Cüzzam tarihe karışıyor

Cüzzamın günümüzde tamamen iyileşebilen bir hastalık haline geldiğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, tek tip beslenen, direnci düşük ailelerde enfeksiyonun daha çabuk yayıldığını söyledi.

Bulaşıcılığı son derece düşük olsa da tarih boyunca en korkulan hastalıklarından biri olan cüzzam bugün de varlığını sürdürüyor. Yapılan başarılı çalışmalar sonucu günümüzde artık çok fazla görülmese de geçmişte büyük bir sosyal yara olan cüzzama dikkat çekmek için her sene Ocak ayının son haftası Dünya Cüzzam Haftası olarak kabul ediliyor. Damlacık yoluyla bulaşabilen mycobacterium leprae adı verilen bir bakterinin yol açtığı bu hastalık kol ve bacak gibi uzuvlar, el ayak, deri, burun içi yüzeyi ve üst solunum yolunda bulunan mukoza dokusunu doğrudan etkiliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, “Hastalık sinir sisteminde hasar ve kaslarda zayıflığa sebep olabiliyor.Geciken tedavilerde ise çok ciddi şekilde bozukluğu, sakatlık ve körlük görülüyor” dedi.

Cüzzamın günümüzde tamamen iyileşebilen bir hastalık haline geldiğini anlatan Kükürt, “Cüzzam genellikle çok çocuklu ailelerde yaygınlaşmış durumda. Tek odada yaşayan, aynı kaptan yemek yiyen, yetersiz ve tek tip beslenen, direnci düşük ailelerde enfeksiyon daha çabuk yayılıyor” diye konuştu.

Cüzzam sürecinde ciltte görülebilecek belirtilere işaret eden Kükürt, M.Ö 7’nci yüzyılda hastalığa dair ilk yazılı kaydın yapıldığını hatırlattı. Kükürt, hastalığın bugün Brezilya, Endonezya, Hindistan, Somali ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin vaka sayısında başı çektiğini anlattı. Cüzzamın el sıkışmak, sarılmak veya cüzzamlı bir kişiyle otobüste seyahat etmek ile bulaşmadığını anlatan Kükürt, “Hastalık kendiliğinden geçebilen bir rahatsızlık değil. Tedavi edilmediğinde süreç daha ağır bir hal alıyor. Aynı verem tedavisinde olduğu gibi birden fazla ilaçtan oluşan bir kombine tedavi ile en fazla 2 yıl içinde hastalar tamamen iyileşiyor. Hastalığın tek taşıyıcısı insan olurken, hala bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar listesinde yer almaktadır” ifadelerini kullandı.

Cüzzama yol açan bakteri çok yavaş çoğalırken, tedavi görmeyen bir kişiyle uzun süreli ve sürekli tekrarlanan temas hastalığın yayılmasına yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, hastalığın ortalama kuluçka süresi, yani ilk enfeksiyon anı ile ilk semptomların ortaya çıkması arasındaki süre 5 yıl olurken, bazı vakalarda ilk belirtilerin görülmesi 20 yıla ulaşıyor. DSÖ, 139 ülkede, 2020’de 127 bin 558 yeni cüzzam vakasının görüldü. Bunlardan 8 bin 629’unu 15 yaş altı çocuklar oluştururken bu veri dünyada her 1 milyonda 4,4 çocuğun cüzzamla yüz yüze geldiğini gösteriyor. 2020’nin sonunda 129 bin 398 kayıtlı vaka olduğu kaydedilirken, bu sayı her bir milyon kişide 16,7 kişinin hastalığın mağduru. 2020’de tespit edilen yeni vaka sayısında, bir önceki yıla göre yüzde 37 düşüş görülse de gerçek sayının tespit edilemiyor.

Sonraki Haber