Devlet Bahçeli: Suriye ve Irak’ın güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir

Devlet Bahçeli, ABD’nin Suriye’de sonuçları çok vahim olacak bir oyun kurmaya çalıştığını bildirerek ‘Suriye’nin parçalanmasını esas alan emperyalist bir proje devrededir’ dedi. Ertelenen sözde seçim girişiminin tekrarlanmasını Türkiye için operasyon gerekçesi olarak niteledi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD için “Böyle dost düşman başına” dedi. Suriye’de yaşananlarla Türkiye’de yaşananların birbiriyle bağlantılı olduğunu vurguladı. Dün Meclis’te partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, “Herkesi uyarıyorum, asıl hedef Türkiye’mizdir” ifadelerini kullandı. Bahçeli, Cumhur İttifakına yönelik söylentilerin de AK Parti ve MHP’yi oyalayarak terör devletinin taşları döşeme amaçlı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşiyle görüşecek olması için “Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesle konuşabilir, herkesi dinleyebilir, bizce hiçbir mahsuru ve sakıncası yoktur” cümlelerini kurdu.

‘KUŞATMA PLANLI İLERLİYOR’

Bahçeli kayyım tartışmalarına da değindi. Avrupa’da yaşanan gelişmeleri “Ciddi değişimlerin habercisi” şeklinde yorumladı. MHP lideri Bahçeli’nin Meclis hitabında şunlar öne çıktı:

“Gösterilen sahteliği değil, saklanan gerçeği görmeliyiz... Türkiye’yi karanlık operasyonların hedef ülkesi haline getirmek için ellerini ovuşturanlara elbette taviz vermeyeceğiz, dayatmalarını alttan almayacağız... Türkiye’nin çevresini saran zalim ve hain kuşatmanın yeni mevziler elde etmesi gayesine matuf olmak suretiyle planlı tahrik ve tahrip süreci küresel güçlerin müşahitliği ve mihmandarlığıyla mesafe almaktadır.”

‘ASIL HEDEF TÜRKİYE’

“Bir yanda Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’na sistematik saldırılar icra edilirken, diğer yanda emperyalizm kanlı gündemi bölücü terör örgütü eliyle temsil ve teşhir edilmektedir. Bir yanda Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nın stratejik olarak oyalanması, enerji israfı yaşaması, abuk sabuk siyasi ve hukuki meselelerle yerinde sayması amaçlanırken, diğer yanda güney sınırlarımız boyunca özerklik adı altında terör devletinin taşları döşenmektedir.

“Suriye’nin parçalanmasını esas alan emperyalist bir proje devrededir. Bölge ülkeleri suskun, küresel vandallık küstah ve hareketlidir. Türk milletinden öç almak için kuyruğa giren yerli ve yabancı mihraklar şirret kampanyalarını şu günlerde iyiden iyiye hızlandırmışlar, derinlik katmışlardır. Herkesi uyarıyorum, asıl hedef Türkiye’mizdir. Yakın hedef son yurdumuzdur.”

‘SURİYE BÖLÜNDÜ DE BİZ Mİ DUYMADIK’

“Milli birliğimiz, milli güvenliğimiz, milletimizin huzur ve esenliği tehdit ve tehlikelerle sınanmaktadır... CHP bu pis senaryonun alt yüklenicisi, yerli figüranıdır. DEM derseniz devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü dinamitlemek için hazırda bekleyen bölücü fitnedir.

“ABD, Suriye’de sonuçları çok vahim olacak bir oyun kurmaktadır. ABD Dışişleri Bakanlığı, PKK/PYD/YPG’nin Suriye’de işgal ettiği alanları, “Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi” olarak tanımlamaktadır. Suriye Arap Cumhuriyeti bölündü de biz mi duymadık? Suriye Arap Cumhuriyeti’nin toprakları paylaşıldı da bizim mi haberimiz olmadı? Bölücü terör örgütünün işgal ettiği Suriye topraklarında önce 30 Mayıs, bu olmayınca 11 Haziran’da yapmayı ilan ettiği sözde yerel seçimlerin Ağustos ayına ertelendiği malumlarınızdır.”

‘SÖZDE SEÇİM ÖZERKLİK TESCİLİ’

“Sözde seçimlerin, özerkliğin tescili konusunda mühim ve mecburi bir eşik olduğunu bilmeyen kuşkusuz yoktur. Bu terör stratejisinin, bu terör hamlesinin üst aklı, kumanda merkezi ikili ilişkilerimizi dostluk ve müttefiklik hukukuyla tanzim ettiğimizi zannettiğimiz ABD’dir. “Binlerce kilometre uzaktan bölgemize gelerek fiili durum yaratan, terörizme alan açmak için ortam yoklayan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı başta olmak üzere, uluslararası hukuku ve devletlerin egemenliğini çiğneyen böyle bir dost ancak ve ancak düşman başınadır. “ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; sözde seçimlerin adil, şeffaf ve kapsayıcı olması gerektiği telaffuz edilmiş, Suriye’nin kuzeydoğusunda şu an itibariyle böyle bir seçimin gerekli şartlarının oluşmadığı ileri sürülmüştür.”

‘ABD’NİN İŞİ KABUL EDİLEMEZ’

“Bu açıklamanın can alıcı yönü, sözde seçimlerin meşruluğunu inkar değil, zamanlama yanlışlığının ifadesi ve itirafıdır. Anlayacağınız, ABD Suriye’nin kuzeydoğusunda bölücü terör örgütüne seçim yaptırmak, özerkliğin demokratik temsilini ve temelini inşa etmek maksadıyla uygun bir ortam ve zaman kollamaktadır. Bu olacak şey değildir.

“Bu kabul edilecek, sineye çekilecek bir durum olamayacaktır. Bu kanunsuz ve korsan seçimlerin yapılması için Ağustos ayının işaret edilmesi yanlış üstüne yanlış, skandal üstüne skandaldır. Türkiye’nin haklı ve güçlü tepkisi ABD’ye geri adım attırmakla kalmamış, 11 Haziran’da planlanan sözde seçimleri erteletmiştir. Bu yetmez, bununla yetinmemizi hiç kimse bekleyemez. Bölücü terör örgütünün ABD desteğiyle yapmayı duyurduğu sözde seçimler gündemden tamamen çıkarılmalı, bir daha da tartışma konusu dahi yapılmamalıdır.”

‘SURİYE’NİN BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGILIYIZ’

“Suriye Arap Cumhuriyeti’nin bölünmesine, parçalanmasına, dağılmasına kesinlikle karşıyız. Bu ülkenin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygılıyız, her devletin de saygılı olmasını temenni ederiz. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin toprakları üzerinde ameliyata girişmek, idari yapısıyla oynamak, bölücü terör örgütüne meşruiyet zemini kurmak için sözde demokratik manevralar yapmak, açıkça söylüyorum ki, Türkiye için haklı operasyon nedenidir ve böylesi bir hıyanete seyirci kalmak Türk vatanını, Türk milletini felakete sürüklemekle eşdeğerdir.

“Alarm zilleri çalan bu menfur ve melun gelişmeleri bölge ülkelerinin ve Rusya Federasyonu’nun sessizce izlemesi son derece düşündürücüdür.Güney sınırlarımız boyunca terör devleti hayalini kuranlara meydanın boş olmadığını, heveslerini kursaklarında bırakmak için tetikte ve teyakkuzda beklediğimizi ihtaren hatırlatmak isterim. Suriye’nin veya Irak’ın güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir.”

‘30 BELEDİYE BAŞKANI ÖRGÜT ÜYESİ’

“Yalnızca Hakkari Belediye Başkanı değil, haklarında yargısal süreçlerin devam ettiği 30’a yakın örgüt üyesinin belediye başkanı koltuğunda oturuyor olması demokrasiyle izah edilemeyecek despotluk ve düşmanlık alametidir. DEM’in hedefi yöre insanımıza hizmet değildir. DEM’li belediyelerin hemen hemen hepsinde paralel yönetim, PKK’nın sözde komiserleri vasıtasıyla ağırlığı ve gölgesi hakimdir. “Ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesinde bazı belediye başkanları talimatı bölücü terör örgütü PKK’dan alırken, devletin hazinesinden aktarılan paraları da teröristlere yağmalattırmaktadır. PKK’ya gıkını çıkaramayan, bölücü belediye başkanlarına en küçük tepki gösteremeyen, Suriye’nin kuzeydoğusundaki hain teşebbüsleri kuzuların sessizliğiyle izleyen bir şahsın, CHP’nin genel başkanı olması başlı başına bir trajedidir.”

Sonraki Haber