Devlet gericilikle mücadelede kararlı

Bingöl'de "Tevhid Kitabevi" isimli mekân önceki akşam zabıta ekipleri tarafından mühürlenmek istendi. Grubun direnmesi üzerine olay yerine gelen çevik kuvvet ekipleri müdahalede bulundu. Polise karşılık veren gruptakilerin, 'Ebu Hanzala' kod adını kullanan Halis Bayancuk'un "Tevhid ve Sünnet" isimli El-Kaide ve DEAŞ terör örgütleriyle bağlantılı cemaatine mensup oldukları belirtildi.

KALDIRIM TAŞLARIYLA SALDIRDILAR

Merkez Yenişehir mahallesinde yer alan ve aynı zamanda mescit olarak kullnılan Tevhid Kitabevi'nin mühürlenmesine karşı çıkan grup, Bingöl Belediyesi zabıta ekiplerinin görevini yapmasını engellemek istedi. Bunun üzerine devreye giren çevik kuvvet ekipleri biber gazlı müdahaleyle grubu dağıtmaya çalıştı. Grubun direnmesi üzerine polis ekipleri havaya ateş açtı. Müdahalenin ardından örgüt mensupları sosyal medyada videolar yayınlayarak polisin orantısız güç kullandığını iddia etti. Örgütün bu iddiasına karşın gazetemize konuşan görgü şahitleri, grubun polise kaldırım taşları ve sopalarla saldırdığını ve 3 polisin yaralandığını belirtti.

KİTABEVİ MASKELİ ÖRGÜT MERKEZİ

Olaya ilişkin Bingöl Valiliği, Emniyet Müdürlüğü ve Belediye'den henüz resmi bir açıklama gelmedi. Sosyal medyada yayın yapan örgüt üyeleri, mühürleme kararının hukuksuz olduğunu, kitabevinin belgelerinin tam olduğunu iddia ettiler. Ancak gazetemizin ulaştığı mahalle sakinleri girişte kırtasiye malzemeleri ve örgütüe ait kitapları satan bir bölüm olsa da arka tarafta örgütün toplantılarını yaptığı "seminer salonu" adı verilen kaçak bir bölüm olduğunu belirttiler. Mahalleliye göre "kitabevi" bir maskeden ibaret.

TERÖRLE MÜCADELE İLGİLENİYOR

Bingöl Belediyesi Zabıta Müdürü Mehmet Erdem gazetemize yaptığı açıklamada mühürleme işleminin gerekçesi olarak "İşyeri açma ruhsatları omadığından yapıldı. Ayrıca asayişle ilgili bir durum var, o emniyetle ilgili." ifadelerini kullandı. Erdem ayrıca "Karşı koymaya kalktılar ama emniyet gerekeni yaptı." dedi. Bingöl Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ise olaya ilişkin henüz bilgi veremeyeceklerini belirttiler. Aydınlık'ın emniyet kaynaklardan edindiği bilgilere göre konu Terörle Mücadele şubesinde ele alınıyor.

Aydınlık, Tevhid Kitabevi'nin bulunduğu mahallenin sakinlerine de ulaştı. Mahalleli burasının kitabevi değil "medrese" olarak bilindiğini, sürekli toplantılar yapıldığını, DEAŞ'a yakın kişilerin binaya girip çıktıklarını ifade ettiler. Mahalle sakinleri, "kitabevi" lafının maske olduğunu, burasının DEAŞ'a sempatizan yetiştiren bir örgüt merkezi olduğunu belirtti. Örgütün "medreseye" özellikle gençleri ve çocukları çekmeye çalıştığını aktaran mahalleliler kitabevine girip çıkanların etrafı taciz ettiğini, "İslam'a uygun olmayan" davranışlar gösterenleri "uyardıklarını" iddia ettiler.

Aydınlık, kitabevi kılıfını kullanan mescidin herhangi bir kaydının olmadığı bilgisine de ulaştı. Bu mescidi kullanan bir kişi gazetemize, "Diyanet'in dayattığı dinin Allah kelamı olmadığını, onların bastığı kitapların okunmayacağını, 'medresede' kendilerine ait kitapları okuttuklarını" ifade etti.

HEM EL KAİDE HEM DEAŞ

Halis Bayancuk kendisini Tevhid ve Sünnet Cemaati'nin lideri olarak tanıtıyor. Bu cemaatin Tevhid adında bir de yayın organı bulunuyor. 'Ebu Hanzala' kod adını kullanan Bayancuk, Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde El-Kaide terör örgütü kapsamında yargılanmış, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçundan 8 Şubat'ta 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. 25 Şubat'ta ise İstanbul Bölge Adliyesi 2. Ceza Dairesi, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin DEAŞ terör örgütü kapsamında "terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan verdiği 12 yıl 6 aylık hapis cezasını onamıştı.

CUMHURİYET KÜFÜR DÜZENİ

Bayancuk'un temel hedefi; devleti, cumhuriyeti ve demokrasiyi ortadan kaldırmak. Din İşleri Yüksek Kurulunun hazırladığı gazetemizde yayınlanan çok gizli tarikatlar raporuna göre Bayancuk, hilafet dışındaki bütün yönetim biçimlerini küfür kabul ediyor. Şerî yönetimin zorunluluk olduğunu savunan Bayancuk, "ribat" adlı "sıbyan mektepleri" aracılığıyla örgüte eleman kazandırmaya çalışıyor. Youtube gibi sosyal medya mecralarında devlet aleyhine propaganda yapan Bayancuk ve ekibi, Diyanet İşleri Başkanlığının da küfür düzeninin bir parçası olduğunu, devletin imamlarının arkasında namaz kılınamayacağını savunuyor.