Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Çin ve Suriye açıklaması: BM Genel Kurulu'ndan sonra...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: BM Genel Kurulu toplantısından sonra Çin'e gidebileceğini, 2025'te de Xi Jinping'in iadeiziyarette bulunabileceğini söyledi. Erdoğan, Esad'la görüşmeye karşı terör örgütlerinin kışkırtmalarda bulunabileceğini belirtti, 'Hazırlıklıyız' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki NATO zirvesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Türkiye-Çin ilişkilerine ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

Erdoğan, gazetecilerin NATO Zirvesi'nden önce Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet Başkanları Zirvesi'ne katıldığını anımsatarak "Türkiye'nin ŞİÖ'ye üye olma talebini ifade ettiniz. Batı basınına baktığımızda NATO üyesi ülkelerin liderleri arasında 'Putin ile görüşebilen tek lider' olarak sizi tanımladılar. Dolayısıyla Türkiye tam bir denge merkezinde görülüyor. Biraz önce de Tahıl Koridoru ile ilgili yeni çalışmaları, Rusya-Ukrayna meselesindeki son durumu ifade ettiniz. Türkiye nasıl bir denge politikası yürütüyor?" sorusuna şu yanıtı verdi:

ŞANGHAY TEMASLARI

"Şanghay Zirvesi'nde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile çok samimi bir havada görüştük. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile de Belarus Devlet Başkanı Sayın Lukaşenko ile de güzel görüşmelerimiz oldu. Bütün bu temasların bana göre getirisi er veya geç olacak. Bunu göreceğiz. Bu arada bakan arkadaşlarımızın da görüşmeleri gerçekleşti. Partimizin üst düzey yönetimi Çin'deydi. Çin'de iktidar partisiyle üst düzey çok verimli görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerle ilgili arkadaşlarım bana brifing verdiklerinde, kendilerine çok üst düzey muamelesi yapıldığını aktardılar. Bu denli güzel ve başarılı bir ziyareti arkadaşlarımız gerçekleştirdi.

2025'TE Xİ'DEN İADE-İ ZİYARET

"Arkasından da biz Sayın Xi Jinping ile Astana'da bir araya geldik. Onunla bu şekilde görüşmelerimizi yaptık. Kendisi bizi yeniden Çin'e davet etti. Ben de kendisini ülkemize davet ettim. 'Önümüzdeki yıl iadeiziyaretimi yapayım' dedi. Bu şekilde de aramızdaki gerek siyasi, gerek ticari bütün bunları görüşme fırsatını da yakaladık. Şimdi büyük ihtimalle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısından sonra bizim bir Çin ziyaretimiz olabilir. Ama 2025'te de inanıyorum ki Sayın Xi Jinping, bize iadeyiziyaretini yapacaktır."

'HAKAN FİDAN'A GÖREV VERDİM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye ile ilişkilerin düzelmesine dair 'Esed'e davetimizi yapacağımızı belirtiyoruz.' dediniz. NATO Zirvesi sonrası düzenlediğiniz basın toplantısında da 'Daveti yaptık, cevap bekliyoruz.' şeklinde bir yaklaşımınız oldu. Bu davetin Ankara, İstanbul gibi bir yerde mi, yoksa sınır hattında bir bölgede mi gerçekleşmesi öngörülüyor? Rusya'nın bu yakınlaşmaya nasıl baktığını biliyoruz ama ABD ve İran cephesiyle ilgili bir tavır, bir tepki söz konusu mu?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Görevi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a verdim. Dışişleri Bakanım da şu anda muhataplarıyla görüşmek suretiyle işin bütün yol haritasını belirleyecekler. Ona göre de inşallah adımı atacağız. Biz Suriye'de adil bir barışın mümkün olduğunu düşünüyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğünün bizim de çıkarımıza olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Suriye'de inşa edilecek hakkaniyetli bir barış, en çok bize fayda sağlayacak. Bu inşa sürecinin en önemli adımı da Suriye ile yeni bir dönem başlatmaktan geçtiğini söylüyoruz. Şu ana kadar bu süreç olumlu istikamette gelişti. Temenni ediyorum ki yakın bir zamanda somut adımları da atarız.

'PROVOKASYONLAR TERTİPLEYİP OYUNLAR KURACAKLARDIR'

"ABD ve İran'ın da bu müspet gelişmelerden memnuniyet duyması ve çekilen onca acının son bulması için süreci desteklemesi gerekir. Biz komşumuzdaki yangını söndürmek için yıllardır çaba sarf ediyoruz. Suriye'nin bir ve bütün olarak yeni bir gelecek inşa etmesi için oluşacak iklimden kimsenin rahatsızlık duymaması temel beklentimizdir. Bu süreci terör örgütleri zehirlemek için elinden geleni yapacaklardır. Provokasyonlar tertipleyip oyunlar kuracaklardır. Tüm bunların farkındayız ve hazırlıklıyız. Biz Suriye'de barış istiyoruz ve barışın yanında olan herkesi de bu tarihi çağrımıza desteğe bekliyoruz."

'BATI, UKRAYNA'YA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYOR'

Ukrayna-Rusya geriliminde ilk günden bu yana Türkiye'nin sürdürdüğü dengeli tavrın bütün liderlerce bilindiğini ifade eden Erdoğan, "Ukrayna gibi Rusya Federasyonu da bizim komşumuzdur. Güçlü bağlarımızın olduğu bir ülkedir. Her iki ülkeyle de çok boyutlu ilişkilerimiz mevcuttur. Savaşa rağmen bunların korunmasına da önem veriyoruz." diye konuştu.

Zirvede, daha fazla kan dökülmeden diplomasiye dönülmesi ve müzakere zemini hazırlanması gerektiğine dikkat çektiğini aktaran Erdoğan, "Bu doğrultuda İstanbul sürecini devam ettirmeye hazır olduğumuzu vurguladım." ifadesini kullandı.

Erdoğan şunları kaydetti: "Batı, Ukrayna'ya gerek parasal, gerekse ayni noktada bütün imkanlarıyla, silah, mühimmat dahil her türlü desteği veriyor. Bütün bu desteklere rağmen şu anda Ukrayna'da bekledikleri neticeyi henüz alabilmiş değiller. Bu noktada en büyük güvenceleri NATO'nun varlığı. NATO büyük bir güç ve onları biraz rahatlatıyor. Bu Batılı ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri geliyor. Amerika'nın yanında Almanya, Fransa, İngiltere gibi Batı ülkeleri yer alıyor. Böylece bu güç takviye oluyor. Bu takviyeye rağmen büyük güç rekabetinde arzu ettikleri neticeyi elde edemeyişleri bu ülkeleri ister istemez belli bir noktaya taşıyor.

'TÜRKİYE'NİN KONUMU FARKLI, BAZEN UKRAYNA DA RUSYA DA RAHATSIZ OLUYOR'

"Burada Türkiye olarak bizim konumumuz ise farklı. Biz, hem Rusya hem Ukrayna ile iletişim halindeyiz. Bunu yaparken de mümkün olduğunca adilane yaklaşmanın gayreti içerisindeyiz. Bu durum zaman zaman Rusya'yı da Ukrayna'yı da rahatsız edebiliyor. Ama biz diyoruz ki, 'Her ikiniz hem bize komşusunuz, geçmişten bu yana aramızda ciddi münasebetlerimiz var.' Örneğin Karadeniz Tahıl Koridoru'nda adil bir adım attık. Rusya'nın da Ukrayna'nın da taleplerini karşıladık.

"'Batı'ya bu Tahıl Koridorundan aldıklarınızdan verin ama bunun yanında Afrika'ya da verin, Türkiye olarak siz de alın' dediler. Biz de bunu elimizden geldiğince yapmaya çalıştık. Şimdi diyoruz ki; tahıl koridorunu biz yeniden açalım. Şimdi bunun görüşmelerini hem Rusya hem Ukrayna'yla yapıyoruz. Henüz bu konuda bir netice alamadık. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'le son görüşmem bunun üzerindeydi. NATO Zirvesi'nde Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenskiy ile yine bu konuları görüştük. Ukrayna tarafıyla da Tahıl Koridorunu çalıştırmak istiyoruz. Temenni ederim ki bu koridoru yeniden işletmeye başlarız."

AKKUYU TÜRBİNLERİ

Erdoğan, NATO ülkeleri ile terörle mücadele konusunda sorunlar yaşandığını söyledi. Bir diğer sorunun ise Almanya'dan alımlarla ilgili olduğunu belirtti: "Almanya'yla bizim şu anda Akkuyu Nükleer Santrali için gelmesi gereken türbinlerin Alman gümrüğünde bekliyor olması gibi bir sıkıntımız var. Bu, bizi ciddi manada rahatsız etmiştir. Bunu Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a ikili görüşmemde tekrar hatırlattım. Gerek Eurofighter Typhoon uçak alım talebimizin karşılanmaması, gerek türbin konusu, gerekse bizim fırkateynlerimizde kullanılan bazı makinelerin alınması hususunda ortaya çıkan sıkıntıları aşmamız gerekiyor. Gelişmeleri takip edeceğiz."

'SÜLEYMANİYE'DE HAVA SAHASINA AMBARGO SÜRECEK'

Erdoğan Irak'la PKK'ya karşı ortak mücadele konusundaki soru üzerine "Güvenlik güçlerimiz ile Erbil yönetiminin işbirliği memnuniyet verici. Irak'ta hem Savunma Bakanlığıyla hem de istihbarat örgütleriyle de iyi bir ilişkimiz var." dedi.

Gelişmeler için "yeterli değil ama memnuniyet verici" tanımı yapan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Sonuçta ilerleyen bir süreç var. Irak’ta Süleymaniye yönetimi ile Erbil yönetimi arasındaki gerilim de devam ediyor. Erbil'e gittiğimizde de söyledik, Süleymaniye yönetimi, PKK ile aralarına mesafe koymadıkça bizim Süleymaniye'ye karşı tavrımızda bir değişiklik olmayacak. Hava sahasına yönelik ambargo devam edecek. Biz onlara her vesileyle, 'Süleymaniye tarafında bazı adımları atarsanız pozisyonumuzu değerlendiririz.' dedik. Top şu anda onların sahasında."

KAFKASYA'DA 'OLUMU SİNYALLER'

Erdoğan, "İran'da Cumhurbaşkanı değişti, Ermenistan'da Paşinyan barıştan yana cümleler kuruyor. Türkiye-Azerbaycan perspektifi Kafkaslarda barışı getirmek üzerine… Bu bağlamda Ermenistan-Azerbaycan barış anlaşması ve İran'ın Zengezur Koridoru'na bakışı konusunda neler söylersiniz? Ermenistan ile Azerbaycan barış anlaşması imzaladığı zaman o bölge tamamen barış iklimi olacak ve belki Ermenistan-Türkiye sınırının açılabileceğini işaret etmiştiniz. Bu da düşünülebilir mi?" sorusuna, "Niye düşünülmesin. Yani biz bu konuda zaten Paşinyan'a her şeyi söyledik." karşılığını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Artık bütün yelkenleri barışa açmamız lazım. Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barış yakında sağlanır diye umut ediyoruz. Bu barışı Türkiye olarak yürekten destekliyoruz. Zengezur Koridoru'nun açılması da bu barış anlaşmasını taçlandıracak ve tamamlayacak adımdır. Azerbaycan'ın da Ermenistan'ın da Türkiye'nin de bölgedeki diğer ülkelerin de refah ve huzuruna bu adımlar olumlu katkı sağlar. Bu kadar olumlu yönü bulunan kararların geciktirilmeden alınması ve gereğinin yapılmasını arzu ederiz. Bölgeden olumlu sinyaller geliyor, bunların müjdeli haberlere dönüşmesini temenni ediyoruz. Diğer ülkelerin de barış sürecine katkı sağlamak noktasında benzer bir yaklaşım ortaya koymaları kalıcı barışın bir an önce tesisi için önemlidir."

'ZENGEZUR KORİDORU HERKESİN ÇIKARINA'

İran Cumhurbaşkanıyla görüşmede Zengezur Koridoru'nun konuşulmadığını bildiren Erdoğan, "Biz sadece bu seçimi nasıl kazandığı konusunda değerlendirmeler yaptık." dedi.

Erdoğan, Türkiye-İran münasebetlerini çok daha farklı bir noktaya taşımak istediklerini belirterek, "Zengezur Koridoru özellikle Azerbaycan, Ermenistan ve İran herkesin çıkarına olacak stratejik koridordur ve bu koridor devreye girdiği anda İran da rahatlayacak, Azerbaycan da rahatlayacak. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev için o koridor çok önemli. İnşallah oradaki raylı sistem devreye girdiği anda burada Azerbaycan çok çok rahatlayacak." ifadelerini kullandı.

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI ÇIKAR MI?

"3. Dünya Savaşı riski hiç olmadığı kadar sık belirtilmeye başlandı. Siz son 2 büyük uluslararası zirveye katıldınız. Şanghay Zirvesi, sonrasında NATO Zirvesi. Bu iki zirvenin sonunda bu riskin yüksek olduğunu görüyor musunuz? Böyle bir kaygınız var mı? Eğer varsa bunu engellemek için hangi somut adımlar atılması gerekir?" sorusuna Erdoğan, "Doğrusu ben görmüyorum, görmek de istemiyorum." karşılığını verdi.

Sonraki Haber