Dayanaksız ‘tasarrufa’ karşı yargı süreci
Türkiye Kamu-Sen Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanan kamuda tasarruf tedbirlerine karşın yargı sürecini başlatacaklarını açıkladı. Kamu-Sen tedbirlerin bazı kısımlarının hukuki dayanağı olmadığını ifade etti.
Türkiye Kamu-Sen, önceki gün kamuda alınacak tasarruf tedbirlerine yönelik olarak Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren tasarruf tedbirlerinin bir kısmının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve bu hükümler hakkında yargı sürecini başlatacaklarını duyurdu.
Konfederasyon açıklamasında “Tasarruf, israftan kaçınmak anlamına gelmektedir. Halbuki, emeğin ve alın terinin karşılığı, çalışanın, dar ve sabit gelirlilerin hakları, israf değildir.” ifadeleri yer aldı.
Kamuya yeni personel alımının emekli olan kamu görevlisi sayısı ile sınırlandırılmasının mutlak surette gözden geçirilmesi gereken bir karar olduğu belirtilen Konfederasyon açıklamasında şunlar kullanıldı:
“Hepimizin bildiği gibi sağlık, eğitim ve güvenlik başta olmak üzere hemen bütün hizmetlerde büyük bir personel açığı olduğu bilinen gerçektir. Özellikle büyükşehirlerde kamu hizmetleri az sayıdaki personelin üstün gayretleri ile yürütülmektedir. Böyle bir karar, önümüzdeki yıllarda artacak nüfusa ve hizmet ihtiyacına paralel olarak kamu çalışanı açığının daha da büyümesine ve kamu hizmetlerinin aksamasına yol açacaktır.
TAŞERON UYARISI
“...Kamuya yeni personel alımını kısıtlarken hizmetlerin dışarıdan satın alma yoluyla gördürülmesi gibi bir yanlışa da düşülmemelidir. Kamuda en büyük giderlerden birisi taşeronlaşma nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle öncelik taşeronlaşmayı sonlandırmak olmalıdır.”
SENDİKACILIĞA AYKIRI
Toplu taşıma olan yerlerde personel servislerini sonlandırmanın da kamuya hiçbir faydası olmayacağı belirtilen açıklamada “Servis hizmetlerine yönelik olarak alınmış toplu sözleşme kararlarının da böyle bir çalışma ile iptal ediliyor olması, sendikacılık ve toplu sözleşme ilkelerine aykırı bir durum olarak toplu sözleşmenin özerkliğini yok etmek anlamı taşıyacaktır. Toplu sözleşme ile alınan kararların idari keyfiyetle iptal edilmesi, örgütlenme özgürlüğüne ve toplu sözleşme hakkına darbe vurmak anlamına gelmektedir. Böyle bir karar, diğer toplu sözleşme hükümlerinin de iptal edilebilmesinin önünü açacaktır.” değerlendirmesi yer aldı.
GÜVENCESİZLEŞTİRME PAKETTE
Pakete dahil edilen esnek ve kısmi çalışma modellerinin yaygınlaştırılacağı hükmünün de tartışmaya açık sonuçlar doğuracağı vurgulanan açıklamada “Özellikle güvencesiz istihdama yol açacak, çalışan yoksulluğunu artıracak düşük ücrete dayalı kısmi ve esnek çalışma modellerinden uzaklaşılması kamu hizmetlerinin etkili ve verimli bir biçimde sunulması için vazgeçilmez unsurdur.” sözleri kullanıldı.