Deniz taştı, esnaf isyan etti! İzmir afet bölgesi mi ilan edilecek?
Hafta sonu İzmir’de yaşanan fırtına ve yağmur beraberinde deniz taşmasını ve su baskınını getirdi. Özellikle kıyıya yakın olan yerleşim alanlarında ciddi bir zayiat oldu. Alsancak esnafı, devletten destek talep etti
İzmir’de kıyıya yakın olan ilçeler deniz taşması sonucunda göle dönüştü. Alt yapının yetersiz olması başta esnafı ve vatandaşı zor durumda bıraktı. Sular altında kalan Alsancak’ta mesai hala devam ediyor. Yüzlerce restoran ve kafenin olduğu Kordon boyunda ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde zarar oldukça büyük. Su baskının dinmesiyle mekanlarında temizlik yapan Kordon esnafı ise çaresiz durumda. Her mekanın ayrı ayrı en az 200 bin lira en fazla 2 milyon lira civarında zararı saptandı. Aydınlık’a konuşan Kordon İş Adamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı, devlete çağrı yaparak “Buranın afet bölgesi ilan edilmesi lazım.” dedi.
‘BÖLGE YÜKSELTİLMELİ’
Şanlı, deniz suyunun 1 metre altında olan Hollanda’yı örnek göstererek şöyle bir çözüm önerisi sundu:
“Biz Allah’a havale ediyoruz ama önlemini almaya gelince orada yokuz. Biz bu durumu yıllar önce de yaşadık birkaç kez. Bu tür önlemlerin alınması için buradaki yerel yönetimlerin de esnafları dinlemesi lazım. Burada adeta deniz ve kara birleşti. Bunlarla ilgili çalışmaların yapılması lazım. Yoksa yine biz bunları yaşayacağız. Birçok ülkeyi size örnek verebiliriz. Hollanda mesela deniz suyunun 1 metre altında olan bir ülke. Yağmur yağdığında sular anında tahliye oluyor orada. Özellikle buranın yükseltilmesi lazım. Buradaki logarlarımız deniz seviyesinin altında. Kapakları olmadığı için sorun yaşanıyor. Normalde suyu tahliye etmek için kapak açılır tekrar kapanır. Yağmur yağmasa bile lodos estiğinde deniz karaya çıkıyor. Burası aynı hali alıyor. Biz bunları tekrar yaşamak istemiyoruz. Belediyemize de sesleniyoruz, buraya önlem alınması gerek.
CUMHURBAŞKANI’NA ÇAĞRI
“Birçok ürünümüz çürümeye başladı buzdolapları bozulduğu için. Merkezi hükümetin burayı özel bölge ilan etmesi lazım. Yani afet bölgesi ilan edilmeli. Cumhurbaşkanımız hep ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’ diyordu. Bizleri de yaşatmalarını bekliyoruz. Çünkü esnaf burada çok mağdur oldu.”
‘DESTEĞE İHTİYACIMIZ VAR’
Kordon’da restoran işleten Cevdet Okumuş:
“Hepimiz bitmiş vaziyetteyiz. Elektrik akımına kapılan cihazlarımız oldu. Koltuklarımız kullanılmaz bir durumda. Bu işe devletimizin acil bir şekilde el atması lazım. Büyükşehir elinden geleni yapıyor ancak çok yetersizler. Şu an bizim en az bir ay toparlanma sürecimiz var. Tüm esnaflar olarak maddi manevi desteğe ihtiyacımız var.”
250 BİN LİRA HASAR
Turizm acentesi işleten Halil Bahşi:
“Dükkanımızı toplam 2 kere su bastı. Malzemelerin hepsi ziyan oldu. Evraklarımızın, bilgisayarlarımız tamamen gitti. Sıfırlandık diyebiliriz. Denizin taşması bir doğal afet. En azından hasarımızın belli bir miktarda karşılanmasını istiyoruz. Kabaca 250 bin lira bir hasar var desem yeridir.” İşlek restoranlardan birinin baş aşçısı Talat Tanyıldız: “Perişan haldeyiz. 10 tane dondurucumuz vardı. 10’u da çalışmıyor. Zararımız da oldukça büyük. Ben de emekliyim ona rağmen mecbur çalışıyorum. Ama şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.”
‘BİR BEKLENTİMİZ YOK’
Eğlence mekanı sahibi Erhan Kandemir, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden ve hükümetten umudunu kesmiş:
“Olay esnasında canlı müzik devam ediyordu. Tıka basa müşteri vardı. Baskın olunca müşterileri zar zor kurtarabildik. Şu an bize en az 300 bin lira bir zararı var bu su baskının. Çünkü her şeyimiz mahvoldu. Bir tane sağlam eşyamız kalmadı. Kimse de bize yardım etmiyor. Kendi bütçemizle karşılayacağız. Ne İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB)’nden ne de Ankara’dan bir beklentimiz yok. Aldığımız duyumlara göre İzBB mekanlara destek sağlanmayacak sadece hanelere destek sağlayacak. Burada 30 insan çalışıyor. Hepsi ailesine bakan insanlar. Onlar da çok zor durumda kalacak. Bu su baskını bizi en az 2-3 ay geriye götürecek.”
‘2007’DEN 2023’E BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ’
Kadir Öztürk işletmesini 10 gün önce tadilattan çıkarmıştı:
“Maddi anlamda çok büyük bir zarardayız. Bize yardım edileceğini de hiç düşünmüyorum. Az önce Konak Belediyesi ile bir toplantı yaptık. Bizden sadece 3 ay boyunca işgaliye ödemelerini almayacaklarını söylediler. Ben 10 gün önce mekanımı tadilattan çıkardım 1 buçuk milyon lira para harcadım. Yapılan bütün masrafların hepsi çöp oldu. Yaklaşık 60 cm su vardı içerde. Tam para kazanalım dedik 2 milyon zararla çıktık. Ben daha önce de başka bir yerde çalışıyordum. 2012 yılında da 2007 yılında da bu olaylar oldu. 2007 yılından 2023’e kadar hiçbir şey değişmedi.”
‘KORDON’UN MAKUS TALİHİ’
Kordon’da kafesi olan Gökhan Tufan alt yapı çalışmalarının yapılmasını istedi:
“Bizim mekanımız kot altı bir mekan. Gece 3-4 gibi geldik. Mekan su içinde kaldı. Hiçbir şey kullanılmıyor. Kordon’dan Kıbrıs Şehitleri’ne kadar her yer su altındaydı. Belediye ilk anda geç kaldı diyebilirim. Maalesef hasarımız büyük. Su baskınları artık Kordon’un makus talihi oldu. Kordon’a artık bir şeylerin yapılması lazım. Bir alt yapı çalışmasına acil ihtiyacımız var.”
İZMİR’DE SU BASKINLARINI NASIL ÖNLENECEK?
Denizbilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar ile İzmir Çevre ve Şehir Plancıları Odaları yaşanan olaylardan sonra ard arda açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Yaşar, “İklim krizi değil, yönetim krizi.” dedi.
Çevre Mühendisleri Odası da çözüm önerilerini aktardı. Prof. Dr. Yaşar, 1873 yılında yapılan ihaleyi işaret etti:
“Bunun Türkçesi iklim değil, yönetim krizidir. İzmir Körfezi tektonik olarak yani jeolojik olarak yılda ortalama 5-10 milimetre çöküyor. 1873 yılında Kordon yapılırken ihale şartnamesinde 'Maksimum gelgitin en az 1.5 metre üzerinde olacak şekilde inşa edilecektir' maddesi vardır. Yani körfezin çöktüğü o yıllarda biliniyordu ve o yıllardan bu yıla körfezdeki su 1,5 metre civarında yükselmiş ve yükselmeye devam edecektir. Biz ne yapıyoruz? Hep ön tarafı yükselttiğimiz için arka taraflar çukurda kaldı.”
TEDBİR ALINMAZSA DAHA BETER OLACAK
Yaşar, tedbir alınmadığı sürece su baskınlarının devam edeceğini kaydetti: “Bundan sonra da büyük su baskınları olacağını söyleyebilirim. Şubat aylarında şiddetli lodos deniz seviyesini 60-70 santim şişirir. Bunlar bizim beklediğimiz şeyler. Tedbir alınmadığı sürece bu yükselimler daha sık devam edecektir. Böyle giderse 40 yıl sonra Fuar ya da Basmane'de de deniz suyu görürsek şaşırmayalım”
‘ALT YAPI VE ÇEVRE YÖNETİMİ ÖNEMLİ’
İzmir Çevre Mühendisleri ve Şehir Plancıları Odaları tarafından yapılan açıklamalarda hafta sonu boyunca kentin su altında kalmasından sonra, çarpık kentleşme ve kamusal nitelikli bir şehir planlaması ihtiyacına dikkat çekti: “Kentlerimizde, sağlıklı ve temiz su ihtiyacının sağlanması, su kaynaklarının korunması, kullanılmış suların arıtılması, yeniden kullanımı, tarım ve sanayi kullanımına yönelik planlamaların, iklim değişikliği, meteorolojik ve hidrolojik faktörler, afet ve taşkın yönetim süreci ile birlikte bütünsel, entegre yönetimi sürecinin değerlendirilmesi ve yönetilmesi yaşamsal zorunluluktur.”
ÖZEL ÖNLEM ŞART
Su baskınlarının tekrar yaşanmaması için yapılan öneriler şöyleydi:
“Sel ve heyelan alanlarında yapılaşmaya izin verilmemeli, mevcut yapılaşmanın kaldırılması gerekmektedir. Taşkın seviyeleri belirlenmeli, taşkın riski altında bulunan yapılar için özel önlemler alınmalıdır. Yapıların taşkın seviyesi altındaki bölümleri iptal edilmelidir. Yeni yapılacak binalar ve kentsel dönüşüm alanlarındaki yapılar depremin yanı sıra sel ve taşkın riski de göz önünde bulundurularak inşa edilmelidir. Dere yataklarında akışın sağlanması için gerekli bakımlar yapılmalı, taşkın suyunun akışını engelleyecek yapılar ortadan kaldırılmalıdır. Mevcut alt yapı tesisleri güçlendirilmeli, atıksu ve yağmursuyu şebekelerinde gerekli bakımlar düzenli olarak yapılmalıdır. Yağmur suyu hasadı yapılmasına yönelik projeler geliştirilmelidir. Kaldırım ve yollarda yağmur suyu akışını sağlayacak geçirimli malzemeler kullanılmalıdır. Erken uyarı sistemlerinin kullanılmalı ve afet yönetim planları hazırlanmalıdır.
‘İZMİR SU BASKINLARIYLA KARŞI KARŞIYA’
“İzmir kent merkezi kıyı şeridinde yer alması nedeni ile fırtına kabarmalarından kaynaklı deniz seviyesindeki yükselmelere bağlı taşkın riski ile karşı karşıyadır. İklim değişikliği projeksiyonlarına göre deniz seviyesinin yükselmesi, aşırı yağış ve taşkın olaylarını artması beklenmektedir. Bu nedenle kentin altyapı sisteminin güçlendirilmesi ile birlikte kıyı duvarı, drenaj yapıları gibi yapısal önlemlere ihtiyaç olduğu açıktır.”
VATAN PARTİSİ’NDEN ZİYARET
Vatan Partisi İzmir İl Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Serhan Bolluk, yaşanan olaydan sonra Kordon esnafını ziyaret etti. Kordon İş Adamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı ile görüşen Dr. Bolluk, bölgenin afet bölgesi olduğunu söyledi.
‘ACİZ BİR BELEDİYE YÖNETİMİ VAR’
Dr. Bolluk, belediyenin rögar kapaklarını bile açılır kapanır yapamadığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Bizim esas üzerinde durduğumuz nokta çözümler. Bir daha böyle bir felaketin olmaması için derin önlemler lazım. Deniz 500 metre içeriye kadar girdi. Bir kısım çözümler belediyenin boyunu aşan çözümler. Ancak hiç değilse bu belediye şu rögar kapaklarını açılır kapanır yapamıyor mu? Deniz suyu geliyor rögardan taşıyor, dükkanları basıyor. Bunu yapmaktan bile aciz bir belediye yönetimi var. Bu bir yönetim krizidir. Dünyada yıllardır küresel ısınma var. Belediyenin önlemi ne?”
‘ESNAF ÇÖZÜM BEKLİYOR’
Bolluk, devletin ve belediyenin esnafa maddi ve manevi destekte bulunması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:
“Bir de kısa vadeli çözümler var. Bazı tedarikçi firmalar, esnafın su baskınıyla bozulan bütün mallarını alıp yerine yenisini biyabedel koymayı teklif etmişler. İnsanımızın dayanışma ruhunu gösteren çok güzel bir örnek. Burada devlete ve belediyeye düşen çok miktarda çözüm var. Stopajlar, SGK primleri, su paraları, elektrik paraları… Çünkü burası bir afet bölgesi. Buna uygun devletten ve belediyeden esnafımız haklı olarak çözüm bekliyor.”