Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatanı önce dil, sonra ordu bekler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde ‘Bizim Yunus’ Yılı Açılış Töreni'nde açıklama yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Yunus Emre'yi rahmet ve minnetle yad ediyorum. 2021 senesi, tarihimiz ve kültürümüz açısından birçok önemli yıl dönümünü barındırıyor.
2021 yılını İstiklal Marşı, Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli Yılı ilan ettik.
Asırlardır dilden dile aktarılan şiirleriyle Yunus Emre dergahlardan birinde yetişmiş, aşık Yunus olmuştur.
Yunus Emre bir köprüdür. Anadolu'daki 700 yıllık varlığımızı temsil eden bir gönül evidir. Bütün kinlerin, nefretlerin dışında "sevelim, sevilelim" diye bir gönüldür.
Yunus Emre işte böyle bir temsiliyet sahibidir. Türkçemizin de mimarıdır. O, Türkçe'nin aşk ve mana dili olmasını sağlamıştır.
‘VATANI ÖNCE DİL, SONRA ORDU BEKLER’
Afrika'da sömürgecilerin işgal ettiği yerde insanların inançlarıyla birlikte dillerini de hedef aldığını görüyoruz. Vatanı önce dil sonra ordu bekler.
Türkçemizi dünya dili haline getirmeliyiz. Türkçemiz dünyada en çok konuşulan 5'nci büyük dildir.
Bugün dilimizde bir çoraklaşma sürecini yaşıyoruz. Yabancı dile verilen önem Türkçemizi zayıflatıyor. Özellikle sosyal medya dili gençlerimiz arasında geçerli bir dil haline dönüşüyor. Tabelalarda ve yazışmalarda şahit olduğumuz yabancı dil hastalığı geleceğimizi tehdit eder hale gelmiştir.
Dilimizi kısırlaştıran bu dile 'dur' demek mecburiyetindeyiz. Dil, iletişim aracı olmanın yanında en büyük zenginliktir.
Gençlerimize kelimeleri, kavramların kıymetini en iyi şekilde anlatmalıyız. Kendi ana dilini en doğru ve güzel konuşamayan toplum başkalarına katkı sağlayamaz.
Geleceğimize yapacağımız en büyük yatırımlardan biri güzel Türkçemizi korumak, geliştirmek, zengileştirmek olacak. Bu konuda herkese önemli görevler düşüyor. Yunus Emre, "Dil hikmetin yoludur" diyor.
(Dünya Dili Türkçe Seferberliği) 224 etkinliği, 2021 içerisinde 18 ayrı bakanlık, kurum, STK marifetiyle hayata geçireceğiz.
‘TÜRKÇE’MİZİ DÜNYA DİLİ HALİNE GETİRMELİYİZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dilini kaybeden bir milletin hafızasını, benliğini ve hatta inancını kaybedeceğine dikkati çekerek, "Ana dilleriyle bağları zayıflayan toplumların zamanla sürüleşmesi, sömürgeleşmesi, kimliksiz hale gelmesi kaçınılmazdır. Gerek dünya tarihine, gerek Türk tarihine baktığımızda bunun sayısız örneğini görürüz. Avrupa kıtasındaki soydaş toplulukların önemli bir bölümünün dilleri ile bağları kopunca nasıl Slavlaştıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Aynı şekilde Afrika'da sömürgecilerin işgal ettikleri yerlerde insanların inançları ile beraber dillerini de hedef aldıklarına şahit oluyoruz. Unutmayınız, vatanı önce dil sonra ordu bekler. Bunun için Türkçe'mize sahip çıkmalıyız. Sadece kendimiz sahip çıkmakla kalmamalı, Türkçe'mizi dünya dili haline getirmeliyiz." görüşünü paylaştı.
Yaklaşık 12 milyon kilometrekarelik bir coğrafyada 250 milyonu tek millet, tek yürek, tek bilek yapan Türkçe'nin dünyada en çok konuşulan 5'inci büyük dil olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bugün 35 ayrı ülkede ya ana dil ya ikinci dil yahut yabancı dil olarak Türkçe ile anlaşılabiliyor. Vatanları, bayrakları, devletleri ayrı olan yüzlerce milyon insanı aynı gönül paydasında buluşturan Türkçe'dir." diye konuştu.
‘YABANCI DİLE VERİLEN ÖNEM MAALESEF TÜRKÇE’MİZİ GÖLGEDE BIRAKIYOR’
Bugün Türkçe'de bir çoraklaşma sürecinin yaşandığına vurgu yapan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yabancı dile verilen önem maalesef Türkçe'mizi gölgede bırakıyor. Hatta kimi yerlerde yabancı dille eğitim Türkçe eğitimin önüne geçiyor. Üniversitelerde öğrencilerimiz bırakınız Yunus'ları, Fuzuli'leri, Emrah'ları, Reşat Nuri'leri, Refik Halit'leri, Peyami Safa veya Tanpınar'ları bile okumadan hatta adını duymadan diploma alabiliyor. Bunun yanında gazetecilerimizden akademisyenlerimize kadar okumuş yazmış insanlarımızın bir bölümü Türkçe'ye yeterince özen göstermiyor. Özellikle sosyal medya dili gençlerimiz arasında geçerli bir yazı diline, iletişim diline dönüşüyor. Anlamsız kısaltmalar, aralara serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler, saçma ifadeler günden güne sıradan hale geliyor. Tabelalarda, yazışmalarda ve konuşmalarda şahit olduğumuz yabancı kelime kullanma hastalığı artık geleceğimizi tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. İşte Kızılay Meydanı'ndan şöyle aşağı doğru inin bütün dükkanların tabelaları adeta bizim dilimizi tehdit ediyor. İstanbul'un da öyle her yerde öyle. Dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, Türkçe'den ziyade nevzuhur bir kuş dilini andıran bu çürümeye dur demek mecburiyetindeyiz."
Erdoğan, dilin iletişim aracı olmasının yanında en büyük zenginlik olduğunu belirterek, "İnsan sahip olduğu kelimeler kadar kendini gerçekleştirir. Yüz kelime ile konuşan birisi ile bin kelime ile düşünen birisi aynı değildir. Bin kelime ile ömrünü tüketene nazaran on bin kelime ile yaşayan kişi hayattan on kat daha fazla lezzet alır, hayatın anlamını on kat daha fazla kavrar, insanlığa 10 kat daha fazla katkı verir." ifadelerini kullandı.
‘KELİMELERİN, KAVRAMLARIN KIYMETİ EN İYİ ŞEKİLDE ANLATILMALI’
Milli bir seferberlik ruhuyla çalışarak gençlere sözün, dilin, her biri asırlık tecrübelerin taşıyıcısı olan kelimelerin, kavramların, ifadelerin kıymetinin en iyi şekilde anlatılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Kültür emperyalizmine karşı kuracağımız en güçlü savunma hattı öncelikle dilimizi korumaktır." dedi.
Kendi anadilini en doğru ve güzel şekilde konuşamayan bir toplumun başkalarına da katkı sağlayamayacağını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkçe'yi korumadan ne milli kimliğimize sahip çıkabiliriz ne Türk dünyası ile olan bağlarımızı güçlü tutabiliriz ne de küresel hedeflerimize ulaşabiliriz. Dilimiz güç kaybettiği sürece siyasi sınırlarımızın da ortak kültür ve medeniyetimizin de haritalarda yalnızca bir çizgiden ibaret kalmasına mani olmayız. Geleceğimize yapacağımız en önemli yatırımlarından biri, yabancı kavramların istilası karşısında güzel Türkçe'mizi korumak, geliştirmek, zenginleştirmek olacaktır."
Erdoğan, bu konuda ailelere, öğretmenlere, münevverlere, Türk dili ile ilgili çalışma yapan kurum ve sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünün altını çizdi.
Yunus Emre'nin "Dil, hikmetin yoludur." sözlerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yitik kaybedildiği yerde bulunur' diyerek hikmet arayışımızı Türkçe'mizden başlatmalı, hep birlikte 'Dünya dili Türkçe' demeliyiz. Bunun için Yunus Emre'nin 700'üncü vefat yılına istinaden 'Dünya Dili Türkçe' adıyla bir seferberlik ilan ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Politikaları Kurulumuz tarafından hazırlanan 224 etkinliği 2021 yılı içerisinde 18 ayrı bakanlık, kurum, sivil toplum kuruluşu marifetiyle hayata geçireceğiz."
Bu çalışmalara gereken her türlü desteğin verileceğine inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2021 Yunus Emre ve Türkçe Yılı"nın hayırlara vesile olmasını diledi.