Deprem kuşağındaki Türkiye'de yapıların yüzde 50'si sigortasız

Deprem, Türkiye'nin değişmeyen gündemi. Her yıl yeni bir depremle sadece evler değil, aileler yıkılıyor. Toplumsal travmayı telafi yıllar alıyor. Maddi hasarlar içinse tek güvence DASK. Ancak Türkiye'deki yapıların yarısı sigortasız. Ev sahipleri ise ısrarla sigortadan kaçıyor.

Doğal Afet Sigortaları, 1999 Marmara Depremi'nden beri Türkiye'nin gündeminde. Ancak DASK ile ilgili detaylar pek bilinmiyor. Sigorta kapsamındaki haklar ve kiracıların durumu da gözardı ediliyor. Türkiye'de hali hazırda bulunan 18 milyon konutun sadece yüzde 50'si DASK güvencesinde. Tüm soru işaretlerini giderecek şekilde DASK detayları derledik...

DASK NEDİR? AMACI NEDİR? NELERİ KAPSAR?

Doğal Afet Sigortaları, zorunlu deprem sigortasına verilen genel ad. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) ise kâr amacı gütmeyen, işlerini sigorta tekniğine uygun olarak yöneten bir kurum. DASK, deprem ve deprem sonrasında meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının neden olabildiği maddi zararları, poliçede yazılan limitler çerçevesinde nakit şekilde karşılamayı ve binayı teminat altına almayı taahhüt ediyor. Burada önemli bir detay olarak; binanın bir kısmı ya da tamamı zarar görse dahi zarar karşılanıyor ve ödeme yapılıyor.

DASK'ın amaçları şu şekilde açıklanıyor:

  • Bütün konutları depreme karşı, güvence altına almak,
  • Mali hasarların yükünü reasüre ederek, paylaşmak,
  • Devletin, deprem kaynaklı giderlerini azaltmak ve gelecekte oluşabilecek hasarlar için fon oluşturmak.
  • Ülkemizde sağlıklı yapılaşmaya katkı sağlamak.
  • Toplum genelinde, sigorta bilincinin gelişmesine katkı sağlamak.

Burada karşımıza "Teminat kapsamına giren alanlar hangileridir" sorusu çıkıyor.

Bu noktada kapsam içerisindeki alanlar şu şekilde: Temeller, ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, bahçe duvarları, istinat duvarları, tavan ve tabanlar, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar, çatılar, bacalar, yapının yukarıdakilerle benzer nitelikteki tamamlayıcı bölümleri.

Teminat kapsamı dışındaki durumlar ise şu şekilde sıralanıyor: Enkaz kaldırma masrafları, kar kaybı, iş durması, kira mahrumiyeti, alternatif ikametgah ve işyeri masrafları, mali sorumluluklar ve benzeri başkaca ileri sürülebilecek diğer bütün dolaylı zararlar, her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri, Tüm bedeni zararlar ve vefat, manevi tazminat talepleri, deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar, depremden bağımsız olarak, binanın kendi kusurlu yapısı nedeniyle zamanla oluşmuş zararlar.

DASK ayrıca, bu özelliklerdeki hasarlar için, Zorunlu Deprem Sigortası’na ek olarak yaptıralabilecek farklı konut sigortalarınının bulunduğunu belirtiyor.

Zorunlu Deprem Sigortası genel anlamıyla, belediye sınırları içinde kalan meskenlere yönelik olarak geliştirilmiş bir sigorta sistemi.

6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu'na göre güvence altına alınan binalar ise şu şekilde: Tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler, doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler.

Zorunlu Deprem Sigortası ayrıca yukarıdaki koşullara uyan, kat irtifakı tesis edilmiş binalar, tapuda henüz cins tashihi yapılmamış ve tapu kütüğünde vasfı "arsa vs." olarak görünen binalar, tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif evleri için de geçerli.

Henüz bağımsız tapusu olmayan ve 2000 yılından önce inşa edilmiş meskenlerin sigortalarının, sigorta ettirenin beyanına dayanılarak ve arsa tapusuna ait bilgilerle yapılabiliyor.

Kapsam Dışında Kalan Binalar ise şu şekilde: 9/11/1983 tarihli ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununa tâbi olan veya kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler, köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yapılan binalar, tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar, projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar, taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binalar, taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binalar, yetkili kamu kurumları tarafından yıkılmasına karar verilen binalar ile mesken olarak kullanıma uygun olmayan, bakımsız, harap veya metruk binalar.

ZDS kapsamı dışındaki binalara, İhtiyari Deprem Sigortası uygulanabiliyor.

HASARLI BİNAYA DASK YAPILMAZ

Hasar görmüş binalar, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “Hafif-Orta-Ağır" olarak üç bölümde sınıflandırılıyor.

Ağır Hasarlı Binalar: Resmi kurumlar tarafından yıkımına karar verilen ve “ağır hasarlı” olarak tespit edilen binaların sigortalanması mümkün değildir.

Orta Hasarlı Binalar: Bu kategorideki sigortalama, binaların onarılması ve/veya güçlendirilmesi zorunluluğu taşır; bu işlemlerin yerine getirildiğinin resmi olarak belgelendirilip sunulması koşuluyla mümkündür. Söz konusu belge, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen, binanın “oturabilir” durumda olduğu gösteren uygunluk belgesidir.

Hafif Hasarlı-Hasarsız Binalar: Bu binaların sigortalanmasında, sigortalının beyanı esas alınır ve sigorta poliçesi buna göre yapılır.

RİSKLİ YAPILAR

Herhangi bir bina için 6306 sayılı Kanun kapsamında risk tespiti yapılabilmesi ve Kanun kapsamındaki haklardan yararlanılabilmesi için, binanın ruhsatlı olması gibi bir zorunluluk bulunmuyor.

MERAK EDİLENLER

Riskli yapılar için çokça sorulan bazı sorular ve cevapları şu şekilde:

  • Riskli olarak tespit edilen yapıların yıktırılması yerine güçlendirilmesi tercih edilebilir mi?

Böyle bir durumda, riskli yapının yıktırılması için maliklere verilen süreler içerisinde; maliklerce, güçlendirmenin teknik olarak mümkün olduğunun tespit ettirilmesi, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şekilde (4/5 çoğunluk ile) güçlendirme kararı alınması, güçlendirme projesinin hazırlatılması ve imar mevzuatı çerçevesinde ruhsat alınması gerekir. Ayrıca, yapılacak güçlendirmenin mahiyetine göre ruhsatı veren idare tarafından belirlenecek süre içerisinde güçlendirme işi tamamlandıktan sonra, tapu kaydındaki riskli yapı belirtmesinin kaldırılması için ilgili Müdürlüğe başvurulması gerekmektedir.

HASARLI BİNA RİSK ANALİZİ NASIL YAPILIR?

Her kat maliki, binasının bulunduğu ildeki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri'ne risk analizi yaptırmak için başvuru yapabilir. Müdürlüklerde görevli bir heyet binaya gelerek taşıyıcı kolonlardan ve binanın statik durumunu ilgilendiren kısımlardan yapı örnekleri alır. 3 aylık bir raporlama süresinin ardından risk analizi yapılmış oluyor.

KİRACILARIN DURUMU

Riskli bina kararından ötürü yıkılan binada oturan kiracıya iki kira bedeli tutarında kira yardımı yapılıyor. Kiracının oturduğu binada yalnızca yeniden yapım amaçlı bir yıkım kararı alındıysa bu durumda kiracı bazı ilave haklara sahip olabiliyor. Kontrat devam ederken yeniden yapım amaçlı yıkılan binadan ayrılırken taşınma yardımından faydalanıyor. Kontrat süresi dolmadan çıkmamak için de itirazda bulunabiliyor.

Yıkılacak evde oturan kiracı aslında hak talep edemiyor. Ancak daire paylaşımı sonrasında geriye kalan fazla daireler için binada oturan kiracılara satın alma önceliği tanınıyor. Dolayısıyla yıkılan binada oturan kiracının taşınma yardımı dışında yeni binada eğer fazla daire varsa avantajlı satın alma hakkı bulunuyor.

İNSANLAR DASK'TAN KAÇINIYOR

Deprem sigortası yaptırmamanın bir cezası bulunmuyor. Ancak DASK sigortası olmadan taşınmaz mal hakkında herhangi bir alım satım veya kiralama işlemleri yapılamıyor. Sigortanın süresi bir yıl olarak belirlenmiştir ve her yıl yenilenmesi gerekmektedir. Uzmanlar, Türkiye'de 18 milyon konutun 8.8 milyonu yani yüzde 50’sinin DASK'lı olduğunu belirtiyor.

Sonraki Haber