Denizci de aile de yıpranıyor

Gemi çalışanlarının sorunlarını Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı İrfan Mete ile konuştuk. Mete, kalifiye denizci yetiştirilmesinin ve yıpranma payı hakkının elde edilmesinin en önemli öncelikleri olduğunu söyledi.

Üç taraflı denizlerle çevrili ülkemizde denizlerimizin önemini son yıllarda çok daha fazla fark etmeye başladık. Kara parçamızdan ayıramayacağımız mavi vatanın ekonomik ve siyasi açıdan durduğu kritik nokta su götürmez bir gerçek. Tam da bu noktada ayağı karaya basmayan denizcilerin sorunlarını Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı İrfan Mete ile konuştuk. Genel Başkan Mete, Türkiye’nin gemiadamı ihraç edebilecek potansiyele sahip olduğunu söyledi. Öte yandan denizcilerin yıpranma payı mücadelesine dikkat çekti, çalışma hayatlarını anlattı.

ALTYAPI HAZIR KALİFİYE ELEMAN YOK

  • Türkiye’de denizcilik, son yıllarda çok daha fazla konuşulmaya başlandı. Denizciliğe ilginin de arttığını söylemek mümkün. Türkiye’de denizciliği ve geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?

Bizim genç bir nüfusumuz var. Hemen hemen 140 bine yakın da gemiadamı ehliyetli çalışanımız var. Türk armatörlerine bağlı filonun yüzde 82’si yabancı bayrağa geçti. Yabancı bayrakta çalışanların yüzde 25’i de yabancı personel. Filipinli, Ukraynalı, Hint… Bizim yurt dışına gemi çalışanı ihraç edecek potansiyelimiz var fakat kalifiye gemi çalışanı yetiştirme sıkıntımız var. 45 günlük denizcilik kurslarında ne yetiştirebilirsiniz?

Yetkili kurumlara birçok kez talebimizi ilettik. Türkiye’de eğitim veren birçok denizcilik lisesi var. Kalifiye eleman yetiştirebilmek için hazır altyapımız da var. İyi bir İngilizce eğitimi ve meslek eğitim verirsek o cruise (yolcu gemisi) gemilerinde neden yabancılar çalışsın? Yeni yeni bu konuyla ilgili pilot okul seçerek çalışma başlattılar. Bir an önce ilerlerse yurt dışına binlerce gemi çalışanı ihraç edebiliriz. Bugün Filipinlilerin turizmden sonra en büyük geliri buradan geliyor. Biz de o seviyelere çıkabiliriz.

2018 öncesinde 14 meslekte yıpranma payı hakkı vardı, 2018’de birçok iş kolunda yıpranma payı hakkı kaldırıldı. Denizciler de bunun içinde yer aldı. Şu an 45 meslekte yıpranma payı olsa da denizciler bu haktan hala mahrum.

‘AKLIMA HEMEN BABAM GELİRDİ’

  • Gemide yaşam, biz ayağı karada olanlar için yabancı bir alan. Çalışma koşulları nasıl, en çok görülen sorunlar neler?

Denizde çalışmak ücretlerin nispeten yüksek görülmesi nedeniyle tercih ediliyor fakat denizde sorun çok. Benim babam da abim de denizciydi. Çocuktum, Rize’de yüksekteydi evimiz. Sanki deniz ayağımızın altında gibiydi. Karadeniz’de sert bir rüzgar esip de deniz taştığı zaman aklıma hemen babam gelirdi. “Babam şimdi denizde ne yapıyor?” derdim. Denizcilik gerçekten zor bir meslek. Düşünün ki 8-10 aylık kontrat yapıyorsunuz. 10 ay bir sac yığınının içindesiniz.

Mete, denizcilerin ücretiyle ilgili iç sularda sıkıntı yaşandığını söyledi. Emekli maaşları düşük olduğu için tekrar çalışma hayatına girmek zorunda kaldıklarına dikkat çeken Mete, bu konuya düzenleme getirilmesi gerektiğini ifade etti.
İkinci Genelenksel Kapt. Prof. Dr. Necmettin Akten Fotoğraf Yarışması 1’incisi Murat Turhan – Ekmeğini Denizden Çıkaranlar
Türkiye Denizciler Sendikası, 2 yıldır düzenlediği “Kapt. Prof Dr. Necmettin Akten Fotoğraf Yarışması” ile denizdeki emeği karayla buluşturuyor. Geleneksel hale gelmesini istedikleri yarışmada sadece çalışma hayatı değil gemide dinlenme zamanlarının da nasıl geçtiği kaydediliyor.

MESLEK HASTALIĞI DEĞİL

Şimdi denizlerde standartlar yükseldi yeni sözleşmelerle beraber. Yalnız, koster tipi Karadeniz ve Afrika taraflarında çalışan gemilerde, kontrol mekanizmaları iyi olmadığı için bazı sorunlar hala devam ediyor. Kamara, kumanya ve beslenme sorunları sürüyor. Denizde taze sebze yeme imkanınız olmuyor. Genelde gemide dondurulmuş gıdalar tüketiliyor. Bu nedenle vücutta bazı dengeler bozulabiliyor. Denizde uzak seferde çalışanların özellikle diş etlerinde çekilme sorunu çok oluyor. Bu konuda sağlık sorunları yaşıyoruz. Diş hastalıkları ve çalışma şartlarından dolayı oluşan birçok hastalık meslek hastalığı statüsünde değil ama olması lazım. Kemik yapısının gelişmesiyle de ilgili bir sürü sorun var. Ama bizim esas önceliğimiz gemi çalışanlarının yıpranmasıyla ilgili.

Eğitim ve Basın Uzmanı Ebru Kuşluvan, denizcilerde bel fıtığı, duyma kaybı gibi birçok rahatsızlığın oluştuğunu ancak meslek hastalığı olarak ispatının zor olduğunu bildirerek: “Gemide yaşanan tüm iş kazalarının da kayıt altına alınması ve bildirilmesi gerekir. Ancak sadece ölümlü kazaların bilgisi aktarılıyor. Gemi çok kapalı bir kutu, yaşanan tüm kazaların kayıt altına alınması gerekiyor.” dedi.

TÜM AİLE YIPRANIYOR

  • Denizcilerin yıpranma payı olmadığına değindiniz. 2008’e kadar bu hak varken kaldırıldı. Bu noktada çalışmalarınız var mı?

20 yaşındaki bir kişinin denize başladığını düşünün, 65 yaşında emekli olacak. 30 senesini ailesinden uzak geçirecek. En iyi ihtimal 15 sene dışarıda kalabilir. 10 sene kalanlar olabiliyor. Bu 45 senenin 3’te 2’sinde gemide ailenden, çoluk çocuktan uzaksınız. İyi günde kötü günde yoksunuz. Bu zaten başlı başına bu bir yıpranma. Üstelik bu yıpranmayı sadece kendisi değil ailesi de yaşıyor. Bilhassa çocuklar babasını senede bir bilemediniz iki ay görebiliyorlar. Baba sevgisinden yoksun bir yetişme süreci yaşıyor. Denizci eşleri baba çoğunlukla uzakta olduğu için anne-baba rolünü birlikte üstleniyor. Sadece bunlar bile yıpranmanın aciliyetini gösteriyor.

60 yaşında bir gemi çalışanının 70-80 metre direklere çıkması ne kadar mümkün? O yaşta hareketliliğini kaybediyor. Bazı firmalar zabitler hariç 50 yaşın üzerinde personel çalıştırmayı tercih etmiyor. Şöyle düşünün, 50’sine kadar çalıştı. 65 yaşına kadar ne yapacak bu kişi? Üstelik denizde çalışanların karaya da uyum sağlayamadığını da göz önünde bulundurmak gerek. Dünyada en ağır 5 iş kolu içinde olduğumuz halde maalesef yıpranma verilmedi. Sendika olarak bu konuda çalışmalarımızı bakanlıklar nezdinde sürdürüyoruz.

Denizcilerin eşleri ve çocukları için de destekleyici programlar düzenleniyor. En son Kovid-19 ile ilgili yazılan projede gemiden dönemeyen denizcilere çevrimiçi olarak psikolojik destek sağlandı. Sendika üyeliği şartı aranmaksızın hizmet sunan projede dil desteği de sunuldu.
İkinci Genelenksel Kapt. Prof. Dr. Necmettin Akten Fotoğraf Yarışması 3’üncüsü Fatih Köse - Talim

‘BEKLEMEDİĞİMİZ ŞEYLER GÖRDÜK’

2018-2019 ve 2019-2020 yıllarında ITF (International Transport Workers’ Fedaration) (Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu) desteğiyle yürüttüğümüz iki proje ile denizcilere, denizci eşlerine ve çocuklarına ücretsiz psikolojik ve akademik destek sağladık. Gerçekten hiç beklemediğimiz şeyler gördük. Eşleri ve çocuklarının psikolojisinin intihara gelecek noktaya kadar bozulduğunu; o psikolojik destekle normal seviyeye döndüğünü gördük. Çocukların babalarından ayrı olması onları çok etkiliyor. Yıpranma diyoruz ya… Aslında sadece gemi çalışanları değil eşleri ve çocukları da yıpranıyor.

İŞ KAZASINA ÇARE SENDİKA

Mete, iş kazalarıyla ilgili olarak gemilerin birçoğunun yenilendiğini ancak yine de denizde yaşam standartlarının artırılması gerektiğini söyledi. Mete, sendikalı işyerlerinde daha az iş kazası yaşandığına dikkat çekerek yaşanan kazaların birçoğunun insan hatasından kaynaklı olduğunu bunun önlenmesi için işçi güvenliği ve iş kazalarıyla ilgili kültür ve bilinci aşılayacak eğitimler gerektiğini ve sendikanın da bu konularda eğitimler verdiğini bildirdi.

Sonraki Haber