Depremzedeler için gönüllü soba imalatı yapan Çakır: Paslanmaz çelik tesisini deprem bölgesine kuralım

Türkiye paslanmaz çelikte dışa bağımlı. Depremzedeler için soba üreten iş insanı Çakır, sektöre yerli ham madde sağlayacak bir tesis kurulmasını önerdi. Bu tesis deprem bölgesine kurulabilir. Böylece hem ithal ikame sağlanır hem de bölgenin kalkınmasına destek verilir

Türkiye 7'den 70'e afet bölgesindeki depremzedeler için kenetlendi. Tırlarca yardım bölgeye aktı. Resmi kurumlara bağışlar yapıldı. Yardımların niteliği ihtiyaçlara göre değişmeye başladı. Günlerdir barınma ihtiyacının üretimin devamlılığı açısından da kritik olduğunu haberlerimizde işliyoruz. Bunun yanında çadır kentlere yerleşmek istemeyen depremzedelere çadır temininde bazı sorunlar yaşandığı bölgeden gelen bilgiler arasında. Diğer yandan özellikle çevre illerdeki okul vb. yerleşkelerde konaklatılan depremzedelerin diş macunu, şampuan vd. temizlik malzemelerini tedarik edemediklerine ilişkin tarafımıza doğrudan şikayetler geliyor. Çevre illerdeki depremzedelerin bu ihtiyaçlarına ilişkin ayrı bir birim kurulması gerektiği ortaya çıkıyor.

GÖNDERİ YAPMAK ZORLAŞTI

Hatay ve Adana gibi illerde havalar şu sıralar yumuşak seyretse de gece sıcaklıkları Adıyaman, Kahramanmaraş illerimizde oldukça sert. Bu nedenle barınmanın yanında ısınma ihtiyacı da sürüyor. Bölgelere elektrik iletimi sağlansa da taşra da sorunlar devam ediyor. Bu yüzden taşraya klasik odun ve kömür sobalarının gönderilmesi gerekiyor. İzmir'de üretim yapan Otank Endüstri'nin Kurucusu ve Genel Müdürü Fatih Çakır da bu ihtiyacı görerek, soba üretmeye başladı. Bu üretimin ticari bir amaç taşımadığını üretilen sobaları deprem bölgesine yardım için göndermek istediğini kaydeden Çakır, lojistik sorunlar yüzünden sobaların gönderiminde geciktiklerini söyledi. Öğrendiğimize göre kargo firmaları deprem bölgesine AFAD dışında gönderi kabul etmiyor. AFAD tarafında ise ilave yardımları teslim alacak kontak bulmakta zorlanılıyor.

ÜRETİM KABİLİYETİ KIVRAK

Otank Endüstri olarak her türlü endüstri ve bina ihtiyacına geçici ve sabit olmak üzere geniş bir yelpazede sıvı depolama tankı çözümleri ürettiklerini anlatan Çakır, “Yaptığımız aslında paslanmaz çelikten su tankları. Zeytinyağı depolama vs için. Ama ihtiyaç hasıl olunca depreme özel sobalar yaptık. Ticari değil bölgeye özel yaptık. Bize gelen bir talep olmadı ama biz TV'lerde ısınma sorununu görünce, insanlar ateşlerin etrafında ısınıyorlardı. Açık alan sobası yapalım dedik.” ifadelerini kullandı. Çakır sobaların bölgeye gönderilmesi için Türkiye Gençlik Birliği'nden (TGB) destek istediğini ve gençlerin kendisine yardımcı olduklarını aktardı.

Çakır'ın yaptığı Türk sanayisinin ihtiyaç hasıl olduğunda esnek üretim kabiliyetini göstermesi açısından önemli. Örneğin Kovid salgını döneminde otomotiv firmaları ventilatör, siperlik, sedye gibi ürünleri üretmişler ve bedelsiz olarak kurumların kullanımına sunmuşlardı. Çakır, “Seferberliği orada da gördük. Biz de o süreçte çeşitli ürünler yaptık. Hatta sonradan yurt dışına ihraç ettiğimiz ürünler de oldu. Yardım söz konusu olduğu zaman Türk sanayisi kıvrak. Sadece kendine değil topluma faydacı. Bizim avantajımız çok büyük, hantal şirket değiliz.” dedi.

MERKEZİ PLANLAMA OLMALI

ODTÜ Maden Mühendisliği mezunu olan Fatih Çakır, şirkette yedi kişiyi istihdam ediyor. Daha önce İstanbul Tuzla'da üretim yaptıklarını kaydeden Çakır, üretimin riskin az olduğu yerlere dağılmasını ve büyükşehirlerde yığılma yapılmaması gerektiğini de not etti. Mühendis tespiti ile “Milyonda bir ihtimalde bile göze alınamayacak riskler bunlar. Ben kendi işletmemde bile belli şeyleri farklı yerlere koyuyorum ki hepsini kaybetmeyelim.” mesajı veren Çakır, “Benzer bir deprem İstanbul'da olmuş olsa; 20 milyonu değil 85'i milyonu hatta Avrupa ve Ortadoğu'yu etkiler. İstanbul artık küresel lojistik firmalarının yoğun olarak merkezi konumunda. Bu yüzden o tesislerin zarar görmemesi lazım. Sanayinin geniş coğrafyaya dağılmaması büyük risk. Cumhuriyet döneminde ülkenin her yerine fabrikalar açılırken, sadece kâr güden uluslararası firmaların belli noktalara yüklendiğini görüyoruz. Kamu merkezli planlama olsa...” görüşlerini paylaştı.

ERDEMİR BENZERİ FABRİKA LAZIM

Fatih Çakır ile sohbet ederken sektör özelinde yaşadıkları sıkıntıları da sorduk. Üretim yaparken kullandıkları sacın paslanmaz olduğunu belirten Çakır, Türkiye'nin bu üründe dışa bağımlı olduğuna dikkat çekti. Çakır, şunları söyledi: “Türkiye milyonlarca ton ithalat yapıyor. Paslanmaz üretimi çok az. Ham madde yurt dışından geliyor. Türkiye'de işleniyor. Türkiye çok ciddi paslanmaz kullanıyor. Paslanmaz çelik üretimine ihtiyaç var. Ülkemizde krom, nikel var. Bunun işleneceği Erdemir benzeri bir paslanmaz çelik üreticisi tesis gerekiyor. Milyarlarca dolar yurt dışına gidiyor. Bir otomobil projesi on yılda çıkıyor ama bu kısa sürede yapılıp getirilebilir. Bir de geçen süreçte tedarikte sıkıntı olunca fiyatlar inanılmaz yükseldi. Üretim sıkıntıya girdi. Şu anda da fiyatlarda bir artış var. Elon Musk bile paslanmazdan otomobil yaptı. Hem geri dönüşümü olan, korozyona uğramayan bir ürün.”

Türkiye paslanmaz çelikte dışa bağımlı. Afet bölgesi olan Adana'da halihazırda bir petrokimya tesisi kurulması için çalışmalar sürüyor. Hatay veya Adıyaman'a kurulacak bir paslanmaz çelik tesisi ile bölgenin kalkınmasına stratejik bir destek sağlanabilir.

SANAYİ KREDİ VE TEŞVİKLE DEĞİL YETİŞMİŞ İNSANLA AYAĞA KALKAR

Sanayideki en büyük sıkıntının yetişmiş eleman ihtiyacı olduğunu belirten Fatih Çakır, “Yeter ki yetkin çalışan olsa. İhracatımız da artar. Üretimi artırma kapasitesimiz olur. Kaynakçı bulmakta sıkıntı var. Sadece bilgisayar başında fikir üreterek olmuyor. Malzemeye dokunarak üretim yapılması lazım. Bilgisayar başında fikir üreterek olmuyor. Gençleri üretime teşvik etmek lazım. Japonyada 8 senede çıraklıktan çıkabiliyor insanlar ama bizde iki sene çalışınca usta olup başka yere gidiyor. Kredi ve teşvikle sanayiyi ayağa kaldırabiliriz gibi düşünülebiliyor ama en önemli etken yetişmiş insan.” dedi. Çakır'ın bu söyledikleri şu günlerde deprem bölgeleri için gündeme gelen üretimin devamlılığı konusunda da yol gösterici. Bölge için teşvik ve destekler veriliyor ancak sanayicilerin en çok dikkat çektiği konu çalışan kaybı. Bu sorun önümüzdeki günlerde daha da çok konuşulacak.

'STRATEJİK BİR YATIRIM OLUR'

Paslanmaz çelik sektörü demir ve demir dışı metaller olarak sınıflanıyor. Yatırım konusunu İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Çetin Tecdelioğlu'na sorduğumuzda özetle şunları anlattı: “Türkiye'de üretim yok. Haddeleme var. Ama son yıllarda kapasitenin büyümesi, özellikle mutfak eşyaları sektöründe, talebin artmasına ve paslanmaz çelikte ülke içinde yatırım yapılabilmesi için alt yapının oluşmasını sağladı. Paslanmaza bağlı adetsel büyüme var. Bu yüzden yatırım ihtiyacı ortaya çıktı.” Böyle bir tesisin afet bölgesine kurulmasının faydalı olacağını belirten Tecdelioğlu, “Ülkemizde çok ciddi hurda da çıkıyor. Yatırım hem bunun geri dönüşümle değerlendirilmesi hem de krom, nikelin özellikle levha haline getirilerek üretilmesi çok önemli. Stratejik bir yatırım çerçevesinde ele alınabilir. Bu çerçevede Hatay İskenderun ideal olabilir. Keza Kahramanmaraş mutfak sektörü için önemli. Stratejik bölgelerden biri tavsiye edebilir.” mesajı verdi.

Sonraki Haber