Deniz Aslanı Tatbikatı Ege’deki sessizliği bozdu
Atina ile yürütülen ‘normalleşme’ süreci ve askeri uçuşların durdurulması neticesinde Ege’de yaşanan 1,5 yıllık sessizlik, Deniz Aslanı-2024 tatbikatı ile bozuldu
Türkiye, 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve 50 binden fazla vatandaşını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Ege Denizi’ndeki faaliyetlerini askıya almıştı. Hemen ardından Atina ile başlatılan normalleşme süreci de Ege’de yeni bir durum ortaya çıkarmıştı.
Depremden yalnızca bir ay önce, Yunan hava sahasında 1000 ihlal yaşandığı ileri süren Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, Ege’deki değişimi şu sözlerle anlatmıştı:
“Yıkıcı depremlerden birkaç gün sonra Türk tutumunda bir değişiklik oldu. Size basit bir örnek vereyim. Daha önce Ege'de her gün üst uçuşlar, hava sahası ve kara suları ihlalleri oluyordu. Bunca zaman, o günden bu yana hiçbir ihlal kaydedilmedi. Üstelik Ege'de Türk uçuş faaliyeti bile yok. Genel olarak Türk tutumunda tam bir değişiklik var. Retorik tamamen değişti. Yunanistan'a karşı ne hakaret, ne tehdit, ne de başka bir şey yöneltiliyor. Olan bu.”
İşte bu büyük sessizlik, önceki gün Midilli ve Sakız adaları arasında düzenlenen Deniz Aslanı-2024 Tatbikatı ile bozuldu.
Sahil Güvenlik Komutanlığı sevk ve idaresinde gerçekleştirilen Deniz Aslanı-2024 Arama Kurtarma Davet Tatbikatı sırasında gerçekleşen uçuşlar, Yunanistan tarafından “yeni ihlaller” olarak kayda geçirildi.
DENİZ ASLANI TATBİKATI
Türk Arama Kurtarma Bölgesi içinde Ege Denizi'nin uluslararası suları ve Türk hava sahasında düzenlenen tatbikat tamamlandı. Tatbikatı, 28'i yabancı olmak üzere toplam 39 gözlemci TCSG Umut gemisinden takip etti.
Midilli ve Sakız adalarının batısında kalan uluslararası sularda tatbik edilen ilk senaryoda, bir ticari gemiden alınan yardım çağrısı üzerine Türk Sahil Güvenlik Komutanlığınca arama kurtarma çalışması icra edildi. Göreve Kara Kuvvetleri Komutanlığından 1 arama kurtarma helikopteri, Deniz Kuvvetleri Komutanlığından 1 fırkateyn, Hava Kuvvetleri Komutanlığından 1 arama kurtarma uçağı ve 1 arama kurtarma helikopteri, Jandarma Genel Komutanlığından 1 arama kurtarma helikopteri, Sahil Güvenlik Komutanlığından 2 korvet, 3 bot, 1 arama kurtarma uçağı ile 2 arama kurtarma helikopteri katıldı. Ayrıca geniş sorumluluk sahasının kontrolü ve gözetimi için de Hava Kuvvetlerine ait CN-235 CASA arama kurtarma uçağı görev yaptı.
İkinci senaryoda da yine Ege Denizi'nin uluslararası sularında bir yolcu motorundan yardım çağrısı alınması üzerine arama-kurtarma faaliyetleri icra edildi. Eğitimler için Kara Kuvvetleri'nden 1 arama kurtarma helikopteri, Deniz Kuvvetleri'nden 1 fırkateyn, Hava Kuvvetleri'nden 1 arama kurtarma helikopteri, Jandarma Genel Komutanlığından 1 arama kurtarma helikopteri, Sahil Güvenlik Komutanlığından 2 korvet, 3 bot, 1 uçak ile 1 helikopter görevlendirildi.
Böylece Ege Denizi'nin uluslararası sularında gerçekleştirilen tatbikatın fiili bölümü başarıyla tamamlandı.
YUNANİSTAN RAHATSIZ OLDU
Tatbikat, Yunan tarafında tepki yarattı. Tatbikat kapsamındaki faaliyetlerin Yunan FIR’ı (Uçuş Bilgi Bölgesi) ve Arama Kurtarma Bölgesi içinde kaldığını ileri süren Pentapostagma gazetesi, tatbikatı “Türk Oyunları” başlığıyla hedef aldı.
Tatbikatın, Türkiye’nin Ege’de egemenlik iddialarını pekiştirmek amacıyla yapıldığını savunan gazete, “Türkler Ege’deki statükoyu 25. Meridyen’e kadar revize etmek istiyorlar.” ifadelerine yer verdi. Haber şöyle devam etti:
“Söz konusu tatbikat sahası Midilli ile Sakız arasındaydı. Dün 12 helikopter ve iki deniz uçağı, uçuş planı sunmadan Atina FIR'ına girdi. Tam 9 kez hava trafik kuralları ihlal edildi. Tatbikatın başladığı 15 ve 16 Mayıs tarihlerinde de benzer ihlaller yaşanmıştı. Türkler, Mayıs’ın 15'inde 11 ihlal, 16'sında 1 ihlal ve 21’inde de 9 ihlal gerçekleştirmiş oldu. Bu da gösteriyor ki, Türkler bundan sonraki süreçte de 25. meridyene kadar uzanan bölgelerde uçuş bilgisi vermeden Yunan FIR'ına çıkmaya devam edecek.”
“Açıkça anlaşılıyor ki, bu tatbikatların herhangi bir insani yardım ve arama-kurtarma operasyonlarıyla ilgisi bulunmamaktadır. Tamamıyla belirli siyasi amaçlara hizmet etmektedir. Doğu Akdeniz'de de Ekim 2020’de Türk Arama Kurtarma Sahası’nın ‘Mavi Vatan’ anlatısının sınırlarıyla örtüşecek şekilde genişletilmesi, Türkiye'nin arama-kurtarmayı başka bir araç olarak kullandığını gösteriyor. Bu onlar için her türlü uluslararası hukuk kavramının ötesinde, revizyonist ve geniş kapsamlı görüşlerinin desteklenmesi için bir araç.”