Depremden kurtulan ASBESTE yakalanmasın! Maske ve bol sulama şart

‘Devletin yapması gereken hemen maske temin etmek. Bol sulama, ıslatma, ıslak olarak taşıma önemli. Molozlar artık tehlikeli. Şehir merkezinden, su havuzlarından, baraj ve göllerimizden uzakta tutmalıyız. Yıkım bölgelerinde fazla nüfusun olmasını engellemek gerekiyor.’

Bilim insanlarının bin yılın afeti olarak nitelediği Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde 10 ilimizi etkileyen depremin ardından 12 gün geride kaldı. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) enkaz kaldırma ve bina yıkım işlemlerinde iş sağlığı ve güvenliğine dikkat çağrısında bulundu. Asbest riskine de dikkat çekti. Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Genel Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari de “Bir maske bir hayat kurtarır.” diyerek, molozlar taşınırken bol sulama yapılması gerektiğini söyledi.

ILO’dan yapılan açıklamada, deprem sonra enkaz kaldırma ve bina yıkım sürecinde pek çok risk faktörünün ortaya çıkabileceği, bu risklere uygun önlemler alınması gerektiği vurgulandı. Çalışanlar için koruyucu ekipman kullanımının altı çizilen açıklamada şöyle denildi:

“Asbest, solunum yoluyla alındığında sağlık sorunlarına neden olabilen bir mineral lifidir. Asbest ve diğer tehlikeli maddelerle çalışmak özel eğitim gerektirir. Bu işler uzman kişiler tarafından yapıldığında daha güvenli bir şekilde gerçekleştirilir. Yıkım ve enkaz kaldırma işlemlerinin düzenli olarak denetlenmesi önemlidir. Böylece işler güvenli bir şekilde ilerler ve herhangi bir sorun hemen fark edilerek çözüme kavuşturulur. Asbest içeren malzemelerin doğru bir şekilde atılması ve bertaraf edilmesi elzemdir. İş sağlığı ve güvenliği yalnızca işçilerin güvende kalması için değil, toplum sağlığı ve çevre koruması açısından da önemlidir.”

BİR MASKE BİR HAYAT

ASUD Genel Başkanı Mehmet Ensari de asbest maruziyetine karşı neler yapılması gerektiğini Aydınlık’a anlattı:

“Mümkünse bölgeden ve asbest maruziyetinden uzaklaşmak lazım. Ancak herkesin böyle bir imkanı yok. Mecburen orada kalan depremzedeler, gazeteciler, işçiler, operatörler, kamyon şoförleri, sağlık çalışanları önlem almalı. Kendimizi korumak için maske takacağız. Biz ‘Bir maske bir hayat kurtarır.’ Diyoruz. Bunun da mümkünse toz maskesi olması gerekiyor. Hiçbir şey bulunamazsa tıbbi maske olabilir, o da yoksa kaşkol, atkı ile ağız ve burun kapatılabilir.

ENKAZDAN ÇIKAN TOZ DEĞİL ZEHİR

“Ayrıca bundan sonra yapılması gerekenler arasında bölgedeki vatandaşlarımıza düzenli sağlık gözetimleri yapılmalı. Asbest maruziyetinin neden olduğu hastalıklar belki de 20 yıl sonra ortaya çıkabiliyor. Bu süreçte maruz kalanlar takip edilmeli. Enkazların içinde yalnızca asbest yok, kurşun var, ağır metaller, cıva, küf mantarları ve birçok zehirli madde var. Bunların hepsi etrafa yayılan tozun içinde, o tozlar masum değil. Burada devletin vatandaşlarına, çalışanlarına maske temininde bulunması çok önemli. En önemlisi bol sulama yapılmalı. Bu enkazlar kamyonlara yüklenirken ıslak olması lazım ki döküm sahasına gidene kadar savura savura gitmesinler. Çünkü aslında enkazdan çıkan toz değil, zehir.

ASUD Genel Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari

YIKIMLARI İZLEMEYİN

2011’den önce yapılan binalarda asbestten şüphelenebileceğini kaydeden Ensari, şu anda da yapıların içinde asbest olabileceğini vurguladı. Türkiye de asbest yasak olsa da ithal edilen ürünlerin içinde asbest bulunduğunu söyledi. Bu depremle beraber asbestin hayatımıza karıştığını ifade eden Ensari, şöyle devam etti:

“Devletin yapması gereken hemen maske temin etmek. Yıkım bölgelerinde fazla nüfusun olmasını engellemek gerekiyor. Ama bizim insanımız yıkımı izlemeye gidiyor. Vatandaşlarımızı bu noktada kesinlikle uyarmamız gerekiyor. Hiçbir yıkım izlenmemeli. Yıkım izleyen kendini asbest kurbanı olarak görmeli. Bol sulama, ıslatma, ıslak olarak taşıma önemli. Bir kere bu molozlar için ayrı sahalar yapılması lazım. Çünkü bu molozlar artık tehlikeli. Bunları gidip de belediyenin hafriyat döküm sahasına dökmek çok büyük sorunlar çıkarır. Bunları şehir merkezinden, su havuzlarından, baraj ve göllerimizden uzakta tutmalıyız ve mümkünse tepeleme, dağ gibi değil. Çünkü Kahramanmaraş'tan götürdüğünüz asbest rüzgarla Kahramanmaraş’a geri gelir. Depremden kurtulup asbeste yakalanmayalım.”

Sonraki Haber