Davutoğlu'ndan 10 maddelik yeni açılım projesi
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır'da "Demokratik Geleceğimizin İnşası: Kürt Meselesi" çalıştayında konuştu. Toplantıda Davutoğlu, "Kürt Meselesi: Yeni Bir Demokratikleşme Sürecinin Temel Unsurları" başLıklı metni duyurdu.
Davutoğlu 10 maddelik metinde Atatürk dönemini hedef aldı, HDP'li belediyelere kayyum atanmasına karşı çıktı, yerel yönetimlere özerkliği ve anadilde eğitimi savundu.
ATATÜRK DÖNEMİNİ HEDEF ALDI
Davutoğlu'nun açıkladığı 10 maddelik metinde 'Yeni bir zihniyet' başlığı altında "Tektipleştirici, ayrımcı ve güvenlikçi otoriter paradigma" sözleriyle Atatürk'ün önderliğindeki cumhuriyet dönemi hedef alındı: “Yeni bir zihniyet: Yaşanan ağır travmaların etkisiyle geçen yüzyılın başında hayata geçirilen tektipleştirici, ayrımcı ve güvenlikçi otoriter paradigma, yüzyıl sonra bugün bile yüzleşmek ve çözmek zorunda olduğumuz pek çok maliyet üretmiştir. Cumhuriyetimiz 100. yılına girerken bir asır öncesine giden sorun başlıkları daha fazla varlığını sürdüremez. Kürt Meselesi başta olmak üzere tüm meselelerimizin çözümü için küresel, bölgesel ve ulusal düzlemde yaşanan köklü dönüşümü hesaba katan yeni bir zihniyet inşasına ihtiyaç bulunmaktadır. Geçmişteki hatalarla yüzleşerek, tecrübelerden dersler çıkararak yeni bir sayfa açmak, yeni bir süreç başlatmak zorundayız.”
YENİ ANAYASA
'Sivil, özgürlükçü' bir anayasa isteyen Davutoğlu şöyle açıkladı: “Devleti öncelikli görüp insanı ikinci plana iten, farklılıklarımızı tehdit görüp tektipleştirici bir model dayatan 12 Eylül Anayasası vakit kaybedilmeden tedavülden kaldırılmalı, sivil, özgürlükçü, kapsayıcı yeni bir anayasa hazırlanmalıdır. Bu anayasanın yaslanacağı siyasal düzen insan hak ve özgürlüklerine dayalı kapsayıcı demokrasidir.”
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
“Düşünce ve ifade özgürlüğü” başlığı altında şu talepler sıralandı: “Hukuk sistemi düşünce ve ifade özgürlüğünü korumayı ve sürdürmeyi esas alarak yeniden düzenlenmeli, sivil toplum ve akademinin hukuksal açıdan özerklik ve özgürlüğü garanti altına alınmalıdır.” 'Kürt sorunu'nun kapsayıcı olarak ele alınması gerektiğini ifade eden Davutoğlu “Kürt Meselesinin muhatabı bütün vatandaşlarımız, siyasi partilerimiz ve bütün unsurlarıyla sivil toplumdur. Kürt meselesi tüm tarafların karşılıklı güvensizliği değil, güveni üzerine oturtulmak zorundadır. Türkiye’de Kürt meselesi tek bir siyasi partinin değil her siyasi partinin öncelikli gündemlerinden birisi olmalıdır.” dedi.
ANADİL
“Anadilin eğitimde ve sosyal hayatta kullanımı” başlığında şunlar yer aldı: “Resmi dilimiz Türkçe olmakla birlikte Kürtçenin kamusal hizmet alanlarında kullanılması Kürt vatandaşlarımızın aidiyet bilincini güçlendirilmesi bağlamında ayrıştırıcı değil birleştirici bir etki yapacaktır. Kamusal alanda, devletin ve yerel yönetimlerin sunduğu tüm hizmetlerde Kürtçenin de kullanılmasının önündeki ideolojik ve yasal engellerin kaldırılması şarttır.”
ÖZERKLİĞE KAPI AÇAN TALEPLER
“Demokratik yerel yönetimler” başlığı altında Anayasanın 127. maddesi ve kayyum uygulaması hedef alındı. “İşlevsel ve demokratik bir yerel yönetimler sistemi için başta Anayasanın 127. maddesi olmak üzere merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki baskıcı uygulamalarına izin veren tüm yasal düzenlemeler ilga edilmelidir.” diyen Davutoğlu şöyle sürdürdü: “Bu bağlamda seçilenler üzerinde açık bir vesayet niteliği taşıyan KCK uygulamasına da demokratik hukuk devleti ile çelişen kayyum uygulamasına da karşıyız. Seçilmiş belediye başkanlarının yargı kararı olmaksızın görevden el çektirilmesi kabul edilemez.” Komşu ülkelerdeki Kürtlerle ilişkileri de şöyle tarif ediyor: “Türkiye, sınırları dışındaki tüm tarihdaş ve soydaşlarla farkındalık ve sorumluluk ilkeleri ışığında ilişki içinde olmayı ve bölgeye onlarla birlikte oluşturulan bir vizyon çerçevesinden bakmayı temel bir ilke olarak ilan etmelidir.
127. MADDE NEDİR?
Anayasa'nın 127 maddesi “Mahalli İdareler” tanımı yapıyor, belediyeleri merkezin denetim ve idaresine bağlıyor: “Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir.” PKK bağlantılı belediye başkanlarının görevden alınmasına yasal dayanak da bu madde. Anayasa şöyle diyor: “Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri, konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçiçi bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.”