beşinci kol faaliyeti yürütmeye de başlamışlardır. Öyle ki uluslararası sermayeye 'Türkiye'ye yatırım yapmayın' çağrısında bulunacak kadar muvazeneyi yitirmişlerdir. Her sosyal ve siyasi çalkantıda 'Ekonomiyi durdurun' çağrıları yapan bu yıkım ekibini milletimiz çok iyi biliyor, çok iyi tanıyor. CHP'nin etrafında kümelenen bu ekip, son günlerde yine, yurtdışındaki ve yurtiçindeki yatırımcıları ürkütmek, milletimizin moralini bozmak, girişimcilerimizi tereddüde sürüklemek için dört bir koldan çalışıyor. Diğer konularda dikiş tutturamayınca, şimdi cehli mikap olarak yanlış ve yalan olduğunu en iyi kendilerinin bildiği '128 milyar dolar nerede?' yalanına sarıldılar.”

Erdoğan, daha sonra “CHP'nin 128 milyar dolar yalanı” başlıklı videoyu izletti ve şöyle sürdürdü: “CHP'nin başındaki zata sorsanız, 'Hesap uzmanıyım' der ama geçmişte bilinen tek yönetim hikayesi SSK'yı batırmasıdır. Başbakanlığım döneminde, görevi devraldığımızda Merkez Bankasının döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Görevden ayrıldığımda bu rakam 135 milyar dolara çıktı. Bırakınız 128 milyar doların ne olduğunu, nasıl yönetildiğini, 128 tuğlayı üst üste koymuşluğu dahi yok olan Kılıçdaroğlu, kalkmış bunları konuşuyor.”

'VERİLERE BAKIP GÖREBİLİRLER'

"Gelelim, 128 milyar dolar mevzusuna. Aslına bakarsanız ortada 128 milyar dolar diye bir rakam, gerçekle ilişkisi olan bir rakam yok” ifadelerini kullanan Erdoğan şu açıklamayı yaptı: "Bu soruyu soranların amacı gerçekten Merkez Bankası rezervlerindeki değişimi öğrenmekse, bunun yolu çok kolay. CHP’nin içinde az buçuk bilanço okumayı bilenler varsa Merkez Bankası, BDDK ve Strateji Bütçe Başkanlığımızın herkese açık olan internet sitelerindeki verilere bakarak, bu hesabı kolaylıkla çıkarabilirler. Eğer CHP içinde bilanço okumayı bilen kimse yoksa partimizden, grubumuzdan veya bürokrasiden bir uzman göndererek kendilerine yardımcı olabiliriz.”

“Son iki yılda, Merkez Bankası kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. Yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar doları bulmuştur. Reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak için talep ettiği kaynak da 50 milyar dolara ulaşmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak tasarruf tercihlerinde değişikliğe gitmiştir. Gördüğünüz gibi, sadece 4 kalemde 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı.”

'DÖVİZ TALEBİNİ KARŞILADIK'

Türkiye'nin son iki yılda, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir döviz talebiyle yüz yüze kaldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buna rağmen ülkemiz, talebin hepsini de karşılamayı başarmıştır” dedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(Nereye harcandı?) diye yaygarası yapılan 128 milyar dolar ne buhar olmuştur ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birilerinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır. Günün sonunda ise ekonomik işleyişin tabii sonucu olarak, bu paranın çok önemli bir kısmı yeniden Merkez Bankası rezervine geri dönmüştür. Üstelik Merkez Bankası bu işlemleri yaparken zarar bir yana, son iki yılda 98 milyar lira kar etmiş ve bunu da Hazine'ye aktarmıştır.”

“Hakikatler apaçık ortadayken, Türkiye'nin itibarını düşürmek, kredibilitesine zarar vermek, yatırımcıların güvenini sarsmak için yürütülen '128 milyar dolar nerede' kampanyasını siyasi muhalefet saikiyle açıklamak mümkün değildir. Ortada bu ülkeye ve millete yönelik aleni bir ihanet, aleni bir saldırı, aleni bir hançerleme vardır.”

Sonraki Haber