Erdoğan Yunanistan’ın Türk katliamını kutladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan'ın Osmanlı'dan bağımsızlığını kazanmasıyla sonuçlanan ve binlerce sivil Türk'ün katledildiği Mora İsyanı'nın yıl dönümünde, Miçotakis'e kutlama mesajı gönderdi. Yunan Dışişleri Bakanı Dendias da ‘Türkiye beklenmedik biçimde değişti.’ ifadelerini kullandı
Türkiye, 1821'de Osmanlı egemenliğine isyan eden ve binlerce Müslüman'ı katlederek İngiliz, Fransız, Rus desteğiyle kurulan Yunanistan'ın “Bağımsızlık Günü”nü kutladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunan Ulusal Günü dolayısıyla 25 Mart'ta Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’e bir kutlama mektubu gönderdi. Yunan hükümeti ve halkının 6 Şubat depremlerinden sonra gösterdikleri dayanışmadan dolayı teşekkür eden Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin daha da gelişeceğine inandığını belirtti.
Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Helen Cumhuriyeti halkını ve hükümetini Ulusal Günleri vesilesiyle kutluyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yunan basını, Erdoğan'ın mektubuna geniş yer ayırdı. “25 Mart Milli Bayramı'nda Türkiye'den Yunanistan'a Dostluk Atağı” başlığı ile okurlarının karşısına çıkan Protho Thema, “Türk siyasi liderliğinin tutumu etkileyici ve eşi benzeri görülmemiş.” değerlendirmesinde bulundu. Haberde iki ülke arasında buzların eridiği ve bunda Türkiye'deki deprem ile Yunanistan'daki tren faciasında liderlerin attığı adımların etkili olduğu vurgulandı.
Kathimerini gazetesi de haberinde Erdoğan'ın sözlerine yer ayırdı. Yunan gazete, Erdoğan'ın “Ülkelerimiz arasındaki ilişki ve işbirliğinin önümüzdeki dönemde ortak dönemlerimizle daha da gelişeceğine inanıyorum.” sözünü öne çıkardı.
To vima, “Türkiye Cumhurbaşkanı, yıkıcı depremlerden sonra dayanışma gösteren hükümete ve Yunan halkına da teşekkür ediyor.” diye yazdı.
Ethnos ise “Erdoğan'dan Miçotakis'e 25 Mart Kutlama Mektubu” başlığını attı. Haberde şu ifadeler yer aldı: “Recep Tayyip Erdoğan, 25 Mart Ulusal Günü dolayısıyla Başbakan Kiryakos Miçotakis'e tebrik mektubu gönderdi. Daha önce Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, komşu ülkedeki ölümcül depremler ve Tempe faciasının ardından Yunanca-Türkçe iklimin hızla değiştiğini doğrulayarak aynı hamleyi yapmıştı.”
DENDİAS: TÜRKİYE BEKLENMEDİK BİÇİMDE DEĞİŞTİ
Öte yandan Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, aynı gün Proto Thema gazetesine mülakat verdi. Yunan Bakan gazeteye yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Türkiye’nin Yunanistan’a açtığı diyalog kapısını kapatamayız. Türkiye’nin bize karşı olan parametreleri beklenmedik bir biçimde değişti. Ege’deki ihlaller durdu. Adalar üzerinden uçuşlar yapılmıyor. Tehdit edici ifadeler kullanılmıyor. Yani bizim her zaman diyalog için arzu ettiğimiz bir ortam hüküm sürüyor. O halde Türkiye’nin bu olumlu davranışlarına bizim de aynı oranda bir karşılık verme yükümlülüğümüz var.”
Dendias ayrıca “Türkiye’nin uzattığı anlaşma elini Yunanistan’ın reddetmesi mümkün değildir. Bunun aksi, Yunanistan’ın her zaman arzu ettiği bu ortamı inkar etmek olur. Türkiye ile ilişkilerimizde artık bambaşka bir süreç başlatıldı. 22 Mart'ta Ankara’da gerçekleşen 4. Pozitif Gündem toplantısından sonra ortak bildiri ve benim, Türk meslektaşım Çavuşoğlu ile Brüksel’de yaptığım görüşme bu gerçekleri yansıtıyor.” görüşünü savundu.
Dendias, Türkiye’nin , Yunanistan’ın BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine vereceği desteğe karşı Yunanistan’ın, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) genel sekreterliğine Türkiye’nin gösterdiği adaya destek vermesini de buna örnek gösterdi.
Dendias bu konuda “Türkiye’nin Yunanistan’ın adaylığına destek vermesinin çok önemli bir sembolizmi var. Bu, göz ardı edilecek bir sembolizm değildir. Bizim de Türkiye’nin IMO genel sekreterliği için gösterdiği adayı desteklememiz bunun farklı bir örneğidir.” şeklinde konuştu.
Denidas son olarak, Yunanistan’ın Mısır, İsrail, İtalya ve Arnavutluk ile başlattığı deniz yetki alanlarının belirlenmesine yönelik anlaşmaların aynısını Türkiye ile de yapmak istediği arzusunu aynen sürdüreceğini sözlerine ekledi.
KATLİAMIN YIL DÖNÜMÜ
Yunanistan'ın bağımsızlık süreci, özünde bir katliam süreciydi. İsyan, Mora Yarımadası'nın güneyindeki Manya Burnu'nda yaşayan Yunanların 17 Mart 1821'de Osmanlılara karşı ayaklanarak 23 Eylül'de Tripoliçe'yi ele geçirmeleriyle başladı. Şehrin düşmesiyle Türk ve Yahudi sakinlerin öldürüldüğü Tripoliçe Katliamı yaşandı. Bu katliamda 8-10 bin Osmanlı askerinin yanında 10-15 bin de sivil katledildi. Ayaklanmada Osmanlı Devleti'nden bağımsızlık isteyen Yunanların kurduğu Filiki Eterya Derneği önemli rol oynadı. Uzun bir süre kanlı mücadelelerle devam eden ayaklanma, daha sonra İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya'sının müdahelesi ile Yunanların lehine döndü. 1827 yılında Navarin'de Osmanlı Donanması'nı yakan üç büyük devlet, böylece Yunanları himayesine aldı. Osmanlılar 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı'nı da kaybedince, 1829 yılında Rusya'yla imzaladıkları Edirne Antlaşması'yla Yunanistan'ın bağımsızlığını kabul etmek zorunda kaldı. Daha sonra Temmuz 1832'de Yunanların adına müdahele etmiş olan Avrupa'nın üç büyük gücü, İstanbul Antlaşması'nı dayatarak bağımsız Yunanistan'ın sınırlarını ve statüsünü garanti altına aldı. Yine 1832'de düzenlenen Londra Konferansı'nda ise Yunanistan tahtı, üç büyük devlet tarafından 17 yaşındaki Bavyeralı Otto'ya teklif edildi. Teklifin kabul görmesi ile Prens Otto, Yunanistan Krallığı'nın ilk kralı olarak tahta oturdu.