Devlet Bahçeli: Dün Türkiye'yi hedef alan Biden'ın bugünkü hedefi Rusya'dır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD Başkanı Joe Biden'ın 'Putin iktidarda kalmamalı' sözlerine tepki gösterdi. 'Biden ülkelerin rejim ve siyasi yönetimlerinin değişmesini ne hakla, hangi yetkiyle isteyebilmektedir? Dün Türkiye’yi hedef alan Biden’ın bugünkü hedef ülkesi Rusya’dır.' dedi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Bahçeli, MHP’yi itibarsızlaştırmaya, oy oranının iniş halinde olduğunu göstermeye çabalayanların 2023’te hayal kırıklığına uğrayacağını söyledi. Bahçeli konuşmasında şu mesajları verdi:
'SAVAŞTA BATI BLOĞUNA YANDAŞLIK YAPIYORLAR'
“Batı'nın ve batılın içimize yuvalanmış misyonerleri küresel emperyalizmin gönüllü tetikçisi, küresel cinayet ve ihanet planlarının da görevli takipçileridir. Biden devşirmelerinin, emperyalizm kuklalarının, sosyalist maskeli taşeron şarlatanların ülkemize yönelik kurulmuş tuzak, yönlendirilmiş beşinci kol faaliyeti olduğunu artık hiç kimse yok sayamaz, olmaz öyle şey diyemez. Zillet ittifakının Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta, ABD’nin başını çektiği Batı bloğuna aleni yandaşlık ve kandaşlık yapması siyasi bir tercihten daha çok sırf göze girmek, ruhsat almak, taltif beklemek üzerine şekillenmiş küstah ve köhne bir sapmadır. Hatırlarsanız Biden başkan olmadan önce, Türkiye’deki muhalefet blokuna destek verilmesinden, iktidarı da değiştirip Cumhurbaşkanı’nı devirmekten bahsetmişti. Aynı ton ve içerikteki bir konuşmayı Polonya’nın başkenti Varşova’da yapmadı mı? Bu defa da Putin’i hedef tahtasına koymadı mı?"
'PUTİN’İN İKTİDARI RUSYA’NIN İÇ MESELESİ'
"Biden, Rusya’nın Ukrayna saldırısının demokrasiyi boğazladığını iddia etmekle kalmadı, Rusya’da bir rejim değişikliği olması gerektiğine vurgu yaparak, kendi Dışişleri Bakanı tekzip etse de Putin’in iktidardan bile uzaklaştırılmasını söyledi. Bizim için Putin’in iktidarda kalıp kalmaması evvelemirde Rus halkının bileceği bir konudur ve Rusya’nın kendi iç meselesidir. Ancak Biden hem hukuktan, hem demokrasiden, hem özgürlükten söz açıp da, ülkelerin rejim ve siyasi yönetimlerinin değişmesini ne hakla, hangi yetkiyle isteyebilmektedir?
'AFGANİSTAN'I, IRAK'I, YEMEN'İ GÖRMEDİLER'
“Dün Türkiye’yi hedef alan Biden’ın bugünkü hedef ülkesi Rusya’dır. Bu şaibeli zihniyet, Ukrayna’da masum çocukların ve insanların ölümüne karşı çıkarken, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Bosna’da, Yemen’de milyonlarca kadın, yaşlı, yetişkin ve çocuğun ölmesine geçmişte niye itiraz edemedi, neden sesini yükseltemedi?
'ABD SAVAŞIN UZAMASINI İSTİYOR'
"Geçen hafta toplanan NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesi, açıklanan görüş ve politikalar sadra şifa oldu mu? Gelecek için güvence verdi mi? Yapılan yorumlara baktığımızda gözümüze çarpan ilk iddia, bu zirvenin ittifakın yakın tarihinde benzeri görülmemiş bir kararlılık ve dayanışma gösterisine sahne olduğudur. Aslında sonuç bildirgesinde beyhude vaatlerden başka dişe dokunur hiçbir şey yoktur. Rusya-Ukrayna savaşının devamını isteyen güç merkezleri bellidir, hepsi bilinmektedir. ABD bu savaştan rahatsız değildir, bilakis uzamasından ve şiddet dozunun artırılmasından yanadır. Kıyılarımıza kadar yüzen serseri mayınların kimlerin tezgahı olduğu, İğne Ada’ya kadar nasıl geldiği, Türkiye’nin başına nasıl bir çorap örülmek istendiği işin özünde muamma değildir. ABD’nin başını çektiği NATO, Rusya ile Ukrayna arasındaki şiddet ve dehşet rekabetinden kazançlı çıkmıştır. Türkiye hiçbir ittifakın, hiçbir ülkenin kule nöbetçisi, sınır devriyesi, cephe ülkesi, gözü kapalı silahşoru değildir, olmayacaktır.
'ABD’NİN 6. FİLO'SUNUN TAYFASI OLDULAR'
"Ne ibret verici bir çelişkidir ki, geçmişte orak çekiç flamasını sallayan, Rusya yanlısı olarak mangalda kül bırakmayan gedikli Marksist-Leninist ve sosyalistler bugün bir numaralı Amerikancı kesilmişledir. Rusya’nın karşısında Batı’nın sözcülüğünü yapanlar hastalıklı sömürge kalıntıları olduklarını acıklı şekilde göstermişlerdir. İstanbul Dolmabahçe rıhtımına demirleyen ABD’nin 6’ıncı Filo'suna 17 Temmuz 1968’de saldıranlar ve onların izinden yürüyenler, geldiğimiz bu aşamada utanmadan, sıkılmadan, hiçbir mahcubiyet duymadan o filonun tayfası, kurşun askeri haline gelmişlerdir. Bu komünist tertipçilerin kimin hesabına kiralandığı artık nettir. Bize göre bu namertlerin dünü de yanlıştı, bugünü de yanlıştır."
'İLK STRATEJİK TEDBİR GIDA GÜVENLİĞİ'
Üretimdeki sorunlara değinen Bahçeli şunları söyledi: “Türkiye’nin üç ana başlık altında acil ve stratejik tedbirler alması milli bir zaruret olarak karşımızdadır. Birinci stratejik tedbir olarak, gıda güvenliğinin tam ve eksiksiz sağlanması şarttır. Milliyetçi Hareket Partisi, tarım sektörünü Türkiye’nin var oluş mücadelesinin kemer taşı olarak değerlendirmektedir. Hem doyacağız, hem doyuracağız, hem de kendi kendimize yeten bir ülke olacağız. Bu nedenle ekilebilir tarım arazilerini genişletmek ve çiftçilerimizi desteklemek zorundayız.
ENERJİ POLİTİKASI
"İkinci stratejik tedbir olarak, enerji arz güvenliğinin temin ve takviye edilmesidir. İleri teknoloji kullanılarak yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma vasıtasıyla, Türkiye enerji bağımlılığından kurtulacağı gibi uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden birisi haline gelmesi mümkündür. Bizim enerji politikamızın temel amacı şudur: Enerji dış bağımlılığının azaltılarak, güvenli enerji kaynaklarının oluşturulması, yerli enerji kaynaklarının verimli kullanılması, nükleer başta olmak üzere yeni enerji teknolojilerini üretecek yetkinliğe ulaşılması, enerjide çeşitlilik ve kaynak güvenliği sağlanması, enerji sıkıntısı yaratacak risklerin önlenmesi ile ülkemizin kurulu gücünün enerji talebini karşılayabilecek duruma getirilmesidir.
'ŞEKER FAZLASI MEVCUT'
"Üçüncü stratejik tedbir olarak, özellikle bazı mal ve hizmetlerin, yine bir kısım gıda ve diğer ürünlerin fiyatlarında görülen hormonlu artışlara karşı caydırıcı ve etkili önlemlerin sürdürülebilir mahiyette alınmasıdır. Ayçiçek yağından sonra şeker fiyatlarında yaşanan tırmanışların gerçekçi bir temeli olmadığı gibi, piyasa şartlarının esasını da yansıtmadığı açıktır. Şekerin kilogram fiyatının iki hafta içinde 7 liradan 19 liraya çıkması ve bunun da siyasileştirilip istismar edilmesi pis bir kumpasın, bayat bir ekonomik operasyonun dış bağlantıyla servis edilmesinden başka bir şey değildir.”
'ENFLASYONUN GELDİĞİ NOKTADAN BİZ DE RAHATSIZIZ’
"Enflasyonun ve bunun sonucu olan hayat pahalılığın geldiği noktadan doğal olarak biz de rahatsızız, biz de müştekiyiz. Fakat zillete düşüp fiyat artışlarından siyasi propaganda konusu çıkarmaya heves edenleri de asla iyi niyetli göremeyiz, görmeyeceğiz.”