Eskişehir’deki saldırının altından çıkan iki tehdit: Aile yapısında bozulma ve sanallaşma

Dijital bağımlılık, genci toplumdan koparıyor. Çocuk ve Genç Psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri, “Aile yapısının bozulmasının önüne geçilmesinde devlete görev düşüyor.” dedi

Bilgisayar oyunundan etkilenen 18 yaşındaki A.K., bir oyun karakteri gibi giyinerek eline aldığı balta ve bıçakla önüne çıkan kişilere saldırdı. A.K. mass cleaner (toplu temizleyici) adında bir el kitabı hazırladı. A.K’nin, saldırıyı 6-8 ay önceden planladığı ortaya çıktı. A.K. adeta bir bilgisayar oyunundaymış gibi el kitabında öldüreceği kişiler için puanlar belirledi. A.K.’nın hedefinde; sığınmacılar, Kürtler, siyahiler, komünistler ve Yahudiler vardı.

Olay, önceki gün akşam saatlerinde Eskişehir’in Tepebaşı ilçesine bağlı Uluönder Mahallesi’nde meydana geldi. A.K. daha önceden temin ettiği maske ve çelik yeleğini giyip, eline aldığı balta ve bıçakla sokağa çıktı. Kıyafeti ve elindeki kesici aletlerle görenleri endişelendiren A.K., Uluönder tramvay durağında dehşet saçtı. Hiç tanımadığı kişilere balta ve bıçakla saldıran A.K., saldırı anını da canlı yayınla paylaştı. 4 kişi yaralandı 1 kişi hayatını kaybetti. Polis ekiplerince yakalanarak etkisiz hale getirilen A.K’nin eylemi ABD’de sık yaşanan katliam görüntülerine benzetildi.

‘ÖLDÜRDÜKÇE KAZANDIRAN OYUNLAR!’

Çocuk ve Genç Psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri, Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede dijital bağımlılık ve nefret söyleminin geldiği noktayı vurguladı. Çeri şunları söyledi:

“Doğduğumuzda zihnimiz boştur. 'Ben kimim? Neyim? Burası nasıl bir yer?' diye sorularla doğuyoruz. Zihnimizi şekillendiren şey içinde yaşadığımız deneyimlediğimiz dünya. Uzun zamandır gençler, çocuklar insanlarla etkileşimden çok sanal dünyada vakit geçiriyor.

"Bu onların gerçeklik algısını da etkilemeye başladı. Siz en çok neyle meşgulseniz beyninizin sistemi kendini ona göre ayarlıyor. Gençlerin de oynadığı oyunların büyük çoğunluğunda sokağa çıkıyorsun, insanları kesiyorsun, parçalıyorsun, öldürüyorsun. Bunları yaptıkça da gücün artıyor. Oyunda kazanmanızı sağlayan yegane yol öldürmekten geçiyor. İşte gençler bu tür oyunlarla büyüyor.”

Veysel Çeri

NEFRET SÖYLEMİ İÇİNDE BÜYÜYORLAR

“Bir de öbür tarafta maalesef toplumumuzda devamlı politik şiddetin, öfkenin harlandığını görüyorlar. Farklı olanı kötülediğimiz, anlamadıklarımıza nefret söylemlerinde bulunduğumuz bir ortamdayız. Gençlerin böylesi bir ortamdan etkilenmeme ihtimalleri yok. Çocuklarımız çok kolay yönlendirilebiliyor. Zaten küçük çocukların cezai ehliyetinin olmaması nedeni budur.

“Bazı insanlara karşı ya da bazı topluluklara karşı sürekli olarak öfke, şiddet dili kullanılıyor. Bizlerin farkında olmadan sürekli birilerini kötüleyip, kötüleştirip ya da ülkedeki sorunların nedeni olarak birilerini gösterip durmamız ve bunlara karşı bir şiddet dilini kullanmamız çok yanlış.

‘ŞİDDET DİLİNE BAŞVURMAYIN’

Çeri, aileleri uyararak şunları söyledi:

“Asla ve asla şiddet diline başvurmamalıyız. Şiddetin, saldırganlığın, zarar vermenin, fiziksel zarar vermenin bir çözüm yolu olduğunu asla dile getirmememiz gerekiyor. Aksi takdirde çocuklar böyle etkileniyor. Mesela çocuk istismarcılarına evet şiddet uygulanması birçoğumuzun farkında olmadan dile getirdiği bir şey değil mi?

"Ama biz bunu söylediğimizde çocuklar için şu anlama geliyor. Şiddet kabul edilebilir bir şeydir, iyi bir şeydir. Onlar sadece işte çocuk istismarcılarına bunu yapabilirsin diye düşünmüyor. Bizim çocuklarımıza bu gibi sorunlarla her zaman hukuken baş edeceğimizi söylememiz gerekiyor. Yoksa çocuklar, gençler bunlardan etkilenip şiddete başvuruyor.”

AİLE YAPIMIZ BOZULUYOR MU?

Eskişehir’de yaşanan saldırı Türkiye’de ilk kez oldu. Bunun altında yatan nedenin Türk aile yapısındaki bozulma olduğunu söyleyen Çeri, şöyle konuştu:

“Türkiye'de aile bağları güçlüdür. Anne babalar, çocuklarıyla daha çok ilgilenirler. Onları kendi hayatından daha önemseyip üzerinde dururlar. Bu yüzden bu tür olaylar Türkiye’de çok az olur ya da hiç olmazdı. Bakın ABD’de hemen hemen her gün böyle olaylar oluyor. Maalesef artık Türkiye'de de giderek bizim aile yapısının da bozulması, çocukların daha sahipsiz kalması ve ekranlarda daha fazla vakit geçirmesi, bu tür olayların artık bize de gelmeye başladığının bir öncü işareti.. Bunun yaygınlaşmaması için devamının gelmemesi için var gücümüzle müdahale etmeliyiz.”

‘ONSUZ YAŞAYAMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYOR’

Çeri, dijital bağımlılığın her geçen gün arttığını söyledi. Bağımlı olan bireylerin şiddete başvurmasının olağan bir durum olduğunu söyleyen Çeri, şu ifadeleri kaydetti:

“Bilgisayar bağımlılığı, dijital bağımlılık arttı. Mesela aile haklı olarak, ‘yavrum şu bilgisayarı, oyunu kapat.’ diyor. Çünkü çocuğunun kurtulmasını istiyor. Siz kişiyi bağımlı olduğu şeyden kopardığınızda kişi can havliyle ona ulaşmaya çalışır. Bu durum her türlü bağımlılıkta vardır. Bağımlısı olduğu şeye engel olan kim ve ne olursa olsun kişi can havliyle saldırır. Bağımlılık halinde çocuklar aileleriyle karşı karşıya geliyorlar. Öfkeyle, ailelerini vuranlar, bıçak çekenler, saldıranlar, evin altını üstüne getirenler oluyor.

“Hemen hemen her gün kliniğimize bağımlı çocuklar geliyor. İnternet bağımlılığı, oyun bağımlılığı… Bir yandan çocuk onsuz yaşayamayacağını düşünüyor. Onsuz kaldığında adeta sudan çıkmış balığa dönerek saldırganlaşıyor. Öbür taraftan da orada gördükleri, yaşadıkları gerçek dünyadan daha fazla oldukça da zihni de oraya uyum sağlıyor. Bu dünyadan kopup, yani gerçeklik dünyasından kopup sanal alemde yaşamaya başlıyor, oranın kurallarına göre hareket etmeye başlıyor.”

‘DİJİTAL BAĞIMLILIKLA MÜCADELEYE KARARLIYIZ’

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Eskişehir'deki olayla ilgili açıklama yaptı. Göktaş “Ekiplerimiz, hem yaralı vatandaşlarımıza hem de ailelerine gereken psikososyal desteği sağlamaktadır. Yaşadığımız bu olay dijital ve oyun bağımlılığının çocuklarımızın, gençlerimizin sağlığını olumsuz etkilediğinin somut bir göstergesidir.

"Daha önce de oyunların olumsuz etkilerinin neden olduğu vakalarla karşı karşıya kaldık. Bugün oyun bağımlılığı ciddi bir sorun. Bu olay, durumun vahametini ve aciliyetini bir kez daha ortaya koydu. Geçen mayıs ayında kamuoyuyla paylaştığımız Aile Eylem Planımızda da önemli yer verdiğimiz dijital bağımlılıkla mücadele etmeye kararlıyız."

‘ÇOCUĞUMUZ DÖRT DUVAR ARASINA HAPSETTİK’

Çocuk ve Genç Psikiyatristi Doç Dr. Veysi Çeri, dijital bağımlığa karşı ailelerin ve devletin çözümler üretmesi gerektiğini söyledi. Çeri, şu çözüm önerilerinde bulundu:

“Sosyal medya kullanımıyla ilgili aileleri, toplumu, çocukları bilgilendirmemiz gerekiyor. Evet güzel, çekici bir alan ancak her iyi şey dozunda iyidir. Öncelikle bunu ailelere öğretmeliyiz. Birçok aile iş işten geçtikten sonra bunun farkına varıyor. Bugün Dünya Sağlık Örgütü, 6-18 yaş çocuklar için ekran süresinin en fazla 2 saat olması gerektiğini savunuyor.

"Bizim erken dönemde daha çocukta bağımlılık gelişmeden önce bu bilinci ona vermemiz sınırları aşmamayı öğretmemiz gerekiyor. Aksi takdirde uzun süre ekrana bakan çocukta bağımlılık gelişiyor. Bağımlılık geliştikten sonra baş etmesi oldukça zor.

“Çocuklarımızın, gençlerin bağlanacağı sağlıklı hobiler, sağlıklı aktiviteler, etkinlikler oluşturmalıyız. Devletimizin, belediyelerimizin her çocuğun istediğinde gidebileceği oyun alanları, oyun kursları, hobi alanları açmalı. Atıcılık, okçuluk, basketbol, voleybol, futbol… Çeşit çeşit aktivite yapabilecekleri bir ortama ihtiyaç. Bakın daha yeni oldu biz olimpiyatlarda bir tane altın madalya alamadık.

"Oysa Avrupa’da genç nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu ülkeyiz. Bu çocuklar bu gençler spor yapmıyor ki başarılı olsunlar. Mahalle kültürünü de öldürdük. Çocuğumuzu dört duvar arasına hapsettik. Ailelere diyorum ki ‘Çocuğu futbol kursuna gönderin.’ ‘Hocam param yok’ diyor. Oysa bu tür aktivitelerin ücretsiz olması gerek. Hatta devletin gençleri teşvik etmesi gerek.”

Sonraki Haber