Türk askerinin NATO silahına ihtiyacı yok-2: Mütevazı fabrikalardan göklerdeki istikbale

Cumhuriyet'in ilk yıllarında savunma sanayi altyapısı yok denecek kadar azdı. Sadece Kurutuluş Savaşı'nda, İstanbul'dan Ankara'ya taşınan küçük imalathaneler vardı. MKE başta olmak üzere yapılan atılımlar, bugün milli SİHA'larla gökyüzünün efendisi olmaya kadar vardı.

Bayraktar AKINCI TİHA

Türk savunma sanayisinin öncülüğünü üstlenmiş olan Makine Kimya Enstitüsü (MKE) Anonim Şirketi, 15. yüzyıla, Osmanlı İmparatorluğu dönemine değin uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. Kurumun çekirdeğini, İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet Han tarafından kurulan top dökümhanesi oluşturmaktadır.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında savunma sanayisine ilişkin ciddi bir altyapı bulunmamaktadır. Bu alandaki tesisler, Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara çevresinde, işgal altında bulunan İstanbul’dan imalathane ve tezgâhların Anadolu’ya nakledilmesi ile oluşan küçük imalathanelerden ibarettir. 1921-1924’te Ankara’da hafif silah ve top tamir atölyeleri, fişek ve marangoz fabrikaları, 1928’de Kırıkkale’de pirinç fabrikası ile elektrik makinaları fabrikası, 1929’da Kırıkkale’de mühimmat fabrikası, 1931’de Ankara’da kayaş kapsül fabrikası, 1935’te Ankara’da Mamak gaz maske fabrikası, 1936’da Kırıkkale’de çelik fabrikası ile tüfek ve top fabrikaları kurulmuştur.

MKE kurumu, yalnızca savunma sanayi alanında değil, sivil alanda da birçok ürünün ilk üretimini tesislerinde gerçekleştirmiştir.

Örneğin, 1950’li yıllarda MKE tarafından üretilen UĞUR 44, tek motorlu ilk Türk uçağıdır. İlk demiryolu ray haddelemesi, sac mamulleri ve pirinç malzeme üretimi, vasıflı çelik haddehanesi, pik ve sfero dökümhanesi, elektrik sayaçları üretimi, askeri pil imalatları vb. birçok alanda ilkleri gerçekleştirme başarısı göstermiştir.

UĞUR 44, tek motorlu ilk Türk uçağıdır.

MKE; Türk Traktör, Motor ve Traktör Sanayi A.Ş. (TÜMOSAN), Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. (TOFAŞ), Türkiye Gübre Sanayi A.Ş. (TÜGSAŞ) vb. önemli sanayi kuruluşlarının kurulmalarına büyük ortak olarak öncülük etmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nin ihtiyaçlarını güvenli ve istikrarlı bir biçimde karşılamak amacıyla 8 Mart 1950 tarihinde yüzde 100 devlet sermayeli Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu kurulmuştur.

MKE Kurumu, 2019 yılı itibarıyla Türkiye’nin ilk 100 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında yer almakta olup faaliyetlerini tarihinden aldığı güç ve millî görev bilinci ile sürdürmektedir.

İLK YERLİ İHA'LARI ÜRETEN BAYKAR

1986’dan bu yana Türkiye’nin teknolojik olarak bağımsızlaşması amacıyla yerli ve milli üretimden yana çalışan BAYKAR, geçtiğimiz 35 yıl içinde Türkiye’de savunma ve havacılık alanında, Türkiye’nin ilk yerli ve milli insansız hava araçlarını (İHA) üreterek bir devrim yaptı.

Kendi finanse ettiği AR-GE faaliyetleriyle Türk havacılık ve savunma tarihinde ilklere imza atan ve Türkiye’de yüzde 93 yerlilik oranına ulaşan Baykar; İHA alanında bir dünya markası olmuştur.

Baykar; 2020-2021 arasında dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınına karşın Türkiye’de başlatılan mücadeleye liderlik etmiş ve yerli yoğun bakım vantilatörü geliştirme faaliyetlerini yürütmüştür. Ayrıca BIOSYS, BAYKAR, ASELSAN ve ARÇELİK tarafından üretilen yerli solunum cihazı; Türkiye tarafından dünyanın birçok ülkesine ihraç ve hibe edilmiştir.

Kurtuluş Savaşı sırasında işgal altındaki İstanbul’dan imalathane ve tezgâhlar mermi üretimi için Anadolu’ya nakledilmiştir.

ÖZDEMİR BAYRAKTAR

Milli silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) öncü ismi, girişimci, yüksek mühendis ve sanayici Özdemir Bayraktar...

Hayatını, sağlığını, varlığını ülkemizin tam bağımsızlığı için son 20 yılını iş yerinde yaşayarak, gerek arazide gerek bilgisayar tezgâhı başında milli SİHA'larımıza vakfetti...

1949 yılında aslen Trabzon Sürmeneli olan Balıkçı Lütfi Reis’in oğlu olarak Sarıyer’in Garipçe köyünde doğan Özdemir Bayraktar, Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun oldu.

1967’de İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'ne giren Özdemir Bayraktar, başarılı bir eğitim döneminin ardından 1972 yılında mezun oldu.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın, Prof. Dr. Mustafa Köseoğlu’nun ve mezuniyeti sonrası iki yıl boyunca, içten yanmalı motorlar konusunda asistanlığını yaptığı İTÜ Motorlar Kürsüsü Profesörü İsmail Hakkı Öz’ün öğrencisidir.

1984 yılında otomotiv sektörüne yönelik yerlileştirme çalışmalarına katkı sunmak maksadıyla Baykar Makina’nın kuruluşunda yer aldı.

Tek bir matkap makinası ile kurduğu Baykar’da hassas talaşlı imalat sektörüne yönelik birçok özgün makina tasarımı ve imalatı, parça işleme aparat tasarım süreçlerini yönetti.

Özdemir Bayraktar kendi atölyesinde döner kanatlı
bir İHA üretti ve adını ‘Malazgirt’ koydu.

Baykar’ın milli ve özgün İHA teknolojisi geliştirmesi atılımında öncü rol üstlenen Özdemir Bayraktar, bu projelerin hayata geçirilmesinde tasarım aşamasından prototip aşamasına, imalat aşamasından yatırım planlamasına kadar her aşamada aktif ve lider olarak yer aldı.

Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen tüm ürünlerin tasarımlarını çizen Özdemir Bayraktar, Bayraktar TB2 ve Bayraktar AKINCI TİHA’ya karakterini veren özgün tasarımların da sahibidir.

Hayatı boyunca sahip olduğu mühendislik yeteneğini her zaman güncel teknolojilerle harmanladı. Çalışma hayatında her zaman azmi, kararlılığı, inancı ve geliştirme şevki hiç kaybolmadı.

Özdemir Bayraktar, Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar TB2 SİHA’ların Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtulmasına sunduğu katkı nedeniyle 2021’de Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından Karabağ Nişanı’na layık görüldü.

Havacılığa olan merakı dolayısıyla hususi pilot sertifikası bulunan Özdemir Bayraktar, Türkiye’nin insansız hava araçları serüveninin öncü ismi olarak bilinmektedir.

“Milli Teknoloji Hamlesi” idealinin mimarlarından olan Özdemir Bayraktar, yürüttüğü tüm projelerde hayatı boyunca hak bildiği değerlerden en ufak bir taviz vermeden kalite detaydadır anlayışıyla titiz bir şekilde çalışmıştır.

Sonraki Haber