Cumhuriyet'le seyir

Cumhuriyetimizin düşmanı, emperyalizmdir. Cumhuriyetin insanı bilimi esas alır, emperyalizm ise insanı çürütür...

Sömürü, baskı, işkence, feodal bir sistem yapısı, geleceği çalınmış çocuklar ve ne üdiği belirsiz, bilinçsiz insan toplulukları, kadın kadın değil, erkek erkek değil. Yapay ve yapmacık insan toplulukları. Deccali sistemin maskeli adı demokrasi olmuş. Güya, herkes hür ve özgür. Aslında bir lokma ekmeğe, bir hırkaya satılmış beyinler...

Size Almanya'da üniversite okurken yukarı katta oturan bir politolog öğrencisiyle sohbetimden bir kaç cümle aktarmak istiyorum. Konu sömürü ve çarkı döndüren insanlar. Arkadaşa sistemin yanlışlarını ileride değiştirmek isteyip istemediğini sordum. “Hayır, değiştirmem” dedi. “Çark böyle, bunu değiştirmeye kalkarsam ben de ezilirim. Gerek yok, yaşamaya bakalım.” dediği günün ertesiydi; Politikaya atılmaya karar verdiğim.

İnsan niyet edip isteyince yol açılırmış derler. Aynen de öyle oldu. Bunlara bırakırsak, namus, şeref, insanlık, din ve adalet hepsi gözümüzün önünde, bir daha dirilmemesine öldürülecekti. Nasıl ki sistemi yapan insanlarsa, değiştirecek olan da bizlerdik. Sadece bana bir şey olmasın, rahat yaşayayım diye, suçsuz günahsız başka insanların haklarını korumalarına bile destek çıkmayan, politikacılardan sadece çarkın dişlisi olur. Bizim görevimiz de bu çarkın dişlilerini kırıp, çarkı çökertmek olmalıydı. Böylece çarka takılıp ezilen olmayacaktı. Yıllarca bunun için mücadele verdim ve vermeye de devam ediyorum.

MASKELERİNİZDEN KURTULUN

Şimdi taktığınız Kovid-19'dan koruyacak maskeleri takabilirsiniz. Hatta takın, çünkü küresel bir zehirlenmeyle karşı karşıyayız. Önemli olan, ruhumuzun, beyinlerimizin ve davranışlarımızın berrak olması.

Siyasi maskelerden kurtulun diyorum çünkü “Atatürk'ün partisiyim” diyen CHP, Mustafa Kemal Atatürk imzalı maskeleri taktı. Bizi temsil etmeleri gereken TBMM'de bu maskeleri yere attılar.

Türk bayraklı maskeler, Atatürk'lü maskeler yerlerde uçuştu! Ayaklar altına alındı. İzmir'de de aynısını yaptılar, halen de yapıyorlar.

Artık kızmıyorum çünkü biliyorum ki, Atatürk'ü maske olarak kullanıyorlar zaten. Bunu nasıl mı yapıyorlar. HDPKK'yla birleşerek, Atatürk'ün değişmez dediği 4 maddeyi değiştirmeye kalkarak. Kültürel yozlaşmayı teşvik ederek. Doğu’ya ve Güneydoğu'ya özerklik isteyerek. Şeyh Sait'i savunarak, dolaylı olarak Amerika karşıtıyım diyerek burada da görünmez maskesiyle meydanlarda, TV'lerde, basında, yayında onların propagandalarını yapıyor.

Hâlâ hatırımda; bir toplantıdaki konuşmasında terör suçundan içeride yatan isimleri tek tek sayarak, dinleyenleri ‘Burada’ diye bağırtmıştı. Bu FETÖ'nün, İmralı'nın bayrağını sallamak değil de nedir!

Hem vatan, millet, Sakarya diyeceksiniz, hem de vatan hainlerini kurtarmak, aklamak için Avrupa'daki ve diğer ülkelerdeki PKK/FETÖ yanlılarına göz kırpacaksınız.

Halkımız temiz yürekli, bütün bunları analiz edip doğrulasa da yine Atatürk'ün partisi diye sahip çıktı bugüne kadar. Fakat artık son damla bardağı taşırmadı, bardağı kırdı!

Yeni Anayasa hazırlandı CHP, İyi Parti, HDP ve Millet İttifakı'na destek verenler tarafından. Bunu hazırlayanlar Atatürk'ümüzü, devletimizi, milletimizi hiç düşünmediler.

Maskeli balo uzatmaları oynuyor. Kendi kalesine gol attı. İyi de yaptı. Çünkü benim halkım artık uyandı. Anayasa'mızın ilk 4 maddesini değiştirmeye kalkınca “Dur” dedi. Durduracak da. Bunca ihanetten sonra yapılacak son hamleleri de fiyaskoyla sonuçlanacak. Bu girişimlere vicdanı hür, Cumhuriyet çocukları olarak bizler müsaade etmeyeceğiz!

MEHMETÇİK SAVAŞIYOR CUMHURİYET YAŞIYOR

Mehmetçik tüm halkımızdır. Çünkü Atatürk'ten önce de sonra da, emperyalizme karşı çıkan ve ciddi anlamda öncülük eden bir millet var. O da Türk milleti!

Rusya, Çin, Küba ve bunlarla iş birliği içinde olan birçok ülke var fakat emperyalizmi dize getiren Ata'mızdı. Örnek, Türkiye Cumhuriyeti'mizi kurduktan sonra kimsenin ayağına gitmedi. Tüm dünya liderleri ayağına geldi. Emperyalistler ve siyonistler ona kaç kere tuzak kurdular ama atlattı.

Cumhuriyet yokluklar içinde kuruldu. Cephede Mehmetçiğimizin yiyecek ekmeği, aşı bitmişti. Buna rağmen “Ya İstiklâl Ya Ölüm” diyen tek komutan, onursuzca yaşamaktansa, onurluca ölümü kendi ve halkı için yeğledi. Kazandı. Kazandık! Kazandığımız değerlere sahip çıkmak sadece görevimiz değil, yaşama sebebimizdir.

CUMHURİYETİ KORUMAK NAMUSUNU KORUMAKTIR

Sonuç olarak, Almanya'da ve Avrupa genelinde derneklere sızan PKK ve FETÖ'cülerin acilen tespit edilmesi ve faaliyetlerinin engellenmesi gerekiyor.

Sosyal olmayan, sosyal medya adıyla kurulan propaganda aracının iyi takip edilip, vatanımız hakkında psikolojik savaş yapanların ülkemize giriş yaptığı sırada tespit edilip, hesabının sorulması gerekir.

Kültür dalında, üniversitelerimizin, sanatçılarımızın, sporcularımızın aktif bir şekilde her dalda ülkemizin birer “Kültür Elçisi” gibi bilgi ve beceriyle donatılmasına ağırlık verilmelidir.

Din, dil, ırk, mezhep ayırt etmeksizin, hep birlikte kardeşçe yaşamımızı kuvvetlendirecek siyasi ve ekonomik adımlar atılmalıdır.

Türkiye Gençlik Birliği 29 Ekim Cumhuriyet bayramındaki yürüyüşüyle işte bu saydıklarımızı hayata geçirecek kuvvet olduğunu dosta düşmana gösterdi.

Gençlerimizden maddi ve manevi desteğimizi esirgemememiz gerekiyor.

Sonraki Haber