Cumhuriyetçiliğin ve özgür düşüncenin yazarı Victor Hugo

Claude Gueux, Hugo’nun akıcı anlatımı, kahramanını tasviri ve konusuyla, en çok bilinen, dünya edebiyatında kült romanlar arasına giren Sefiller’in kahramanı Jean Valjean’ın doğmasına da neden olur

Romantik akıma bağlı Fransız şair, romancı ve oyun yazarı. Hugo'nun Fransa'daki edebi ünü ilk olarak şiirlerinden sonra da romanlarından ve tiyatro oyunlarından gelir. Fransa dışında en çok Sefiller ve Notre Dame'ın Kamburu romanlarıyla tanınır.

Hugo aynı zamanda Fransız edebiyatının en çok ürün veren yazarı. Popüler Fransız edebiyatının babası ve Fransa'nın ulusal şairi oldu. Ancak sonraki yıllarda daha çok düzyazıları ve özellikle romanlarıyla akıllarda kaldı. 15 yaşındayken bir şiiriyle Akademi Ödülü'nü kazandı.

Gençliğinde şiddetli bir kral yanlısı olsa da görüşü yıllar içinde değişti ve tutkulu bir cumhuriyet destekçisi oldu. Eserleri zamanının politik ve sosyal sorunlarına ve de sanatsal akımlarına değinir. Hugo hakkında en çok eser yazılan ilk 100 kişi listesinde yer almaktadır.

SİYASİ KARMAŞA İÇİNDE GEÇEN ÇOCUKLUK

Hugo'nun çocukluğu ülkede siyasi karmaşıklığın olduğu bir dönemde geçti. Doğumundan iki yıl sonra Napolyon İmparator ilan edilmiş, 18 yaşındayken de Bourbon Monarşisi yeniden tahta geçirilmişti. Hugo'nun ailesinin ters dini ve politik görüşleri Fransa'da egemenlik mücadelesi veren kuvvetleri yansıtıyordu. Hugo'nun babası İspanya'da yenilene kadar orduda yüksek rütbeli bir subaydı,

Babası subay olduğu için aile sık sık taşındı ve bu yolculuklar sırasında Hugo pek çok şey öğrendi. Çocukluğunda Napoli'ye giderken geniş Alpler'deki geçitleri ve karlı zirveleri, muhteşem Akdeniz mavisini ve şenlikler yapılan Roma'yı gördü. 5 yaşında olmasına rağmen bu 6 aylık geziyi her zaman aklında tuttu. Aile Napoli'de birkaç ay kalıp doğruca Paris'e döndü. Hugo'nun annesi Sophie evliliğinin başında kocasına İtalya (Leopold Napoli'ye yakın bir vilayette valiydi) ve İspanya'ya (üç vilayette görev almıştı) kadar eşlik etti. Askerî hayatın getirdiği yorucu yolculuklar ve kocasının inancının zayıflığı nedeniyle ters düşmelerinden dolayı Sophie 1803'te Leopold'dan bir süreliğine ayrılıp üç çocuğuyla Paris'e yerleşti. Bundan sonra Hugo'nun eğitimi ve yetişmesi üzerine eğildi. Bu yüzden Hugo'nun kariyerinin ilk dönemindeki şiir ve kurgu çalışmaları annesinin inancının ve krala bağlılığının yansımasıydı. Ama başını Fransa'daki 1848 Devrimi'nin çektiği olaylar sırasında Katolik Kralcı yanlısı eğitime başkaldırıp cumhuriyetçiliği ve özgür düşünceyi desteklemeye başladı.

İLKEL SUÇ VE İLKEL CEZA

Gençliğinde âşık oldu ve annesinin isteklerine karşı gelip çocukluk arkadaşı Adèle Foucher (1803-1868) ile gizlice nişanlandı. Annesi ile yakın ilişkisinden dolayı Adèle ile evlenmek için annesinin ölümüne (1821) kadar bekledi ve 1822'de evlendi.

İlk kez 1834 yılında La Revue de Paris’de yayımlanan Claude Gueux ilhamını 1832’de cinayetten idam cezasına mahkûm edilen bir insanın gerçek hikâyesinden alır. 19. yüzyılda Paris’te yaşayan otuz altı yaşında dürüst bir işçinin önce cezaevine girmesini, ardından idama mahkûm edilmesini konu alan bu kısa roman Victor Hugo’nun toplumsal adaletsizliği gözler önüne serdiği felsefi bir anlatı olma özelliği taşır.

Adaletin kendisi de en az işlenen suç kadar ilkelse sorunu nerede aramak gerekir?

Cezanın gerçek nedenlerini, cezaevi koşullarını, toplumun ikiyüzlülüğünü, derin yoksulluğun sebeplerini, vatandaşlarına yaşama olanağı tanımayan kötü niyetli siyasi sistemi sorgulayan Victor Hugo bu eserde özgürlüğü ve eğitimin önemini savunur; yalnızca idam cezasına değil, yasaların ve toplumun kurtarmak için kılını kıpırdatmadığı insanlar adına bütün bir sisteme savaş açar.

EĞİTİMSİZ AMA DOĞAL LİDER

Konusu itibarıyla Bir İdam Mahkûmunun Son Günü’yle benzerlikler taşıyan bu kitapta Claude Gueux üzerinden Sefiller’in kahramanı Jean Valjean’ın da oluşumuna tanıklık ederiz.

Kitabın başında, Revue de Paris’in müdürüne tüccar Charles Carlier tarafından yazılan mektup yer alır. Revue de Paris, 1829 yılında Louis-Désiré Véron tarafından kurulan bir Fransız edebiyat dergisidir. Mektupta şöyle der tüccar; “Derginizin altıncı fasikülünde yer alan Victor Hugo’nun Claude Gueux adlı yapıtı büyük bir ders niteliğindedir. Lütfen bu büyük dersten herkesin yararlanabilmesi için bana yardımcı olun. Masrafları bana ait olmak üzere Fransa’daki milletvekili sayısı kadar kopyayı basmanızı ve kişilere gönderilmesini sağlamanızı rica ederim.”

Claude Gueux, eğitimsiz olmasına rağmen doğası gereği kabiliyetli, becerikli bir işçiydi. Okuma yazma değilse de düşünmeyi iyi bilir. Bir günü işsiz kalır. Evinde ne ateş ne ekmek vardır. Üstelik tek başına değildir. Birlikte yaşadığı sevdiği kadın ve çocuğu vardır.  Adam çocuk ve genç kadın ve aç ve soğukta kalırlar.

SEFİLLER’İN DOĞUŞU

Yoklukla baş edemeyin adam, hırsızlık yapar. Ne çaldığını ne de nereden çaldığını bilir. Tek bildiği bu hırsızlık sonucunda genç kadın ve çocuğu için üç günlük ekmek ve ateş bulabilğidir. Üç günlük ekmek ona beş yıllık hapis cezasına mal olur. Adam cezasını çekmek üzere cezaevine girer. Cezaevinde onu geceleri zindana gündüzleri de atölyelere koyarlar.  Eskiden dürüst bir işçi şimdiyse hırsız olan Claude, nadiren konuşur, pek az hareket eden biridir. Ama buyurganlığı ile sözünü dinleten bir karakteri vardır. Suratında her zaman düşünceli bir ifade vardır. Oysa çok acı çekmiştir.

Tek kelimeye söylemek gerekirse, sert değil ama acımasızdır. Bu acımasız adamın diğer mahkumlar üzerinde büyük etkisi ve nüfuzu vardır. Herke her konuda ona danışır ve sözünü dinler. Atölyede de üç ay içinde söz sahibi olmayı başarmıştır. Mahkumlar ne kadar seviyorsa, gardiyanlar da o kadar nefret ederdi.

Bu kısa romanda Hugo’nun akıcı anlatımı, kahramanını tasviri ve konusuyla, en çok bilinen, dünya edebiyatında kült romanlar arasına giren Sefiller’in kahramanı Jean Valjean’ın doğmasına da neden olur. Bu kahramanın yaratılmasında büyük rol oynar. Bu yanıyla da Claude Gueux romanı önemlidir.

Sonraki Haber