Daha çok kadın
ZERRİN ÖZTÜRK
Kadınlara karşı, tarihsel sömürü sürüp gidiyor. Ezilen sınıfın ezileni olarak sürgit boyunduruk altında kalsın diyenlerin ne vicdani duyarlığı, ne kuldan utanması yok. Böylece, doğasız ve insansız bir dünyanın tuğlalarını örüyorlar kendilerince, ne gam. Uyu yavrum ninni! Acaba öyle mi gidecek?
Kültürel zehirlerini toplumumuza değişik biçimlerde salan, insanlığımızı elimizden almaya çalışanlara izin verecek miyiz, “Dur! Buraya kadar!” demeyecek miyiz? Kesinlikle demeliyiz. Çünkü, kadının insanlığını elinden almak, onu kullanılıp atılacak bir mala çevirmek isteyenler bu konuda çok yol aldılar, şimdi de yolu kısaltmaya çalışıyorlar. Yağma yok, biz de aşacağız insana ve insanlığa aykırı bu dağları...
Milli Eğitim Bakanımız buyurmuş: “Kız çocuklarını erkeklerle okutmak istemeyen aileler varmış. Kız okulları açılabilir”miş! Çocuklarımıza “cins” gözüyle bakmanızın sonu nereye varacak, Sayın Bakanım?
Aydınlanma ve ilerleme için, eğitime şimdiden biçtiğiniz gömlek bu ise, vay halimize! Eğitimde, kızı oğlanı ayıran düşünce çağdaşlığı, öncelikle de insani erdemleri öğretmekten kaçınan düşüncedir.
İslami açıdan bakarsak “İkra bi ismi Rabbiküm” diyen Kur’an’ın, “Bilim Çin’de de olsa gidin öğrenin” diyen Hz. Muhammed’in, “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” diyen Hz. Ali’nin, amaçları salih (İyi, uygun, erdemli) insan yetiştirmektir. Bu, kadın olsun, erkek olsun fark etmez.
Bugün de diyoruz ki: Ey kadınlar üretime, sosyal hayata, sanata, bilime, spora daha çok sarılınız.
En önemlisi, Cumhuriyet’le kazandığımız bütün haklarımızın savunulmasında görev almalısınız. Yoksa elinizdeki resmin, dokuduğunuz kilimin, işlediğiniz oyanın, yarattığınız dansınızın ve türkülerinizin anlamı kalmayacak.
Kadını sadece cins olarak görmenin, insanın ulaştığı medeniyetlerde kadının etkisini, gücünü yok saymanın sonu, “LGBT gericiliği” ile aynı noktaya ister istemez getirir.
Kadını kadınlığından çıkaran, kadın-insan olarak fiilen eşitlemeyen zihinlere diyeceğimiz odur ki, karşınızda daha çok kadın, daha çok anne, daha çok insan olacaktır. Çünkü insanlığın çarkı hiç geriye dönmedi, bugün de dönmeyecektir, bunu biliniz.
Eteklerimizi savura savura, saçlarımızı uçura uçura, bileziklerimizi şıngırdatarak, iş önlüğümüzle, kaskımızla, iş tulumumuzla, yazmamızla, örtümüzle, iş eldivenimizle, kalemimizle, dilimizde şarkılarımız ve türkülerimizle, çocuklarımızla, torunlarımızla, ailemizle hayatın içinde yürüyoruz, yürüyeceğiz. Büyük Aile, geleceğe emin adımlarla yürürken, mücadeleci kadınlar da hayatın içinde örgütlenip çoğalacak. Üzerimizdeki baskıları daha çok kadınla, daha büyük görevlerle ortadan kaldıracağız.