Devrimci Ressam Muharrem Pire’yi kaybettik! Yüreğiyle düşünen sanatçı

Vatan Partisi üyesi ressam Muharrem Pire’yi kaybettik. Pire, toplumsal mücadeleyle sanatını bir tutan, örgütlü mücadelede yer alan, hayatı boyunca çevresine aydınlık saçmış bir devrimci sanatçıydı. Dostları Muharrem Pire’yi Aydınlık’a anlattı.

Usta Ressam Muharrem Pire, 80 yaşında hayatını kaybetti. Pire’nin cenazesi dün Ankara’da ikindi namazının ardından kaldırıldı. Yeni Cimşit mezarlığında yapılan cenaze törenine; Pire’nin ailesi, üyesi olduğu Vatan Partisi’nin Genel Sekreteri Özgür Bursalı, Ankara il yöneticileri ve üyeleri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Utku Reyhan, Çankaya Belediye Başkan Adayı ve Türkiye Sanatçılar Birliği Başkanı sanatçı Tahsin Murat Demirbaş ile sevenleri katıldı.

Muharrem Pire, bir röportajında kendisini şöyle tanımlamıştı; “Ben bir savaşçıyım ve hayatım boyunca bağımsız irademi korudum.” Devrimci sanatçı Muharrem Pire’yi, dostları Aydınlık’a anlattı. Pire; devrimci, vatansever siyasi duruşu sebebiyle sanat çevrelerinde tecrit edilmeye çalışılsa da bundan dolayı kendisinden asla ödün vermeyen, aksine daha da güçlenen yüksek bir karaktere sahipti.

‘KUVAYİ MİLLİYE ATLARI’NI MÜCADELEYE ADADI

2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’e bir eserini hediye ederek destek veren Pire, “Bugün bütün basın ve batılı güçler Doğu Perinçek’i yok sayıyor, en çok korktukları o. Bütün tehditlerin karşısında taktikleri, enerjisi, siyasetiyle, önderlik kabiliyetiyle yolumuzu aydınlatan o. Onun cephesinde olmaktan gurur duyuyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Doğu Perinçek de burada yaptığı konuşmada, “Muharrem Pire’nin atları 1984’ten beri koşuyor. Şimdi biz Türk milleti olarak bu atların sırtına bineceğiz. Bu atların sırtında hem ülkemize huzur ve barış getireceğiz, terörün kökünü kazıyacağız, hem de üretim ekonomisini kuracağız. Bu atların şahlanma zamanı geldi.” demişti.

‘YÜREĞİYLE DÜŞÜNEN İNSAN’

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı, avukat Nusret Senem, Muharrem Pire’yi 1970’li yıllardan beri dostluğu olduğunu belirterek “Büyük bir devrimci sanatçıyı kaybettik. Yeri zor doldurulabilecek bir insan. Yüreği kor bir adam, yüreğiyle düşünen bir insandı. Onu çok özleyeceğiz” dedi. Senem, Muharrem Pire’nin eserlerinin Vatan Partililerin duvarlarında asılı olduğunu belirterek şunları söyledi;

“Kurtuluş Savaşı’nın ve mücadelenin resimleriyle, sanat çevrelerinde de çok beğeni toplamıştır. Ankaralı ressamlar arasından seçkin bir yere sahiptir. O bir devrimcidir her şeyden önce. Bir partili devrimci, bir yol eridir. Partimizin kuruluşundan beri onunla hep dostluğumuz oldu. Ölümü bizleri üzmüştür, bir erken kayıp diyebiliriz. Daha çok eserler verebilecek yaştaydı Muharrem arkadaşımız. Çoğumuzun çocuklarının eğitiminde büyük emeği vardır. Çok öğrenci yetiştirdi. Kendi çocuklarını ve çevresini de devrimci olarak yetiştirdi. Onu büyük bir devrimci sanatçı olarak anacağız. Bütün sanat camiasının, Vatan Partililerin ve milletimizin başı sağ olsun.”

PARTİLİ SANATÇI

Vatan Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Karanlık, Muharrem Pire’yi şöyle anlattı;

“İdeolojik sağlamlık, teorik birikim, sanatsal yetkinlik!
50 yıla varan parti üyeliği ile en kıdemli yoldaşlarımızdan ressam Muharrem Pire’yi kaybettik. Muharrem, partili yaşamı boyunca her şart altında hiç sarsılmadı, bütün kavşak noktalarında ve iki çizgi mücadelelerinde doğru konumda açık ve net tutumlar aldı.

İdeolojik bakımdan kaya gibi sağlam, teorik birikimi yüksek, sanatsal yetkinliği en üst düzeylerde idi. Saygıdeğer eşi Nurşen hanım ve evlatlarıyla aile boyu devrimci ve partiliydi. Bütün sanat çevrelerinde ve milletimiz nezdinde anasının ak sütü gibi helal bir ün ve itibar sahibi olmuştu. Ama sıradan bir vatandaş olarak da alçak gönüllü. İdeolojik çizgisini teorik birikimini ve sanatsal sezgi gücünü eselerine büyük bir yetkinlikle yansıttı. Resimlerini her fırsatta Partisi’ne bağışlamaktan mutlu oldu. Daha yakın zaman içinde hastaneye kaldırılmadan önce Genel Saymanımız Sayın Yıldırım Gençer’le birlikte evinde yaptığımız ziyarette ülke ve Parti sorunlarıyla ilgili sohbetimizden büyük bir mutluluk duyduğu görülüyordu. Ve iki eserini daha Partisine vermişti. Türkiye’miz ve partimiz bakımından yeri doldurulamaz bir kahramanımızdı. Başımız sağ olsun.

‘NAZIM’IN ŞİİRİ GİBİ YAŞADI’

Muharrem Pire’nin öğrencilik yıllarından arkadaşları, ressam Prof. Adem Genç ve ressam Prof. Veysel Günay da Aydınlık’a açıklamalar yaptı. Prof. Adem Genç, Muharrem Pire’nin vatansever ve özel bir sanatçı olduğunu söyledi. Genç, onun değerinin sanat piyasası içinde yeterince karşılık bulmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı;

“Nazım Hikmet’in bir şiiri vardır, ‘Atlılar atlılar kızıl atlılar, atları rüzgâr kanatlılar!’ diye. Bu şiir sanki Muharrem için yazılmış gibiydi. Çünkü o da aynen bu şiirdeki gibi hızlı yaşadı.”

‘ÖZEL BİR KİŞİLİĞE SAHİPTİ’

Prof. Veysel Günay da Pire’nin Türkiye’de sanat yetiştirme alanındaki en önemli okulu olan Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Eğitimi Bölümü’nden mezun olduğunu belirtti. Bu kurumun hem Türk Milli Eğitimi hem sanat eğitimi açısından, ülke olarak hepimiz için çok önemli bir kurum olduğunu vurgulayan Günay şunları söyledi;

“Bu okul, 1926’da Mustafa Necati’nin girişimiyle kurulmuştur. Binası ve mimarisi de özeldir. Oradan mezun olan bütün arkadaşlarımız gibi sevgili arkadaşımız Muharrem Pire de o kültürden; vatan millet sevgisiyle, insan sevgisiyle yetişti ve mesleğini ciddiye aldı. Daha sonraki yıllarda uzun süre öğretmenlikte kalmayıp serbest sanatçı olarak çalışarak hayatını geçindirmeyi denedi. Pire, özel bir kişiliğe sahipti. Her türlü şeyi tartışabilirdiniz ama o aklına eseni yapardı, gönül koyduğu şeyi yapardı. Onu önemserdi, o konuda hep direnirdi ve diretirdi.

İstanbul’a geldiğim için son zamanda ilişkimiz seyrelmişti o yüzden son yıllarda onunla beraber olamadım. Son gelişmelerinden haberim olamadı. Ama sanat alanında da genel karakterine uygun olarak deyim yerindeyse hep bildiğini okuyan, yapabileceğini yapan bir tavrı ve kişiliği vardı. Yaptığı her şeyde samimiydi. İçtendi. Aklının erdiği, gönlünün elverdiği şeyleri yapmayı denerdi. Başkaları beğensin beğenmesin, onu o kadar umursamaz, kendi iç dünyasını ve gönlünü dinlerdi. Çok sevdiğim değerli bir arkadaşımdı. Kaybetmek hepimizi üzdü. Özellikle beni çok üzdü. Ve tabi bütün arkadaşlarımızı ve sanat dünyasını da üzdü. Kendisine rahmet diliyorum. Bütün sevenlerine ve ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum.”

‘AYNI COŞKUSU DEVAM EDİYORDU’

Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED) Başkanı Refik Saydam, sanatçı dostu Pire için şunları söyledi;

“Ressam ve Eğitimci Pire, 1968-1971 yılları arasında, Mersin Öğretmen Okulu’nda resim dersi öğretmenimizdi. İyi bir öğretmen olmanın yanında, sosyal ve toplumsal bakımdan da bizi aydınlatırdı. Ankara’da birlikte mücadele ettik. Hem iyi bir sanatçı hem de mesleki eğitimci örgütlenmesinde ve toplumsal parti mücadelesinde yaşamının sonuna kadar görev almış bir örgüt insanıydı. Emeğin, bağımsızlığın, gerçeğin ressamıydı. Yakın zamanda görüşmüştük. Aynı coşku ve heyecanı devam ediyordu. Eserleriyle yaşayacak, onu unutmayacağız, ışık tutacak. Tüm dostlarına, sevenlerine, öğrencilerine baş sağlığı dilerim.”

SARSILMAZ DURUŞ

Ressam Süleyman Karakul, sanatçı dostu ve mücadele arkadaşı Muharrem Pire için şunları söyledi;

“Muharrem Pire ile elli yıla yaklaşan dostluğumuz ve arkadaşlığımız vardır. Abuzer Karakoç ve birkaç arkadaşıyla kurduğu “Çiğdem Organizyon” adlı bir kuruluşun bürosunda tanıştık. 12 Eylül darbesi sonrası siyasi kaçaklık dönemine denk düşüyordu. Büroyu aynı zamanda resim atölyesi ve resim kursu bürosu olarak kullanıyordu. İlk siyasi ve sanatsal temasımız orada oldu. Daha sonraki yıllarda, Öğretmen Dünyası Dergisi ve TÖB-DER’de Yurtsever Öğretmen gurubunda birlikte çalıştık. Son yıllarda Vatan Partisi ve Türkiye Sanatçılar Birliği’nde (TSB) birlikte çalıştık. Pire; tüm bu süreç boyunca sağlam kişilikli ve kararlı siyasi duruşundan hiç bir sarsıntı geçirmeyen bir arkadaşımızdı. Onun kararlı ve ödünsüz siyasi çizgisi nedeniyle sanat çevresinde tecrit edilmeye çalışıldığına da tanık olduk ama bu tavırlar onu tam tersine daha güçlü kılıyordu. Son birlikteliğimiz; Partiye yaptığımız resim bağışı töreninde oldu. Oraya oğlu ve eşi ile gelmişti. Oğlunun yaptığı portresini göstererek, görüşümü sordu ve oğlunun kendisini aşacağına inancını belirtmişti. Yaptığı konuşmada da sarsılmayan siyasi inancını, her zamanki duruşuyla açıklamıştı. Sanatsal olarak da kendi resim dilini yakalamış ve geliştirmiş bir arkadaşımızdı. O’nun “Kuvayı Milliye Atları” konulu çalışmaları sanatının doruklarını temsil eder. O’nun siyasi ve sanatsal anısı önünde saygı ile eğiliyorum. Mücadelesi mücadelemizde ışık olacaktır.”

Sonraki Haber