Devlete karşı bir Başkan: Milei

Arjantin, 12 Aralık'tan itibaren görev yapacak olan Javier Milei'yi yeni Devlet Başkanı olarak seçti. Milei, sadece 2 yıl önce kurulan bir parti olan Liberty Advances'ın (İspanyolca baş harflerinden oluşan LLA) adayıydı.

Seçimlerin ikinci turunda oyların yüzde 44,3'ünü alan mevcut Ekonomi Bakanı Sergio Massa'ya karşı oyların yüzde 55,7'sini alarak seçildi.

Javier Milei kendisini, ülkenin ekonomi ve dış politikasında köklü değişiklikler yapacağını duyuran sistem karşıtı bir aday olarak tanıttı. Seçim zaferini ilan etmesinin ardından yaptığı konuşmada Milei, "Arjantin'in yeniden inşasını" ilan etti.

Ancak ekonomik programı daha çok devletin yeniden yapılandırılmasına işaret etmektedir. Artık muhalif olan Pagina12 gazetesi onun ekonomi politikasını aşağıdaki noktalarla özetlemektedir:

Fiyat kontrollerinin kaldırılması;
Döviz işlemleri kontrollerinin kaldırılması;
Dış ticarette tam serbestlik;
İhracat kontrollerinin ve ihracat üzerindeki vergilerin kaldırılması;
İthalatın serbestleştirilmesi;
Kamu hizmetlerinde sosyal ve siyasi tarifelerin kaldırılması;
Sübvansiyonların kaldırılması;
Kamu bütçe açığının sınırlandırılması;
Kamu harcamalarının sınırlandırılması, devlete ait işletmeler için bir özelleştirme programının başlatılması.

DOLARİZASYONU SAVUNUYOR

Kendisi de bir ekonomist olan Milei, "Arjantin'in durumu dramatik ve ülkenin köklü değişikliklere ihtiyacı var. Adım adım ilerleyen politikalara, vasat eylemlere yer yok. Eğer hızlı hareket etmezsek tarihimizin en kötü kriziyle karşı karşıya kalacağız." açıklamasını yaptı.

Enflasyon yüzde 143'e ulaştı, net döviz rezervleri kırmızıya gömüldü, tasarruf sahipleri pesoyu terk ediyor ve bir resesyon yaklaşıyor - eğer henüz gelmediyse. Her 10 Arjantinliden dördü yoksulluk içinde yaşıyor ve keskin bir peso devalüasyonu muhtemel.

Milei'nin planı bu bağlamda ekonominin dolarizasyonunu da içeriyor. Dışişleri Bakanı olması beklenen ve aynı zamanda ekonomist olan Diana Mondino verdiği bir mülakatta toplumun halihazırda ABD dolarına dayalı bir etkileşim içinde olduğunu, ancak yatırım ve ticaret yapmanın yasal sınırları bulunduğunu belirtti. Dolarizasyonu, dolar bazlı iç ekonomik etkileşimin önündeki tüm engellerin ortadan kaldırılması olarak tanımladı.

BAKANLIKLARI KAPATMA HEDEFİNDE

Javier Milei Merkez Bankası'nın kapatılacağını zaten açıklamıştı. Ancak yeni başkan bununla yetinmek niyetinde değil. Ağustos ayında yayınladığı bir videoda aralarında sosyal güvenlik, eğitim, çevre, kültür, bayındırlık, bilim ve teknoloji ile ulaştırma bakanlıklarının da bulunduğu 11 farklı bakanlığın kapatılacağını duyurmuştu.

Seçilmiş Cumhurbaşkanı sadece bakanlıkların değil bürokratik aygıtların da kaldırılacağını söyledi.

WASHINGTON MEMNUN

ABD'li yatırımcılar şimdilik coşkulu bir tepki verdi ve New York'ta işlem gören Arjantin Tahvilleri Milei'nin zaferinin ardından yüzde 40 değer kazandı. Milei'nin seçim kampanyası sırasında Arjantin'in ABD ile ittifakını güçlendirirken Rusya ve Çin gibi yükselen küresel güçlerle arasına en hafif tabirle mesafe koyduğunu açıklaması Washington'u da memnun etmiş olmalı.

Milei, göreve gelmeden önce bile ABD ve İsrail'e bir ziyaret yapacağını belirtti. Başkanlık törenine, Trump'ın sadık bir müttefiki olan ve şu anda darbe yapmakla suçlanan Brezilya'nın eski başkanı Jair Bolsonaro'yu davet etti.

Bu arada Brezilya Sosyal İletişim Bakanı Pimenta, ikili görüşmelerin başlayabilmesi için önce Milei'nin saldırgan yorumları nedeniyle Brezilya Devlet Başkanı Lula'dan özür dilemesi gerektiğini söyledi.

‘KOMÜNİSTLERLE MÜZAKERE YAPMAMA’ SÖZÜ

Arjantin'in 1 Ocak 2024'te başlayacak olan BRICS üyeliğine ilişkin olarak ise atanmış Dışişleri Bakanı Mondino 'Bloğa olan ilgiyi anlamıyoruz' dedi.

Milei ayrıca "öfkeli bir komünist" olarak nitelendirdiği Brezilya lideri Lula ve Çin Halk Cumhuriyeti ile ilgili olarak "komünistlerle müzakere yapmama" sözü vermişti.

Ancak uzmanlar, Arjantin'in dış finansmana olan ihtiyacı ve Çin ile yapılan Swap anlaşmalarının bu konudaki önemi göz önüne alındığında, seçilmiş başkanın yakında ekonomik gerçekliğe uymak zorunda kalacağını savunuyor. Bu bağlamda, aynı zamanda kararlı bir anti-komünist olan eski Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro'nun ideolojik pozisyonuna rağmen Çin ile ekonomik ilişkileri sürdürmeye boyun eğmek zorunda kaldığını hatırlamakta fayda var. Yine de Bolsonaro'nun izlediği yol Milei'nin önündeki yolu gösteriyor olabilir: İkili ilişkilerin devam etmesine rağmen Brezilyalı lider ülkesini BRICS'ten fiilen çekerek örgütün ilerleyişini ciddi şekilde yavaşlatmıştı. Milei de benzer bir seçeneği tercih edebilir.

Buenos Aires ve Washington arasındaki ilişkiler de hala açık bir soru. Donald Trump'ın iklim değişikliği, hükümet düzenlemeleri gibi konulardaki ideolojisini paylaşan Arjantin'in seçilmiş başkanı, bugün Washington'da hala Demokrat bir yönetimle karşı karşıyadır; bu yönetim Trump'ın ABD ve İsrail'le tam uyum açıklamasını memnuniyetle karşılayacaktır ancak iç politikalara müdahale edebilir. Burada Milei'nin Trump'la bir başka benzerliği olan ulus-devleti esasen ortadan kaldırma programı göz önünde bulundurulduğunda, iç direnişin üstesinden gelip gelemeyeceği görülmelidir. Arjantin neoliberal diktatörlükler konusunda elbette güçlü bir deneyime sahip. Ama aynı zamanda onlara direnme konusunda da büyük bir deneyime sahip.

NOT: Bu yazı unitedworldint.com internet sitesinde yayınlanmıştır

Sonraki Haber