Denizli ve Nevşehir'de üreticiler konuştu

Vatan Partisi'nin iki kentte yaptığı Üretim Devrimi Kurultaylarında üreticiler, girdi maliyetlerinin altında ezildiklerini, çözümün devlet desteğinde ve kooperatiflerin yaygınlaşmasında olduğunu söyledi

Vatan Partisi Denizli İl Başkanlığı Honaz’ın Karaçay mahallesinde “Üretim Devrimi Kurultayı” düzenledi. Vatan Partisi Denizli Köylü Bürosu Başkanı Ahmet Gündüz’ün yönettiği Kurultaya eski Denizli Çevre İl Müdürü Ali Korkmazcan, çiftçi İbrahim Durmuş, Honaz Süt Üreticileri Birliği Başkanı İrfan Çetinkaya ile Vatan Partisi İl Başkanı Mehmet Çobanoğlu konuşmacı olarak katıldı.

KOOPERATİFLER YAYGINLAŞSIN

Vatan Partisi Honaz İlçe Başkanı Mahmut Pak’ın açılış konuşmasının ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan kurultayın ilk konuşmacısı eski Çevre İl Müdürü Ali Korkmazcan oldu. Çevre sorunlarının üretim üzerine etkisine değinen Korkmazcan şunları söyledi: “Karaçay vadisinin zorlu ama bereketli coğrafyasında üretim yapıyorsunuz. Üretim alanlarımızın rant uğruna tahrip ve talan edilmesini önlemek hepimizin görevidir. Bu vadinin korunması aşağıdaki baraj gölüyle beraber daha da önem kazanmıştır. Zira bu barajdan Denizli ve çevresinin içme suyu da karşılanacaktır. Yaşadığımız üst üste kurak yıllar, temiz suların önemini artırmıştır. Tabiatı korumaya ve tasarrufa önce kendimizden başlamalıyız. Yüksek fiyatlı su, gübre ve ilacı en ekonomik ve doğru şekilde kullanmalıyız. Bu nedenle kooperatifleşmek önemli olmuş, planlı ve çağdaş yöntemlerle üretim yapmak zorunlu hale gelmiştir. Vatan Partisi’nin üretim devrimi programı, üretimi en başa koyan ve üreticiyi hükümetin sahibi hale getirecek bir programdır.”

HALKÇI VE DEVLETÇİ MODEL UYGULANMALI

Daha sonra söz alan kiraz üreticisi İbrahim Durmuş da şöyle konuştu: “Emekli öğretmenim, çiftçiliğe emekli olunca başladım. 50 dönüm bahçede kiraz yetiştiriyorum. 20 yıllık üretici olarak gördüğüm şudur. Çiftçi ve üretici sahipsizdir. Mazot, gübre, ilaç ve işçilik fiyatları günden güne artarken ve zamlanırken, ürünümüz para etmemekte, tüccarların verdiği fiyata çiftçi mecbur bırakılmaktadır. Girdi maliyetleri ucuzlamalı, çiftçiye destek olunmalı, devlet çiftçiye alım garantisi vermelidir. Kooperatifler yaygınlaşmalı, üretici, emperyalizmin emeği sömüren ekonomi politikalarından kurtarılmalıdır. Atatürk döneminde olduğu gibi, köylünün ve üreticinin tekrar milletin efendisi olması için üreticilerin milli hükümeti kurulmalıdır. Türkiye, Atatürk’ün halkçı, devletçi, planlı karma ekonomi modeline geçmelidir.”

‘BORCU OLMAYAN ÇİFTÇİ YOK’

Honaz Süt Üreticileri Birliği Başkanı İrfan Çetinkaya da borcu olmayan çiftçi olmadığını belirterek girdi maliyetlerinin yüksekliğinden yakındı. Çetinkaya, “Üreticilerimizle yaptığımız toplantılarda bu şartlarda et ve süt hayvancılığının yapılmasının mümkün olmadığı görüşü ortaya çıkmıştır. Günden güne yetersizleşen su, her gün pahalılaşan yem, silaj, saman, ilaç ama bütün bunlara rağmen fiyatı artmayan ürün en büyük sorunumuzdur. Borcu olmayan çiftçi ve üretici kalmamıştır” dedi.

SÜT FİYATLARI MARKETLERDE 4 KAT ARTIYOR

Çetinkaya, 3.20 TL olarak açıklanan süt fiyatının 3 liranın altına indiğini belirtti. Çetinkaya şöyle devam etti: “Marketlerde süt bunun 3 katı fiyatına 4 katı fiyatına satılmaktadır. Yükü çeken çiftçi, perişan olmuş ama parayı kazanan, adeta tefeciye dönmüş olan, bankalar, aracılar, tüccarlar ve şirketlerdir. Süt üreticileri olarak eskiden 1 kilo süt satıp 2 kilo yem alırken, bugün 2 kilo süt satıp 1 kilo yem alamıyoruz. Çiftçinin sulamada tasarrufa yöneltecek sistemlere geçecek gücü dahi kalmamıştır. Artık bizim ihtiyaçlarımıza cevap verecek ekonomi politikalarına geçme zorunluluğu doğmuştur. Çünkü üreticinin dayanacak gücü kalmamıştır. Yine de üretim, üretim, üretim diyoruz.”

‘TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ TEFECİ OLMUŞ’

Sorunların üreticiler tarafından doğru bir şekilde saptandığını belirten Vatan Partisi İl Başkanı Mehmet Çobanoğlu da çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Öncelikle komşularla dostça ilişkiler geliştireceğiz. Yabancı sermayeyi kontrol altına alıp ekonomik katkı yapacak alanlara yönelteceğiz. Nereden buldun yasası çıkararak ‘Yolsuzluk Mahkemeleri’ kuracağız. Ülkemizde üretilen hiçbir malın ithaline izin vermeyeceğiz ve kontrollü kambiyo sistemi uygulayacağız. Tarım Kredi Kooperatifleri tefeci gibi olmuş, bunu düzelteceğiz. Artık yeter, böyle gitmiyor. Bu yaşadıklarımız Türk ekonomisini dışa bağımlı hale getiren 50 yıllık ekonomi programlarının sonucudur. Çiftçimiz dahil olmak üzere bütün milli üreticilerimizi kurtaracak olan program, ‘tasarruf, yatırım ve üretimi’ hayatın merkezine koyacak olan Milli Hükümeti kurmaktır. Tek çözüm budur. Halkçı, devletçi kamucu sistemi kuracağız, liberalizmin borca dayalı ithalatı ve tüketimi körükleyen sıcak paraya dayalı sömürü sistemini kökünden silip atacağız ve üretim devrimini hayata geçireceğiz.”

PANCAR ÜRETİCİSİNE KOTA CEZASI KALKSIN

YURT HABERLER

Vatan Partisi tarafından Nevşehir’in Kozaklı ilçesinde düzenlenen Üretim Devrimi Kurultayı’nda şeker pancarı üreticileri konuştu. Üreticiler, kota, lojistik, su ve sigortalama konularında yaşadıkları sorunları anlattı. En büyük sorun, kota düşük olduğunda verilen cezalar. Üreticiler, hasat dönemi pancar kotası düşük olduğu için ceza aldıklarını, kota fazla çıktığında ise ürününü düşük fiyattan satmak zorunda kaldıklarını ifade ettiler. Kotayı geçmek veya kotayı tutturmak çiftçinin elinde değil. Kuraklık gibi iklimsel koşullar kotayı etkileyebiliyor. Yetiştirdiği üründen beklediği verimi alamayan çiftçilere bir de kotayı tutturmadığı için cezai yaptırım uygulanıyor.

Üreticilerin bir diğer sorunu da ulaşım. Kozaklılı üreticiler, konum olarak Boğazlıyan ilçesine daha yakın olmalarına rağmen şeker pancarını Çorum’daki fabrikaya götürmek zorunda kalıyor. Bu da lojistik olarak mağduriyetlere neden oluyor. Kamyon bulmakta zorlandıklarını anlatan üreticiler, ürünlerini Boğazlıyan’a götürmek istiyor. Üretici ürününü Boğazlıyan’a götürdüğünde yükleme ve boşaltma ücreti kesilmeyecek.

KAYNAKLAR ÜRETİCİYE GİDECEK

Üreticilerin ardından söz alan Vatan Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Özcan Güven, şeker fabrikalarının özelleştirilmesini eleştirdi. Güven, 80’den sonra uygulanan yanlış politikalarla milletin efendisi olan üreticinin kambur ilan edildiğini, özelleştirmelerle ve ithal ürünlerle tarımın bitirildiğini anlattı. Sistemin köylüyü göçe zorladığını ifade eden Güven, Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi Programı’yla köylüyü yeniden baş tacı ilan ettiklerini söyledi. Üreticilerin iktidar olacağı bu programla Türkiye’nin kaynaklarının dolar, borsa ve rant vurguncusuna değil, çiftçiye aktarılacağına vurgu yapan Güven, “Kaynak var, kaynaklar İstanbul kanalına değil, şeker pancarı üreticisine aktarılacak, ucuz mazot, ucuz gübre için çiftçiye aktarılacak. Bu zorlukları tüm milletle el ele aşacağız. Üretimden vazgeçmeyeceğiz, üreteceğiz. Üretmezsek, Türkiye’nin gıda güvenliği tehlikeye girer. Köyler yeniden dolacak. Türk milletine güveniyoruz. Türkiye aç kalmaz.” dedi.

Şeker pancarı üreticilerine verilen kota cezalarının kalkması çağrısı da yapan Güven, “Üreticilerin baş tacı ilan edildiği Üretim Devrimi Programı’na sahip olan Vatan Partisi’ni hep birlikte iktidara taşıyalım.” diye konuştu.

REKOLTE KAYBI VAR

Karaman Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram, 2021 yılı pancar hasadının devam ettiğini, üreticilerle yaptığı görüşmelerde ve saha incelemelerinde büyük rekolte kayıpları olduğunu belirtti. Bayram, “Yaşanan aşırı kuraklık sonrası ekimi yapılan pancarlarda düzenli çıkış olmaması, kök çürüklüğü, haşere, küsküt ve bazı üreticilerimizin sulama sorunları yaşaması tüm sezon boyunca çiftçimizin yoğun mücadelesine rağmen çok iyi sonuçlar alınamamıştır. 2020 yılı üretim sezonunda ilimizde dekarda 8-10 ton olan üretim üreticilerimizden aldığımız bilgilere göre bu yıl ise dekarda 5-7 ton civarında üretim yapılmaktadır.” dedi.

Yüzde 40’lara varan verim düşüşüne yakın rekolte kaybı olduğunu ifade eden Bayram, “Bu verim düşüşü sebebi ile çiftçimizin kotasını doldurması mümkün değildir. Hasadın tamamlanması sonrası Türk Şeker yetkilileri tarafından gerekli raporlar hazırlanmalı. Çiftçimizin elinde olmayan nedenlerle yaşanan eksik kota cezaları mücbir sebeplerden uygulanmamalıdır. Zaten ülkemizde yaşanan kuraklık ve ekonomik gelişmelere bağlı girdi maliyetlerdeki artışlar çiftçimizin belini bükmüştür. Bu zor şartlarda üretim yapan, ekonomiye katma değer üreten çiftçimiz mağdur edilmemeli ceza yazılmamalıdır.” diye konuştu.

Sonraki Haber