Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ardından Özel de bugün ABD'ye gidiyor!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu'na katılmak üzere ABD'ye gitti. Erdoğan'ın ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de bugün ABD'ye hareket ediyor. Özel, ABD'de Sosyalist Enternasyonel Başkanlık Kurulu toplantısına katılacak.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 24-27 Eylül tarihlerinde ABD'de olacak. Özel, Sosyalist Enternasyonal’in Başkanlar Toplantısı'nda İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı’nda hazırladıkları Ankara Deklarasyonu'nu açıklayacak.

Deklerasyon daha sonra Sosyalist Enternasyonel üyesi ülke temsilcilerinin imzasıyla Birleşmiş Milletler’e sunulacak. Deklarasyonda Ortadoğu’daki gerilim, iklim değişikliğine ilişkin kaygılar ve sığınmacı sorununa ilişkin değerlendirmeler ön planda. Özel’in sunumunda, İsrail askerlerince başından vurularak öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi’yi de anarak İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’ya yönelik saldırılarına tepkisini de vurgulaması bekleniyor.

ANKARA DEKLARASYONU İÇERİĞİNDE NELER VAR?

CHP’nin 20’nci Olağanüstü Kurultayı’nın son gününde Sosyalist Enternasyonal’in Ankara Deklarasyonu açıklandı. Deklarasyonda, “Demokrasilerimizi, değerlerimizi, kazanımlarımızı ve geleceğin sınamalarıyla mücadelede çok taraflı işbirliğini baltalamaya çalışan uluslararası aşırı sağ ve yükselen otoriterlik karşısında ileriye doğru bir hamle yapmalıyız” denildi.

"Küresel Sorunları Ulusal Çözümlere Bağlamak" ve "Geleceğin Partisini Tasarlamak" başlıklarıyla yayımlanan deklarasyonda şu ifadelere yer verildi:

"Demokrasilerimizi, değerlerimizi, kazanımlarımızı ve geleceğin sınamalarıyla mücadelede çok taraflı işbirliğini baltalamaya çalışan uluslararası aşırı sağ ve yükselen otoriterlik karşısında ileriye doğru bir hamle yapmalıyız. Artan eşitsizliklerin yükünü taşıyan savunmasız ve dezavantajlı kesimlere, yüzyıllar süren mücadeleler sonucunda elde ettikleri haklarına karşı bir gerileme yaşayan kadınlara, teknolojik devrim tarafından geride bırakıldıklarını hisseden bireylere, düşmanca bir ortamda başarılı olmak için çabalayan gençlere ulaşmamız gerekiyor. İktidara giden yolu açmak için yanlış bilgilendirme, dijital propaganda, botlar ve korku siyasetini kullanıyorlar. Tabandan gelen hareketlerle bağlantı kurarak, programlarımızı ve kelime dağarcığımızı yarının dünyasına uyarlayarak, fikir savaşını kazanarak, fark yaratan politikalar uygulayarak ve öngörüyle yasama çalışmaları yaparak yanıt verebiliriz. Aşırı sağ ve otoriter hükümetler insanların korkularından ve hüsranlarından besleniyor. Vatandaşlarımızın bazılarının komplo teorilerine inanmaya eğilimli olmalarının bir nedeni de, günlük yaşamlarını etkileyen faktörlerin birçoğunun herhangi bir ülkenin kontrolü dışında görünmesi nedeniyle kaderlerini değiştirme konusunda kendilerini güçsüz hissetmeleridir."

Sonraki Haber