Deniz Baykal yanıtladı:Erdoğan'la pazarlık yaptı mı?
Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, bugünkü yazısında Deniz Baykal’ın Zülfü Livaneli’nin ortaya attığı Erdoğan’la pazarlık yaptı iddialarına verdiği yanıtı yazdı.
Saygı Öztürk, “Baykal, Erdoğan’la pazarlık yaptı mı?” başlıklı yazısında Deniz Baykal’ın Erdoğan’la pazarlık yaptı iddialarına verdiği yanıtları açıkladı.
FIRSATÇILIK YAPAMAZDIK
Saygı Öztürk’ün aktardığına göre Deniz Baykal, Erdoğan’ın siyasi yasaklarının kaldırılması konusuyla ilgili, “Siyasi fırsatçılık yapamazdık” değerlendirmesini yaptı:
“Deniz Baykal'ın peşini hiç bırakmayan iddialardan birisi de “pazarlık yaparak Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olmasına izin vermesi” olduğu belirtilir. Bu konuyu Baykal'a sorduğumuzda “Yasakların kaldırılmasını bazılarının anlamadığını” belirtti, “Siyasi fırsatçılık yapamazdık. Kapkaççı siyaset anlayışı içinde olmadık, olamazdık. Rakibimizin siyasal haklarının tam olması temel inancımız. ‘Vardır bir dümen' anlayışı çok sağlıksız, çok tehlikeli, aşılması gereken bir durum” dedi.”
AL GÜLÜM-VER GÜLÜM PAZARLIĞI OLMADI
Saygı Öztürk’ün köşe yazısında bahsettiği üzere, Deniz Baykal, 2003’te Erdoğan’la yaptığı görüşmede al gülüm ver gülüm pazarlığı olmadığını, söz konusu görüşmenin 1 Mart tezkeresiyle ilgili olduğunu ifade etti:
“Baykal, Erdoğan'la pazarlık iddiasının kesinlikle doğru olmadığını vurguluyor ve pazarlık iddialarını reddediyor. Ardından buna ilişkin sorumuzu şöyle cevaplandırıyor:
“Böyle demokrasi doğrultusunda atılan adımların arkasında bir ‘Al gülüm ver gülüm pazarlığı' yatıyor düşüncesi, bu yanlıştır. Ben hiçbir ilişkimde Sayın Erdoğan ile ne o karşılaşmalarımda öyle bir özel anlaşmayı yansıtacak hiçbir şeyi ne ben konuştum, ne o konuştu.
Daha sonra İstanbul'da Sayın Erdoğan'ın talebi üzerine bir araya geldiğimizde, siyasi yasağı zaten kaldırılmıştı. Sayın Erdoğan 1 Mart tezkeresi telaşı içerisindeydi. Aramızda şu konuşma geçti:
-Baykal: Tezkere kabul edilirse ülkemize kaç bin asker girecek?
– Erdoğan: 65 bin kişi.
– Ne zaman çıkacaklar?
– Ben de bilmiyorum. ABD ile işbirliği yapmazsak ambargo uygularlar, bizi sıkıştırırlar, ek mali kaynak kullanmamız, yaratmamız gerekir. Yardımcı olur musunuz?
– Elbette, bu kararın sorumluluğunu alırım ve bütün Türkiye'de bunun için çalışma yaparım. İstersen birlikte dolaşırım istersen ben tek başıma dolaşırım.
Bu konularda benim samimi olabileceğimi düşünemiyorlar. İlla ‘Pazarlık yaptı' diyorlar. Buluşma zaten 22 Şubat 2003'te, yani 1 Mart öncesi idi. Yani hakların iadesinden sonra yapılmış bir buluşmadır o. Haklarını vermişiz neyin pazarlığını yapacaksın?”
O KONUŞMALARI YAYINLATTIRMIYORLAR
Saygı Öztürk’ün aktardığına göre, Deniz Baykal 1 Mart Tezkeresi görüşmelerinde yapılan konuşmaların yayınlatılmadığını belirtti:
“Deniz Baykal, 1 Mart tezkeresi konusumda TBMM'de esaslı bir mücadele verdiklerini, o oturumda yapılan konuşmaların hala yayınlatılmadığını kaydediyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Türkiye'nin en hassas bölgesine bir yabancı ordunun 10 binlerce askeriyle yerleşmesini çok sakıncalı buldum. ‘Bizim Irak'a, Suriye'ye karşı böyle bir düşmanlık içerisine girmemize hiç neden yoktur' dedim. Bunu da Cumhuriyet'in dış politika anlayışına inanmış biri olarak hiç tereddüt etmeden söyledim. Daha sonra Suriye Devlet Başkanı Esad, Türkiye'ye geldiği zaman benimle görüşmek istedi; Çankaya'da Camlı Köşk'te buluştuk, bana ‘1 Mart tezkeresine karşı çıkarak yalnızca Türkiye'yi değil bizi de kurtardınız' dedi.”
KIYAMETİ KOPARDILAR
Saygı Öztürk, Deniz Baykal’ın Erdoğan’la ikinci görüşmesi hakkında verdiği yanıtları da yayınladı:
“Onun dışında bir de seçimden sonra Erdoğan'ın talebi üzerine gittim. Seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere istişare ihtiyacı hissettiğini düşünüyorum. Beni çağırdı ve gittim. ‘Orada kim bilir ne konuştu, ne yaptı. Gidilir mi' falan diye kıyameti kopardılar. Orada ‘Koalisyon hükümet kurulsun' dedim. ‘Koalisyonu ya MHP ile ya da CHP ile kurun. Türkiye'nin buna ihtiyacı var' dedim. Hepsi bundan ibarettir.
Bunu anlatmak lazım, bizim siyasi hayatımızın ‘Vardır bir pazarlık, bir çıkar, bir dümen olmuştur' anlayışı çok sağlıksız, çok yanlış, çok tehlikeli, aşılması gereken bir durum. Bazı insanlar gerçekten insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, demokratik değerlere inanıyordurlar ve o doğrultuda adım atıyordurlar. Bunu içinize sindirin, anlayın kardeşim. Biz de onlardan birisiyiz işte.”
KAPKAÇÇI, FIRSATÇI ANLAYIŞ
Saygı Öztürk’ün aktardığına göre Deniz Baykal söz konusu pazarlık iddiaların kapkaççı, fırsatçı anlayışın ürünü olarak değerlendiriyor:
“Biz böyle fırsatçı, kapkaççı bir anlayış içinde hiç olmadık, değiliz. Bu davranışımızı da bir çıkar, bir pazarlık sonucu bir davranış olarak anlamak kendisi bizatihi bir büyük siyasi problemidir Türkiye'nin. Böyle bakanlar, akılları almıyor ya adam karşısındaki rakibinin siyasi haklarını bedavaya nasıl verir; Oysa bu bizim temel bir inancımız. Mücadele edeceksek bir şaibe ile mücadele edemeyiz. Yani o külüstür bir şiir okudu diye Pınarhisar Cezaevi'nde 2 ay kaldı diye ‘Milletvekili olamaz' dediğin sürece onunla mücadele edemezsin. Bunu halka kabul ettirmen mümkün değildir zaten.”