Darbeci ayrıntılı aramadan rahatsız oldu

15 Temmuz darbe girişimi davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan eski binbaşı, ceza infaz kurumunda gerçekleştirilen detaylı arama uygulaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

Yüksek Mahkeme, başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi.

Eski Binbaşı Tahsin İşlekel, 15 Temmuz darbe girişiminde Sualtı Taarruz (SAT) ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli askerler ile onlardan sorumlu sözde "mahrem imam" konumundaki sivillerin yargılandığı davada müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan cezalandırılan İşlekel, Marmara 7 Numaralı L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutulmaya başlandı. İşlekel, kurum bünyesinde her açık görüş sonrası mahpuslara uygulanan detaylı aramanın kaldırılması istemiyle Silivri İnfaz Hakimliği nezdinde talepte bulundu. İşlekel dilekçesinde, uygulamanın gerekli olmadığına, detaylı arama yapılmasının şartlarının oluşmadığına dikkat çekti.

KURUMUN GEREKÇESİ

İnfaz Hakimliği konuya ilişkin olarak kurumdan bilgi ve belge talebinde bulundu. Kurum 26 Şubat 2020 tarihli yazıda; kurum bünyesinde FETÖ üyeliği suçundan tutuklu/hükümlü çok sayıda mahpus bulunduğunu ve örgütsel provokasyonlarının önlenmesi bağlamında arama faaliyetlerinin kritik önem taşıdığını vurguladı. İnfaz hakimliği 9 Mart 2020 tarihli kararı ile İşlekel'in talebini reddetti. İşlekel de bunun üzerine Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, maddi ve manevi varlığın korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi.

'KEYFİ OLDUĞU SÖYLENEMEZ'

Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:

"Özellikle terör gibi belirli suçlardan tutuklu ya da hükümlü olan mahpusların örgütle iletişimlerinin, talimat almalarının önlenmesi, örgüt bağlantılarının tespiti suretiyle kurum güvenliğinin sağlanması adına detaylı aramaya tabi tutulmasının keyfî ya da gerekçeden yoksun olduğu söylenemez. Ayrıca, terör eylemlerine (iletişim, haberleşme vb. dahil) karşı korunması gereken toplumsal menfaat dikkate alındığında uygulamanın ceza infaz kurumunun özel koşullarında ulaşılmak istenilen amaçla uyumlu olduğu ve bu bağlamda demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bulunmadığı değerlendirilmiştir."

AÇIK GÖRÜŞ SONRASI YAPILIYOR

Kararda ayrıca, detaylı aramanın mahpusların belirli aralıklarla -ayda bir- yakınlarıyla gerçekleştirdiği açık görüşme sonrasında yapıldığı bildirilerek şöyle denildi:

"Açık görüş, mahpuslar ile ziyaretçilerinin maddi olarak temas edebildiği ziyaretlerdir. Bu bağlamda mahpusların ziyaretçileri aracılığıyla kurum dışı ile temas kurmuş olduğu dikkate alındığında açık görüşlerin kurum güvenliği açısından gerçekleştiği her seferde, güvenlik tedbirleri bağlamında yeni bir durum (dışarıdan gelebilecek eşya, belge vb. maddelere karşı kurum düzeninin ve asayişinin sağlanması adına tedbir alınması gereken makul bir gerekçe) yarattığı yorumuna ulaşmak mümkündür."

Sonraki Haber