Ders zili çaldı, haydi Türkçe derslerine

Almanya’nın en kalabalık nüfuslu eyaleti Kuzey Ren-Vestfalya’da okullar açıldı. Ancak Türkçe seçmeli derslerine talepte bu yıl ciddi düşüş var. Ders programları oluşturuldu, öğretmenler atandı. Ancak eğitimciler bazı durumlarda kayıtların hala mümkün olduğuna dikkat çekiyor.

Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) eyaletinde yeni eğitim yılı başladı. Okulların yeniden açılmasıyla birlikte seçmeli Türkçe ana dil derslerine katılım çağrıları da artıyor. Ancak son yayımlanan eğitim istatistikleri talebin azaldığını ortaya koyuyor: Geçen yıl 23 Türkçe öğretmeninin atandığı eyalette bu yıl sadece bir öğretmen göreve başladı.

Aydınlık Avrupa’ya konuşan eğitimciler, düşen talebin çoğunlukla seçmeli olarak sunulan dersler hakkında yeterince bilgilendirme yapılmamasından kaynaklı olduğunu belirtti. Türkçe derslerine kayıtların özellikle şubat-mart aylarında yapıldığını hatırlatan eğitimciler, bu sayede daha nitelikli planlamaların yapılabildiğini aktardı. Okulların açılmasıyla aslında kayıt süreleri doldu. Ders programları oluştu, öğretmenler atandı. Ancak buna rağmen bazı okullarda derslere kaydolmak hâlâ mümkün. Bu durumun halihazırda Türkçe derslerinin yapıldığı okullar için geçerli olduğunu paylaşan eğitimciler, derslere katılımın teşvik edilmesi için de velilere ve Türk derneklerine önemli görevler düştüğünün altını çizdi. Türkçe ana dil derslerine yönelik sorunları da değerlendiren eğitimcilerin çağrıları ise şöyle:

ÖZELLİKLE 12-15 YAŞ GRUBUNDA KATILIM DÜŞÜK

Dr. Muhterem Dilbirliği - T.C. Köln Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi

“Mevzuatta bir kayıt süresi bulunmamakta. Kayıtlar her zaman yapılabiliyor fakat ders programlarının hazırlanması, öğretmen atamaları gibi planlamalar açısından zamanında başvurular önemli. Derslere katılım konusunda özellikle 12-15 yaş grubunda okul değişiklikleri ve yeni ders planlarının getirdiği sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Bu yaş grubundaki öğrencilerin Türkçe dersleri yerine daha fazla müzik ve spor aktivitelerine ve ek derslerine katıldıklarını görüyoruz. Köken dil derslerinin de yaklaşık yüzde 65'i ilkokul öğrencisi, Kuzey Ren-Vestfalya Eğitim Bakanlığı da politik olarak ağırlığını ilkokullara veriyor.

“Bakanlıkların Türkçe dersleriyle ilgilenmediğini söyleyemeyiz, fakat Türk nüfusunun yoğunluğundan dolayı bazı altyapısal sorunlar olduğunu görüyoruz. Bu sorunları biz sorumlu Eğitim Bakanlığına birçok kez ilettik. KRV Eğitim Bakanlığının özellikle ilkokullarda ana dil derslerine odaklanmasının başlıca sebebi, bu yaş grubundaki yoğunluğu görmesi. Tabi Bakanlık da genç yaşta oluşan çok dilliliğe ayrıca önem veriyor. Biz de bakanlığın bu yaklaşımını olumlu yaklaşıyoruz. Ancak ileriki yaşlar için de veliler ve derneklere çok görev düşüyor. Bizim velilerimize çağrımız, Türkçe derslerine gereken önemi mutlaka vermeleri; hem çocuklarının çift kültürlü, çift dilli yetişmelerine olanak sağlamaları hem zamanında kayıtlarını yapmaları. Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Türkçe derslerini daha etkin şekilde müfredata almasını ümit ediyoruz. Şimdi sertifika programlarıyla da Türkçe dersleri daha cazip hale geliyor. Umudumuz odur ki ortaokul öğrencilerinin de Türkçe derslerine katılımı daha da artar.”

60 YILIN EN DÜŞÜK TALEBİ

Celal Aydemir - Ruhr Öğretmenler Derneği Başkanı

“Türkçe derslerine katılım çağrılarının sosyal medyada paylaşılması iyi, duyarlılığı artırıyor. Ancak kayıtlar aslında Şubat-Mart aylarında okullar değiştirilirken ya da kayıt sürecinde yapılıyor. Bu anlamda kayıt sürelerine riayet edilmesi çok önemli. Bakın, kayıt sürelerine riayet edilmesinin öğretmen sayılarına da etkisi oluyor. Geçen sene 23 öğretmen göreve başlarken bu sene sadece 1 yeni Türkçe öğretmeni göreve başlamış, 30 öğretmen ise emekli olmuş. Yani Türkçe açısından bu sene eksiye düştük. Bu da geçen sene kayıtların yetersiz olduğunu gösteriyor. Hatta bu yıl Türkçe derslerine kayıtlarda 60 yılın en düşük talebini yaşadık. Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti bu anlamda yine iyi durumda, en büyük rağbet yine bu eyalette görülüyor ancak okullardaki Türk öğrencilerin sadece yüzde 19'u bu yıl Türkçe derslerini seçmiş. Bu da açılan kadro sayılarına yansıyor. Tabi son anda unutan velilerin talep etmeleri halinde öğrencilerin hala kaydolmaları mümkün. Ancak bu durum gerçekten okulların altyapısı ve öğretmenlerin kapasitelerine bağlı.

TÜRKÇE DERSLERİ PAYLAŞMACILIĞI ÖĞRETİYOR

“Bir yandan toplum içinde de Türkçe derslerine yönelik siyasi ön yargıların olduğunu görüyoruz. Bazı yerlerde Türkçe dersleri Türk hükümetiyle ilişkilendirilirken diğer yandan Türkçe öğretmenlerine karşı propagandalar yapılıyor. Halbuki Türkçe derslerine katılımın öğrencilere özgüven kazandırdığını görüyoruz. Türkçe derslerinin, Avrupa Birliği'nin asimilasyoncu dayatmalarına karşı öğrencilerde, kendi öz kimlikleriyle anavatanlarına sahip çıkma bilinci geliştirdiğini görüyoruz. Ayrıca bu öğrencilerin Türk kimliklerinin yanı sıra Almanya'yı da daha fazla özümsediklerini görüyoruz. Bu öğrencilerin kimlik sorunu yaşamadıkları, tersine öz bilinçlerinin arttığını gözlemliyorum. Ve mutlaka ifade etmek istediğim bir unsur da içinde yaşadığımız kapitalist sisteme karşı öğrencilerimizin Türkçe derslerinde paylaşmacılığı öğrendikleri. Buna en son 6 Şubat depremlerinin ardından tanık olduk. Yüzlerce öğrenci kendi cep harçlıklarını depremzedelere yatırdı ve şimdi gelen bu paralarla Hatay-Samandağ'da okul yapıyoruz. Elbette Türkçe dersleri dil zenginliği de katıyor. Çünkü Türkçe, bazı çevrelerin sandığı gibi sunî, yapay bir dil değil. Binlerce yıldan beri yayılan, konuşulan bir dilden bahsediyoruz ve bugüne kadar çok büyüdü, genişledi. Hatta bugün yerellerde konuşulan Türkçelere bakılsa sözlüklerdeki kelimelerin sayısının daha da artacağından eminim. Bizim öğrencilerimiz de duygularını Türkçe ile daha rahat ifade ediyorlar. Her ne kadar günlük hayatlarında Almanca konuşsalar da Türkçe ile kendilerini daha iyi ifade edebildiklerine rastlıyoruz. Veliler bu durumu görmeli. Umarım bu eğitim yılında Türkçe derslerine yönelik hassasiyet daha da artar.”

VELİLER TÜRKÇE DERSLERİNE DUYARLILIK GÖSTERMELİ

Şenol Yıldız – Türkçe Öğretmeni

“Bizler de velilere ulaşmak için elimizden gelen çabayı sergiliyoruz. Her eğitim döneminin başında veliler toplantısı yapıyoruz. Halihazırda çocuklarını Türkçe derslerine gönderen velilerin bulunduğu veli Whatsapp gruplarındaki çağrıları başka, velilere de ulaştırarak derslerimiz hakkında bilgi veriyoruz. Bunun yanı sıra bireysel ve kurumsal sosyal medya hesapları üzerinden ve birebir temaslarla da velilere çağrılar yapıyoruz. Veli dernekleri, Cami dernekleri ve spor kulüpleri yöneticileri de, üyelerine bizim duyurularımızı iletiyorlar. Buna rağmen bazı sistematik sorunlar, Türkçe derslerine katılımı engelliyor. Özellikle Türkçe derslerinin ders programlarında sadece geç saatlerde yer almaları, çoğunlukla öğleden sonra olmaları gibi sorunların giderilmesi gerekiyor. Velilerimizin Türkçe derslerine duyarlılık göstermesi de bizim için çok önemli. Taleplerin değerlendirilerek planlamaların yapılabilmesi için velilerin çocuklarını erkenden kaydetmelerini tekrar vurgulamak isterim. Ancak buna karşın öğretmen sayılarında da eksiklik var. Şöyle bir örnek vereyim: Görev yaptığım Warendorf bölgesinde daha önce 8 öğretmen çalışıyordu. Ancak bugün 3 öğretmen, 8 öğretmenin işini yürütüyor. Bu da iş yükünü artırıyor. Bir yandan da sistematik sorunların getirdiği öğrenci sayılarındaki düşüş de dikkatimizi çekiyor. Özellikle Duisburg gibi Türklerin yoğun yaşadığı şehirlerde taleplerde artış olduğunu görüyoruz. Fakat birçok bölgede, özellikle küçük şehirlerde de sayılarda düşüş var. Bu doğrultuda hem velilerimizin hem de Türk Dernekleri yetkililerinin Türkçe derslerine daha büyük hassasiyetle yaklaşmalarını rica ediyoruz. Türkçeye emek veren herkese tekrar teşekkür ederim.”

Sonraki Haber