Depreme metroda yakalanırsak ne olur? İstanbul'daki metrolar kaç şiddetine kadar depreme dayanır?
Olası İstanbul depremi için peş peşe uyarılar yapılırken herkesin aklındaki sorular yanıt buldu. "Depreme metroda yakalanırsak ne olur? Metrolar kaç şiddetine kadar depreme dayanır?" İşte yanıtı...
Merkez üssü Kahramanmaraş'ta meydana gelen iki büyük depremle birlikte Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu acı kayıplarla tekrardan hatırladık. Uzmanlar olası İstanbul depremi için peş peşe uyarılar yaparken, herkes kendince önlemler almaya çalışıyor. Peki İstanbul depremine metroda yakalanırsak ne olur? Tahliye nasıl yapılır? Metro İstanbul Genel Müdürü Özgür Soy ve Yıldız Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Özen merak edilen soruyu yanıtladı.
8 ŞİDDETİNE KADAR DAYANIKLI
Yıldız Teknik Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Özen, haberglobal.com.tr'den Şifa Kaymak'a konuştu. Prof.Özen deprem sonrasına dikkat çekerek "Fay hattı karadan geçmediği için metrolarda bir ayrık, yarılma oluşturmaz. Metroların tasarımı yapılırken 8 şiddetine kadar dayanıklı olarak yapılıyor. Deprem esnasında çıkış istikametine doğru trenin içindeki sayıyı boşaltmak gerekir. Asıl mesele deprem meydana geldikten sonraki süreç sonrası 15 gün biz metroları kullanamayacağız. Onların bakım ve kontrolü yapılacak. Toplu taşıma otobüs ve minibüs hattı ile sağlanacak. Bunların iyi organize edilmesi gerekiyor. Ulaşımın kontrollü olarak sağlanması lazım" ifadelerini kullandı.
METROLARDA HER ADIMI PLANLADIK
Metro İstanbul Genel Müdürü Soy "Deprem kaynağının yer altında bulunması nedeniyle deprem anında metroların tehlikeli olduğuna dair bir yanılgı var. Ancak fiziki yapı ve çevresel etkilerden arınmış olması nedeniyle metrolar deprem anında en güvenli alanlardır. İstanbul’un metroları dünyanın en katı deprem standartlarına göre inşa edilmektedir ve yerin altında yer aldığı için yer üstü binaların maruz kaldığı salınım kaynaklı risklere maruz kalmadığından, depremlerde kırılma ve çökme riskleri çok daha düşüktür. Tüm dünyada metro alanları deprem, savaş ve atmosfer kaynaklı afetlerde en güvenli sığınma alanları olarak kabul edilmektedir. Günde 3 milyona yakın yolcuyu ağırlıyoruz. Acil durumda atacağımız her adım önceden planlanmış, simülasyonları çalışılmış ve belli bir disiplin dahilinde kurgulanmış durumda. Tüm personelimize deprem, yangın, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer afet durumları için acil eylem planları ile düzenli olarak eğitim veriyoruz." dedi.
Yapılan tatbikatlara dikkat çeken Soy "2020 yılında şirket tarihimizde ilk kez canlı deprem tatbikatı gerçekleştirdik. Yıllardır kağıt üzerinde kalan planları, ilk defa kapsamlı bir şekilde uyguladık. Ardından 2022 yılının Aralık ayında 17 hattımızda 195 istasyonumuzda 1.015 çalışanımızın katılımı ile tarihimizin en geniş katılımlı tatbikatını yaptık. Afet sonrası personelimiz Mesaj uygulamamızı kullanarak birbiri ile iletişim kurabilecek ve uygulamada yer alan güvendeyim butonu ile durumunu bildirebilecek. Depremi en az kayıpla atlatabilmek için herkese farklı görevler düşüyor. Ancak sadece bizim hazırlıklı olmamız yetmiyor. Yolcularımızın da istasyon ve araçlarda depreme yakalanmaları halinde yönlendirmelere uygun hareket etmesi sürecin daha iyi yönetilmesini sağlayacaktır." şeklinde konuştu.
RAYLI SİSTEMDE DEPREM SIRASINDA ÖNCELİK NEDİR?
Soy sözlerine şöyle devam etti:
Deprem sonrasında önceliğimiz yolcularımızın güvenli bir şekilde tahliyesini sağlamak. Son 34 yıldır hatlarımızın aktif olduğu sırada İstanbul’da hissedilen depremler gösterdi ki, yer altında giden trenlerde yolcularımızın depremi hissetmeme ihtimalleri oldukça yüksek.
Tren ve istasyonların tahliye edilmesinin ardından kentin en acil ihtiyacının lojistik olacağı düşüncesiyle hareket ediyoruz. Büyük bir yıkım ile karşılaşmamız halinde kara yolu ile ulaşımın mümkün olamayacağını biliyoruz. Bu nedenle sağlık ve arama kurtarma ekiplerinin ve ekipmanlarının ulaşımı ve lojistiğini önceliklendireceğiz. Tramvay hatlarımız yer üstünde olduğu için olası yıkımlardan tramvay hareketliliğini sağlayan katenerlerin zarar göreceğini öngörüyoruz. Bu durumda da yolcularımızın güvenle tahliyesinin ardından tramvay araçlarımızın güvenli bir noktaya çekilmesini sağlayacağız.
KARAYOLLARININ BOŞ BIRAKILMASI GEREKECEK
Teleferiklerde ise depremin ivme değerinin belirleyici olacağı bir planımız var. İvme değerinin düşük olması halinde bakım ekiplerimizin yapacağı hasar tespiti sonrası gondollarımızı düşük hızla istasyonlara alarak yolcularımızın tahliyesini gerçekleştireceğiz. Ancak ivme değeri ve çevresel hasar etkisi büyük olursa itfaiye ekiplerinin devreye gireceği senaryomuz hazır.
Eğer kara yolunda ulaşımın sürdürülebileceği bir yıkım ile karşılaşırsak, arama kurtarma ekiplerinin afet bölgelerine en hızlı şekilde ulaşabilmesi için kara yollarının boş bırakılması gerekecek. Bu nedenle kent içi ulaşımda İstanbulluların metroyu kullanabilmesi için hatlarımızda işletmeyi devam ettirmek ikinci önceliğimiz.
Metro İstanbul olarak 1,5 milyon m2’nin üzerinde kapalı alanımız bulunuyor. Afet durumlarında önceliğimiz yukarıda da özetlediğimiz gibi kentin lojistiğini sağlamak olacak. Bununla birlikte gerekmesi durumunda trenleri çalıştırmamıza engel olmayacak şekilde bu alanların bir kısmını geçici barınma ve sığınma için kullanıma açacak kabiliyetteyiz.
TAHLİYE NASIL YAPILACAK?
Deprem sırasında metrodaki yolcuların tahliyesine değinen Soy "Deprem gerçekleştiğinde öncelikle kumanda merkezimiz tarafından tren ve istasyonlarımızda deprem anonsu yayınlayacağız. Bu anons araç ve istasyon içinde yolcularımızın davranışları konusunda yönlendirmeler içeriyor. Deprem sırasında tünelde olan araçlarımızı kontrol ekipleri gözetiminde en yakın istasyona alacağız ve yolcuların araçtan indirilmesini sağlayacağız. Anons ve görevlilerin yönlendirmeleri ile yolcularımızı istasyonlardan hızlı ve güvenli bir şekilde tahliye edebileceğiz. Tüm istasyonlarımızda yaşlı, engelli, pusetli ve gebe yolcularımızın tahliyesi için tahliye ekipmanları bulunduruyoruz. Yolcularımızın istasyon ve araçlarda depreme yakalanmaları halinde, yönlendirmelere uygun hareket etmesi sürecin daha iyi yönetilmesini sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.
ELEKTRİK KESİLMESİ VE YANGIN ÇIKMASI DURUMUNDA NASIL ÖNLEMLER ALINDI?
En geç 3 dakika içinde ilgili tüm alanlara enerji verileceğinin altını çizen Soy "Yıkıcı bir deprem olması durumunda ülke genelinde enerji temininde sorun görülebileceğini ve sistem güvenliğini sağlamak için kent genelinde elektrik kesilebileceğini biliyoruz. Metro İstanbul, AFAD tarafından sistemlerin kontrolü sonrası öncelikli enerji verilecek işletmeler sınıfında yer alıyor. Enerjinin kesilmesi durumunda araçlarda ve istasyon içinde öncelikle aydınlatmayı sağlayan sistemler çalışacak. AFAD tarafından yeniden enerji verilinceye kadar metro sisteminde jeneratörler devreye girecek. En geç 3 dakika içinde ilgili tüm alanlara enerji verilecek. AFAD’tan gelecek ilave talimatlara göre acil durumlar için araçlar kısıtlı süreli çalıştırılabilecek. Metro İstanbul olarak Tunceli’deki Uzunçayır Barajı büyüklüğünde enerji üretecek kadar büyük bir kurulu jeneratör gücüne sahibiz. Tek araç çalıştırılması ve iç ihtiyaçların devre dışı bırakılması durumunda jeneratör yakıt stokumuz 7 saate kadar yeterli olacak. Depremlerin yangın, tsunami, su baskını gibi felaketleri tetikleme ihtimalini de göz önünde bulunduruyoruz. Yangın durumunda istasyon veya tünel yangın senaryolarımızı devreye alacağız. Ayrıca her bir hattımızda yılda 2 kez yangın tatbikatı gerçekleştirerek ekip ve ekipmanlarımızın hazırlığını teyit ediyoruz. Bir yıl içinde 93 farklı yangın ve jeneratör senaryosu üzerinden, İstanbul İtfaiyesi ve AKOM ile ortaklaşa çalışma yapıyoruz." dedi.
Olası bir afet durumunda görev alabilecek tam donanıma sahip ekipler kurmak için çalışmalara başladık" diyen Özgür Soy hazırlıkları şöyle değerlendirdi:
Metro işletmeciliğinin yanı sıra Metro İstanbul aynı zamanda teknoloji üreten, kendi bakım-onarımlarını yapan bir şirket. Şirketimizde görev yapan yaklaşık 900’ü aşkın teknik personelimizin içinde kesme, delme, beton kırma, beton atma ve tünel işlerinde çalışan demir yolu ekiplerimiz bulunuyor. Kaynak yapma, beton kesme gibi işlerde tecrübeli demir yolu inşaat ekiplerimiz kompresörler, delici ve kırıcı aletler ile hayat üçgeni ve hayat kanalı oluşturarak kurtarma ekiplerinin yolunu açabilecek yetkinlikte. Ayrıca elektrik tesisatı, jeneratör gibi hayati önem taşıyan ekipmanların arızalarını giderebilecek yetenekte çalışanlarımız da bulunuyor. Bu arkadaşlarımızın bazıları 6 Şubat itibarıyla deprem bölgelerinde gönüllü olarak profesyonel ekipler ile birlikte görev aldı. Olası bir afet durumunda görev alabilecek tam donanıma sahip ekipler kurmak için Sistem Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlüğümüz ile birlikte ekiplerimize arama kurtarma eğitimleri aldırmak amacıyla çalışmalara başladık. Mevzuata göre 20 çalışandan 1’inde olması gereken ilkyardım eğitimine işletme alanlarındaki çalışanlarımızın tamamı sahip olduğunu belirtmek isteriz. Gönüllü çalışmalar için de eğitimler aldırarak, çalışanlarımızın kabiliyetine göre alanlar belirleyip yönlendirme yapacak şekilde çalışmalar yürütüyoruz.Şirketimizin sahip olduğu güvenli alanlarda arama kurtarma ekipmanları uzun süredir muhafaza ediliyor. Yeni yaptığımız çalışmalarla özel arama kurtarma ekiplerinin de ekipmanlarına bu alanlarda yer vermeyi hedefliyoruz.