Dijital ortamda yetenek keşfi

Müzikteki algı yeteneği, 'kulağı iyi-kötü' kararları… Yargıya varırken nasıl nesnel olunur? Neye göre ölçülür? Kişisel değerlendirmelerin yerini 'AMAT' alıyor. Uygulamayı Anadolu Üniversitesi’nden Prof. Ozan Tunca ile arkadaşları geliştirdi. Çalışma, saygın bir hakemli dergiden kabul aldı

“Bir çocuk ya da yetişkin… Müzik eğitimi alıyor veya hiç almamış… Müzik algısının hangi noktada olduğunu fark etmelerini sağlamak amacıyla bu testi geliştirdik. Hiçbir müzik eğitimi almamış, çalgı çalmamış bir kişinin müzik algısına bakıyoruz. Başka bir deyişle alıp almaması önemli değil. Müzik eğitimi alıyordur, ama müzik algısı belli bir noktaya kadardır. Ya da hiç eğitim almamıştır, ama müzik algısı çok hassastır. Onu bizim testimizde bilimsel bir ölçekle tespit etmiş oluyorlar.”

Bu değerlendirme Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yaylı Çalgılar Ana Sanat Dalı Öğretim Üyesi Prof. Ozan Evrim Tunca’ya ait. Sözünü ettiği testin adı AMAT: Anadolu Üniversitesi Müzik Algı Testi. Çalışma iki yıl sürmüş ve bu yıl değerli bir hakemli dergiden kabul almış. Haberi duyar duymaz Ozan Hoca’yı aradık ve soru yağmuruna tuttuk. Buyurun bu güzel havadisi, sanatçı, çellist, şef ve eğitmen Ozan Evrim Tunca’nın ağzından dinlemeye…

ÜNİVERSİTENİN HİZMETİ

AMAT’ı anlatır mısınız bize?

Bu bir müzik algı testi. 7 yaşından büyük herkesin müzik algısının hassasiyet düzeyi hakkında bilgisi olmasını sağlıyor. AMAT, dijital bir yazılım. Masaüstü ve tablet bilgisayarlarla hem bireysel hem kurumsal uygulamalara olanak sağlıyor. Bilimsel yöntemlerle Anadolu Üniversitesi’nin değerli öğretim üyeleri Prof. Dr. Şükrü Torun, Prof. Dr. Evrim Genç Kumtepe ve Dr. Öğretim Görevlisi Yusuf Zafer Can Uğurhan tarafından, benim yürütücülüğümde geliştirildi. Yaklaşık 2 yıl süren bu bilimsel çalışmayı Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri biriminin fonlaması ile yaptık. Herkes bu sisteme 7/24 aummat.anadolu.edu.tr/amat/ adresi üzerinden ücretsiz ulaşabiliyor. Üniversitemizin ücretsiz bir hizmeti oldu.

Nereden aklınıza geldi böyle bir çalışmaya girişmek?

Önce aklıma konservatuvar giriş sınavı için tüm çocukların evine girmesi düşüncesi gelmişti. Yani çocuklar bizim peşimize düşmesin, biz onların peşine düşelim diye düşünmüştüm. Ayrıca ailelerden çocuğu müzik yeteneğine sahip mi tespit ettirmenin yolunu bilemeyen pek çoğu olabilir diye düşündüm. Aslında ilk müzik yetenek testi patentimi 2010 yılında almıştım ve o tarihten beri de yoğun bir çalışma yaptım. En başından beri esas fikir, çocuk-büyük herkesin müzik alanında potansiyellerini fark etmelerine, bu yolla yeteneklerini keşfetmelerine destek olmak.

İŞİNİ SEVMEK BÜYÜK ŞANS

Sanatçı ve akademisyen olarak çeşitli alanlarda üretkenliğinizi biliyoruz, yetişemiyoruz… Bu enerjiyi neye borçlusunuz?

Enerjiyi şöyle anlatayım: Ben neredeyse tüm gün çalışıyorum ama çalışma hayatımı da mümkün olduğunca çeşitli ve eğlenceli tutmaya gayret ediyorum. “İşini seven biri” olmak biliyorsunuz çok büyük şans. Ancak yıllar içerisinde kitap okumayı, film izlemeyi, arkadaşlarım ve ailemle olmayı çalışma hayatının içine serpiştirme konusunda da bayağı yol kat ettim. En sevdiğim şeylerden biridir: Tamamen boş bir günde, çellomu çıkarıp tüm gün filmleri, kitapları, gezmeleri serpiştirerek akşama kadar çalışmak. Bir de kafelerde, bahçelerde, herhangi bir yerde sıra beklerken bile sırt çantamdan partisyon çıkarıp kulaklığımı takıp çalışıyorum. Zamanı boşa harcamamak konusunda gittikçe ilerliyorum.

Çalışma dürtünüz ya da motivasyon denir ya… O nedir?

Türkiye’deki eğitimimi tamamlayıp Amerika Birleşik Devletleri’nde lisansüstü eğitime başladıktan itibaren ülkeme alanımda en iyi şekilde hizmet etmek misyonu aklımdaydı. Bu da tabi önemli bir motivasyon kaynağı. Her zaman kendime sorduğum soru şöyle “Alanımızda hangi boşluklar var ve ben bu boşlukların dolması için ne yapabilirim?”

YAYININ İTİBARI NEYLE ÖLÇÜLÜR

AHCI’da yayınınız kabul edildi ve dünyaya duyuruldu. Önce size ve arkadaşlarınıza kucak dolusu tebrikler… AHCI hakkında bilgi verir misiniz? Bir yayının itibarı neyle ölçülüyor? Hele sizin alanınızda? Kişisel tercihler ne kadar rol oynuyor? Yayının özelliğini anlatır mısınız?

Bir yayının itibarı, o yayını değerlendiren hakemlerin ve o hakemleri atayan editörün, bu kişileri bir araya getiren derginin genel niteliğini gözden geçirerek onu tarama sistemine alan alan indekslerinin (tarama motorları) gösterdiği teveccühe bağlı. Bizim alanlarda iki önemli indeks var. Bunlardan biri sosyal bilimler alanlarındaki dergilerin tarandığı arama motoru SSCI (Social Sciences Citation Index). Siyaset, hukuk, felsefe gibi konuları kapsar, müzik eğitimi de bir parçasıdır. Diğeri de AHCI (Arts and Humanities Citation Index). Bu, daha çok sanat alanlarındaki dergilerin tarandığı bir tarama motorudur.
Bizim makalemizin kabul edildiği dergi International Journal of Music Education ve makalemizin başlığı da “Development and Validation of the Anadolu University Music Perception Test”. Dergi yukarıda bahsettiğim AHCI’de müzik alanında Q1 kategorisinde, SSCI’da Eğitim & Eğitim Araştırmaları alanında Q3 kategorisinde taranmakta.

Nedir bu kategoriler?

Kategorilerde de bir itibar skalası mevcut. Şöyle diyelim: Bu kategoriler Q1, Q2, Q3 ve Q4 olmak üzere 4'e ayrılıyor. Q ne kadar yüksekse o kadar etki faktörü yüksek bir dergi oluyor. Kişisel tercihten kastımız liyakat konusu ise hakemler, editor ve başvuran yazarlar birbirinden habersiz çalışıyor.

Sonraki Haber