Aydınlık DEM Parti kahvaltısına katıldı! İlk dört madde yorumu ve açılım şartı
DEM Parti ilk dört madde tartışmalarına ne diyor?.. Açılım söylentilerine nasıl bakıyor?.. ‘100 yıldır devam eden Kürt sorunu’ söyleminde kasıt ne? İşte DEM Parti’nin Meclis’te düzenlediği kahvaltılı buluşmadan notlar...
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, bugün Meclis Bahçe Restoranı’nda kahvaltılı toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Grup Başkanvekilleri, DEM Parti’nin ilk dört madde ve anayasa tartışmalarına ilişkin görüşlerini açıkladı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çıkışıyla gündeme gelen yorumları değerlendirdi. Kürt sorununun 100 yıllık geçmişi olduğunu öne süren DEM Parti temsilcileri Cumhuriyet’in kuruluşundan beri toplumsal kesimleri kapsayamadığını söyledi.
Koçyiğit, “Samimi bir süreç baş göz üstüne.” derken, Temelli’nin “İmralı muhataptır, bir süreç başlayacaksa İmralı oradadır. İkinci muhatap ise Meclis'tir. Biz de Meclis'in bir partisiyiz.” şeklindeki terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ı işaret eden sözleri dikkat çekti.
İLK DÖRT MADDEYE ‘KISIT’ NİTELEMESİ
DEM Parti Grupbaşkanvekilleri, ilk olarak anayasa tartışmaları üzerinde durdu. Sezai Temelli ilk dört maddeyi “kısıt” diye niteledi. Gülistan Kılıç Koçyiğit de kırmızı çizgilerle anayasa yapılamayacağını savundu.
Koçyiğit, “Maddeler üzerinden yürütülecek tartışma aslında nasıl anayasa yapılamayacağı tartışmasıdır.” ifadelerini kullandı.
Temelli de şöyle konuştu: “Bunu bu şekilde getiriyorlarsa zaten anayasa yapmaya niyetleri yoktur. İlk dört madde, 66. madde ya da bir başka madde... Bir ön yargıyla geliyorsanız 12 Eylül ruhu içinizdedir. Ötesini tartışmaya gerek kalmamıştır. Bu kısıtlardan kurtulmak, samimi olmak gerekiyor.”
‘ÖNÜNÜ TIKAMAK ANLAMINA GELİYOR’
DEM Parti sözcüleri ilk dört madde polemiğinin anayasa tartışmalarının önünü tıkamak amaçlı olduğunu belirtti. Temelli şunları ekledi:
“Anayasa tartışmalarının maalesef doğru yerden başladığına inanmıyoruz. İlk dört maddeyi öncelikli bir mesele olarak getirmek yerine ‘Nasıl bir anayasa’ meselesiyle başlamak ve bunu topluma mal etmek gerekirken; bunu kısır tartışmalar içine yüklemek, maddelere boğmak, herşeyden önce anayasa tartışmasının önünü tıkamak anlamına geliyor.”
Koçyiğit şöyle devam etti:
“En geniş zeminde konuşulacak, yeni, doğru, çoğulcu, demokratik, özgürlükçü, katılımcı, eşitlikçi bir anayasanın ihtiyaç olduğunu ifade ediyoruz. Maddeler üzerinden yürütülecek tartışma aslında nasıl anayasa yapılamayacağı tartışmasıdır. Kırmızı çizgilerin olduğu yerde uzlaşı olmaz. Kırmızı çizgilerle işe başlarsanız, o çizgileri değiştiremezsiniz.”
‘BİRİNCİ MUHATAP İMRALI, İKİNCİ MECLİS’
DEM Parti Grup Başkanvekilleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis açılışında el uzatması ve bunu “Türkiye partisi olmaları için yaptım” izahıyla doğan gündeme de değindi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bahçeli’ye destek vermesi “İkinci açılım süreci geliyor.” söylentilerine neden olmuştu.
Koçyiğit ve Temelli, Cumhur İttifakı’nın ne yapmak istediğini bilmediklerini dile getirdi. Ancak “samimiyet” vurgusu yaptı. Koçyiğit, “Bir ‘merhaba’ ile yeni bir çözüm süreci başlamaz ama samimi bir süreç olacaksa baş göz üstüne.” cümlesini kurdu.
Temelli ise somut konuştu:
"Her hangi bir görüşme başladı mı, bu konuda bizde bir bilgi yok. İmralı muhataptır, bir süreç başlayacaksa İmralı oradadır. İkinci muhatap ise Meclis'tir. Biz de Meclis'in bir partisiyiz. Bu hat üzerinden, bu sorumluluk üzerinden hareket ediyoruz. Bir müzakere başlayacaksa, DEM Parti sorumluluk almaya hazırdır ve o muhataplığa adaydır."
‘OSMANLI’DA HALKIN KATILIMI VARDI’
DEM Partili yöneticiler, Kürt sorununun 100 yıldır devam ettiği iddiasında bulundu. Osmanlı döneminde halkların temsil edildiğini anlatan Gülistan Koçyiğit, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri Kürtleri yok saydığını ileri sürdü. “100 yıllık bir sorundur, ne yazık ki 40 yılı çatışmalı geçmiştir.” görüşünü paylaştı ve şunları aktardı:
“Coğrafyamız köklü bir coğrafya. Dünya kadar halk yaşamış. İnsanlığın beşiği ‘Mezopotamya’ diyoruz. Osmanlı döneminde iyi ya da kötü, beğeniriz ya da beğenmeyiz halkların sisteme katılımı vardı. Bugün mevcut sisteme katılım konusunda bir sorun var.
"Cumhuriyetin kendisi çok önemli ama bu cumhuriyet demokratik değil. Halkları, inançları, toplumsal kesimleri görmeyen bir sistem demokratik olamaz. Onun için ‘100 yıllık sorun’ diyoruz. Kürtlerin hakları korundu mu? Meclis’te Kürtçe konuştuğumda mikrofonum kapatılıyor.”
‘CUMHURİYET HALKI KAPSAMADI’ MESAJI
Koçyiğit sözlerini şöyle tamamladı:
“Ama ben bu ülkenin asli unsuruyum. Ülkenin kuruluşunda iki halkın ortaklığına vurgu yapılıyor. Sadece kuruluşta değil, 1071’de kim savaştı? Kim Anadolu’nun kapılarını açtı. Kürtler. Buradaydı çünkü. Bir yerden gelmediler. Peki Kürtlerin anayasada güvence altında olması gereken en temel hakları yok sayılıyorsa biz bunu görmeyen bir yerden konuşabilir miyiz?
"1921 Anayasası’na vurgular yapılıyor, geçen gün Devlet Bahçeli de yaptı. 1921 Meclisi’ne kendi anadilleriyle gelen Kürtler vardı. Erzurum ve Sivas Kongreleri de aynı şekilde. 100 yıllık bir sorundur, ne yazık ki 40 yılı çatışmalı geçmiştir. Ama artık bitirilmesi gerekiyor. Bir 100 yılı daha heba edemeyiz... Kastımız toplumsal kesimleri, inançları, halkları içermemesi; eşit ve özgür olarak onların sisteme katılımını içermemesidir.”