Devalüasyon-enflasyon sarmalına giriyoruz
Istanbul Analytics'in raporunda, piyasa anketlerinde yükselen enflasyon beklentilerine işaret edilerek, 'Döviz kurunun istikrara kavuşmadığı her gün, devalüasyon-enflasyon spiraline erişmemizi yakınlaştırıyor' denildi
Merkez Bankası'nın (TCMB) ters köşe faiz indirimi sonrası TL'deki değer kaybı sürüyor. Dolar kuru dün 9.66 TL'yi aştı. Avro da 11.25 TL'yi gördü. Merkez Bankası politika faizini yüzde 16'ya çekti ancak yatırımları yönlendiren 10 yıllık devlet tahvilinin faizi dün itibarıyla yüzde 20.48 oldu. Şu aşamada hemen herkesin merak ettiği konu dolar kurunun daha ne kadar yükseleceği. ÜNLÜ & Co'nun günlük piyasa bülteninde “Dolar/TL’de rekorlar sürecek” görüşü yer aldı. Bültende, “TCMB’nin faiz kararı ve açıklaması, TL’de değer kaybının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini, TL’nin kırılgan olacağını göstermektedir. Kısa vadede 9.485’in destek halini alması, 9.66’ya doğru yükselişe neden olacaktır. FATF tarafından Türkiye’nin gri listeye alınmış olması ekstra baskı yaratabilir. TL’de gelecek dönemde faizlerin daha da düşük kalacağı beklentisi kurda rekorların devam edeceğinin göstergesidir” denildi. Nitekim bültendeki öngörüler dün itibarıyla 9.66 TL'yi aşan kurlar gerçekleşmiş oldu.
MERKEZ TRADER MI OLDU?
Aydınlık'ın Kapalıçarşı'daki kaynaklarından edindiği bilgiye göre, piyasa her ne kadar 200 baz puanlık bir faiz indirimi beklemiyor olsa da bu yönde de bir fiyatlama söz konusuydu. Kapalıçarşı'da işlem yapan bir trader, “Merkez Bankası faize dokunmasa da dolar kurunun 9.38'lere gideceği şeklinde pozisyon alınmıştı. Faiz indirimi olursa bu 9.50'nin üzerine gider diye pozisyon alanlar vardı. Faiz indirimi beklenenin ötesinde oldu. Burada Hükümet nasıl olsa kur artacak en azından biz faizi düşürelim mantığı ile hareket edilmiş görünüyor. Kuru yukarı çekip o pozisyonların TL'ye dönmesini sağlamak istediler” dedi. Kapalıçarşı'nın bakış açısına göre Merkez'in bir trader gibi hareket ettiği söylenebilir.
KUR ARTIŞI İHRACATÇIYA YARIYOR MU?
Diğer yandan TCMB’nin gelecek seneye yönelik faiz indirim sinyali, ihracatı destekleme politikasına devam edeceğini gösteriyor. Peki bu derece hızlı kur artışı ihracatı destekliyor mu? Konuştuğumuz ihracatçılar, zaten halihazırda artan emtia ve konteyner fiyatları nedeniyle maliyet sıkıntısı yaşarlarken, hızlı kur artışının da fiyat verme konusunda kendilerini zora soktuğunu ifade ettiler. Bunun yanında ithal girdiler nedeniyle ilave bir maliyet artışı da söz konusu. İhracatçılar, yüksek enflasyon nedeniyle önümüzdeki yıl işçi ücretlerine yapılacak zam konusunda da belirsizlik içerisinde olduklarını söylüyorlar. Birçok ihracatçı “Bize yüksek kur değil, yatay ve dengeli seyreden kur lazım” diyorlar.
TEK HANEYE İNANÇ KALMADI
Türkiye'de resmi tüketici enflasyonu yüzde 20'ye dayanmış durumda. Üretici enflasyonu da yüzde 40'ların üzerinde. ENAG'ın açıkladığı halkın enflasyonu ise yüzde 45'e çıktı. Ekim ayındaki sert kur artışları ile birlikte bu ay devreye girmesi beklenen baz etkisinin ortadan kalktığı ekonomistlerce ifade ediliyor. Halihazırda yıl sonu için OVP'de öngörülen enflasyon tahmini yüzde 16.1 düzeyinde. Faiz indirimi sonrası Uluslararası kuruluşlar yıl sonu için tahminlerini yüzde 19'un üzerine taşıdılar. Istanbul Analytics'in piyasa raporunda Merkez Bankası'nın yapılan piyasa katılımcıları anketi sonuçlarına dikkat çekilerek, “Reel sektör ve finans yöneticileri artık tek haneli enflasyona inanmıyor. İstikrar bozucu faiz indirimlerine hazırlar, sonucunun da TL’nin daha fazla değer kaybı olacağının bilincindeler. Henüz kış aylarında kaçınılmaz hale gelecek enerji ve gıda zamları bu beklentilere girdi mi, bilemeyiz, fakat döviz kurunun istikrara kavuşmadığı her gün, 1990’ları vatandaşa zehir eden devalüasyon-enflasyon spiraline erişmemizi yakınlaştırıyor” denildi.
ÜÇLÜ DÖNGÜYE GİRİLDİ
Devalüasyon-enflasyon-zam döngüsüne işaret edilen iki ayrı raporda, şu ifadelere yer verildi: “Küresel enerji krizi ile de birleşince artan doğalgaz-petrol fiyatları TL’nin devam eden devalüasyonu iyice tehlikeli hale getirdi. Dünyada büyük ve küçük merkez bankaları para birimlerini savunmak için faiz artışlarına gitti. TCMB hariç. Nedenleri de malum. TL’ye güven olmayınca ve faiz seviyesi TL riskini almaya yetmeyince yerlilerin döviz talebi yükselmeye devam ediyor. Şirketler kesimi borç ödeme dönemlerine göre haftadan haftaya döviz tarafında satış yapsa da bireylerin tercih döviz mevduatlarını artırmak yönünde. Para politikası doğru bile işlese (ki işlemiyor) aktarım mekanizmasını sekteye uğratan ve uğratacak uzun soluklu bir gelişme bu. Şirketler kesiminde bilançolar hasar görüyor: 'Beklenmedik' Ağustos 2018 kur krizine yüksek dış borçla yakalanan reel sektör o günden bugüne borç düşürme çabasında. Buna rağmen sert TL değer kaybından olumsuz etkilenmekte; çünkü döviz cinsinden borçlar döviz cinsinden alacaklara göre halen daha yüksek. Bu durumda TL kazançları ile döviz borç yükümlülüklerini yerine getirmeye devam etmelerinin maliyeti yavaşlayan ekonomik büyüme olarak herkese geri dönmekte.”
TÜKETİCİNİN GÜVENİ BOZULUYOR
Politika faizininin düşürülmesinin, yüksek enflasyon ve artan küresel risk ortamında Türkiye’nin tahvil faizlerini ve CDS primini yukarılara taşıdığına işaret edilen raporda, şu görüşler yer aldı: “Politika faizinin indirilmesi Türkiye ekonomisini daha düşük faiz ortamına sokamıyor. Kur atakları olduğu dönemlerde tüketicinin morali bozuluyor. Yüksek enflasyon ortamında TL’den kaçıp dövize sığınan tasarruf sahipleri bir yana, Türk tüketicisi TL’nin ekim ayı boyunca yüzde 10’u aşan değer kaybını izlerken kabuğuna çekilmiş bir görüntüde. İzle-gör politikası ile gelişmeleri takip etmekte. Bloomberg HT Tüketici Güven Ön Endeksi Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 13.10 düşerek 51.46 değerini aldı. (TÜİK Tüketici Güven Endeksi de ekimde yüzde 3.6 oranında azaldı.) Tüketiciler hem kişisel mevcut durum algısında hem de geleceğe ilişkin beklentilerinde olumsuz. 2022’de mevcut kaynaklarla büyüme elde etmek çok daha zor olacak; ekonomik maliyeti de daha yüksek olacak elbette.”
TOBB'DAN BEKLENEN TEPKİ
Öte yandan dünkü haberimizde de öngördüğümüz üzere TOBB'dan, faiz indirimi sonrası hızla artan kura ilişkin açıklama yapıldı. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Twitter'dan yayınladığı mesajda, "Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararı sonrası hem uzun vadeli faizlerin hem de döviz kurlarının artması reel sektörümüzü tedirgin etmektedir.
Temennimiz piyasadaki faizlerin ve enflasyonun düşeceği, finansal istikrarın tesis edileceği ortama en kısa sürede kavuşmaktır" dedi.