Dijital oyunlar şiddeti tetikliyor mu?

Mersin’de okulda arkadaşını öldüren bir kızın ‘Yandere Simülatör’ adlı oyundan etkilenmiş olabileceği ileri sürüldü. Sanal dünyada her yolun mûbah olması, çocukta ödül sistemini sürekli uyarıyor. Vur kazan, öldür kazan, çal kazan, işkence yap kazan! Fakat gerçek hayatta bu çocuklar suça sürükleniyor

Elektronik cihazlara ulaşımın kolaylaşmasıyla neredeyse her çocuk doğumundan itibaren ekranla tanışıyor, ekranla oynuyor, ekranla uyuyor, ekranla büyüyor. Aktif iletişimin, arkadaşlığın yerini alan ekranlar çocuklar açısından ciddi tehditler doğuruyor.

Yapılan araştırmalara göre iki yaşından önce ekrana fazla maruz kalma, çocuklarda ekran bağımlılığı, dikkat eksikliği, gelişim geriliği, konuşma güçlüğü ve davranış bozuklukları (vurma, ani öfke, alt ıslatma, ağlama krizleri vb.) gibi gelişimsel sorunları beraberinde getiriyor.

Dijital oyunlar aile denetiminde öğretici ve geliştirici rol alabileceği gibi öfkeli, acıma duygusunu kaybetmiş, bencil karakterlerin yetişmesine de yol açabilir.

Çocukların davranışlarında değişiklikler gözleyen ailelerin konunun üzerine gitmesi ve ne yazık ki ölümle sonuçlanan olayların yaşanmasıyla bazı oyunların zararları ortaya çıkmıştı. Örneğin; çoğu şiddet içeren 50 talimatın yerine getirilmesi şeklinde ilerleyen ‘Mavi Balina’ isimli oyun, sınav birincileri dahil olmak üzere birçok gencin intiharıyla gündeme gelmişti.

Oyundaki talimatların içinde kol ve bacakların kesilmesi, belirli bir süre boyunca kimseyle görüşülmemesi vb. yer almaktaydı. 50. günün sonunda ise son aşama olarak yüksekten atlayarak ya da kendini asarak intihar etme komutu veriliyordu.

‘AŞK HASTASI SEVİMLİ GENÇ KIZ’

Bugünlerde ise ‘Yandere Simulatör’ isimli bir oyun tartışılıyor. Mersin’de okulda arkadaşını öldüren bir kızın ‘Yandere Simülatör’ oyunundan etkilenmiş olabileceği ileri sürülüyor. ‘Yandere Simülatör’, animasyon karakterlerden oluşan bir video oyunu. Oyunun tanıtımı şöyle yapılıyor:

“Oyunun ana karakteri Ayano Aishi isimli ve Yandere-Chan olarak bilinen aşk hastası, sevimli bir genç kızdır. Japonca bir terim olarak Yandere, sevdiği kişiye ulaşmak için her şeyi yapabilecek, gerekirse herkesi öldürebilecek karakterleri tanımlamakta kullanılır.

Oyun boyunca Ayano, kendisini ‘Info-chan’ olarak tanıtan ve hakkında bundan daha fazla bir şey bilmediği gizemli bir şahıstan yardım almaktadır. Bu yardımlar; silahlar, planlar, eşyalar ya da başka hizmetler olabilir. Fakat bunların karşılığında, okuldaki çeşitli kız öğrencilerin etek altı fotoğraflarını çekerek Info-chan'a göndermelidir. Böylece Info-chan'ın eline, çeşitli öğrencilerle ilgili kozlar geçecektir. Ayano ile Info-chan arasındaki alışveriş bu şekilde tamamlanır.”

Oyunun geliştirme sürecinin 2014 yılında başladığı, periyodik aralıklarla güncellenerek; elektrik çarpması, rakibini boğmak, rakibini yakmak, diğer kız öğrencilerin üniformalarını çalmak, rakibini zehirlemek, insanları kaçırıp işkence etmek gibi pek çok özelliğin eklendiği belirtiliyor.

Korkunç değil mi? Onlarca güzel kelimeyle yan yana getirilmesi gereken aşkın içini saplantıyla doldurmak çocuklara ne kazandırıyor? Öldüren sevgi olur mu? Çocuk ya da yetişkin cinayetten, şantajdan, eziyetten keyif alabilir mi? Dizilerde başkasına her şeyi yapmayı kendine hak gören ‘popüler’ liseli karakterler yetmiyormuş gibi çocuklarımız takıntıya, zalimliğe bir de oyunlarla maruz kalıyor.

ŞİDDET OYUNLARLA ÖĞRENİLEBİLİR

Birçok oyun ilk başta çocuklarda korku yarattığı için ailelerden tepki çekmişti. Çocuklarda ani korkma, alt ıslatma, kekemelik gibi davranış bozuklukları görüldü. Fakat günümüzde tehlike yalnızca korku oyunlarından ibaret değil. Tasarlanan oyunlar yetişkinler için dahi olsa konusu yasaklar, karşı koyma, şiddet, savaş, öldürme, zorbalık, cinsellik olabiliyor. Bunun yanında oyun görselleri ve tanıtımları animasyon şeklinde tasarlandığı için küçüklerin radarına takılabiliyor.

Öğretmenler, anne ve babalar çocuklar arasında şiddet, zorbalık vakalarında ya da içine kapanıklıkta artış olduğunu gözlüyor. Şu an bir patlamadan bahsetmek mümkün olmasa da uyarıcı işaretlerin varlığı ortada.

İçinde şiddet ve işkence barındıran oyunları oynayan çocuklarda, ileride şiddet gösterme, çabuk öfkelenme, vurma gibi davranışlar görülebiliyor. Oyunu kazanmak ödüldür. Sürekli pekişen davranış alışkanlık ya da bağımlılık yapar. İstediğini elde edemeyen çocuk ise istediğini elde edene kadar tıpkı oyundaki gibi acı çektiren her türlü yolu öğrendiği için deneyecektir.

KAN VE ACI GERÇEKLİĞİNİ YİTİRİYOR

Çocuklar tarafından en fazla oynanan oyunlar, Shadow Fight, Mortal Combat, PUBG, Call Of Duty… Bu oyunlar neredeyse her nesne ile saldırının mesajının veriyor. Kanın ve acının gerçekliğini yitirerek empati duygusunun körelmesine sebep oluyor.

Söz konusu oyunlardan bazıları aynı zamanda çevrimiçi olarak oynanabiliyor. Bu durum, çocuğunuzun tanımadığı(nız) kişilerle iletişime geçmesi demektir. Sesli veya yazılı olan bu iletişimin içeriğinin ne olacağını tahmin etmeniz mümkün değil. Küfürlü mesajlar ve diyalogların çok sık olduğunu biliyoruz.

YENİ KORKULAR YARATIYOR

Huggy Wuggy oyununda terk edilmiş bir oyuncak fabrikasında hayatta kalmaya çalışan intikamcı oyuncaklar bulunuyor. Oyuncu, korkutucu oyuncaklara yakalanmamaya çalışıyor. Konuşmayan Huggy Wuggy gülerek kişileri korkutuyor, eğer yakalarsa oyuncuyu vahşice öldürüyor.

İtalya’da altı yaşındaki bir çocuk üç yaşındaki kardeşini Wuggy’nin yaptığı gibi boğarak öldürmeye çalıştı, bunun üzerine oyun yasaklandı ve oyunun karakterleri olan oyuncakların toplatılmasına karar verildi. Üretici firmaya 123 bin lira para cezası uygulandı.

YETİŞKİNLER İÇİN AMA...

Bir evde dolaşan Granny’den kaçmak ve çeşitli aşamaları geçerek evden kaçmayı konu ediyor. Oyun çocukların erişimine açık ve 100 milyondan fazla indirilmiş. Çocukların sıklıkla takip ettiği youtube fenomenleri, bu oyunları oynarken videolar çekmiş ve yüklemiştir.

Granny, Slenderman, Slendrina tarzı korku oyunlarının sayısı oldukça fazladır. Bu oyunlar yetişkinler için oluşturulmuşsa da çocuklar tarafından oynanmaktadır.

Bu oyunları oynayan çocuklarda gece ıslatması, tek başına uykuya dalamama, gece uyanmaları gibi davranış problemleri görülebilir.

ABD YALANLARIYLA SÜSLÜ

Rekabetin, yardımlaşmanın önüne geçtiği bolca oyun bulunuyor. Takım oyunları gibi görünse de sona kalan kazanıyor. Oyunu kazanmanın yolu: Ölmemek için öldür.

Dijital oyunlar ilkel duygu boşalımının yanı sıra ideolojik bombardıman aracı olarak kullanılıyor. ABD menşeli olan Call Of Duty oyununda işgalci ABD Ordusu içinde bir savaşçı olarak yerinizi alıyorsunuz. Mazlum insanların katledilerek Amerika çıkarlarına hizmet etmesine yardımcı oluyorsunuz.

Örneğin oyun milyonlarca insanı ya öldürmenizi ya da insanlara işkence etmenizi bekliyor. ABD’nin uydurduğu birçok yalan, bu oyunların senaryolarına giriyor. COD oyununda biyolojik ve nükleer silah yalanları, emperyalizme direnen mazlumların terörist gibi gösterilmesi, uyuşturucu bataklığına çevrilen vatanlar… Tamamını görebilirsiniz.

MÜSTEHCEN MATERYAL

Oyunlarda diğer yaygın öge cinsellik. Cinsellik çocuk tarafından ancak ergenlik döneminde anlaşılır hale gelmektedir. Bu oyunlar içeriğinde çıplak bedenler, seksist davranış/poz(fotoğraf) ve cinsel diyaloglar barındırıyor. Cinsellik olgusuna maruz kalan çocukta fark edilir şekilde davranış değişikliği yaşanıyor.

Anlam veremediği, yaşının ötesinde davranışlara maruz kalan çocuk en başta istismar ediliyor. İkinci olarak mahremiyet duygusunda erozyon yaşıyor, utanç duygusu köreliyor. Cinsel duygular beslemese dahi gördüğünden öğrenen çocuklar tuvalette, kapı arkasında karşı cins arkadaşlarının dudağından öpmeye, sarılmaya çalışıyor.”

Yetişkinler için hazırlanan çok sayıda oyunun porno sitesinden farksız olmadığını belirtmeden geçmeyelim.

‘AİLE SIRLARINI AÇIĞA ÇIKAR’

Garden Affairs isimli oyun yapı-inşa kategorisinde fakat telefonunuzda oyunu indirmek için aradığınızda sizi şaşkına çevirecek görsellerle karşılaşıyorsunuz. Günümüzde dizilerle birlikte topluma normalleştirilmeye çalışılan entrika serüvenleri, bu kez oyunun içine işleniyor. Çocuğun, bir ailenin parçalanmasında görev alması bekleniyor. Bu gerçekleştiğinde kazandığı puanlarla ödüllendiriliyor.

Aile bir çocuğun en güvenli alanıdır. Bir bebeğin doğduğu anda geliştirdiği ilk duygu bağlanmadır. Bu bağlanma çocuğun hayatı boyunca ailesine ve çevresine duyacağı güvenin ilk tohumlarıdır. ‘Aile sırlarını açığa çıkar’ komutu bir süre sonra çocukta aile kavramına karşı güvensizlik yaratır. Aile, sevginin en bol olduğu yerden karanlık sırların adresine dönüştürülebilir.

HER DÖNEMİN MODASI

Gangster oyun modeli ile adaletin kendi çıkarından ibaret olduğu, kural bilmeyen, empati kurmayan, zorbalığın kazandığı bir düzen özendiriliyor. Dövme kaplı vücutlar, silahlar, küfürler medya sektöründe de çocuğun gözüne sokuluyor.

Sanal dünyada her yolun mubah olması, çocukta ödül sistemini sürekli uyarıyor. Vur kazan, öldür kazan, çal kazan, işkence yap kazan! Fakat gerçek hayatta bu çocuklar suça sürükleniyor.

DENETLEYİCİ MEKANİZMA YOK

Çocukları yalnızca oyunlar tehdit etmiyor ancak oyunların pek çoğu masum değil.

Türkiye’de dijital oyunların değerlendirmesini ve sınıflandırmasını yapabilecek uzmanlaşmış bir birim veya bu konuya ilişkin olarak oluşturulmuş ayrı bir mevzuat bulunmuyor. Kriterleri belirsiz bir şekilde, asıl kuruluş amacı sinema filmlerini değerlendirmek olan bir kurul tarafından, yine sinema filmleri için oluşturulmuş olan işaret ve ibareler kullanılarak yapılıyor.

Sınıflandırmada kullanılan işaret ve ibareler, yetersiz tanımlayıcı bilgiler içeriyor ve kullanılan işaretler dijital oyunlara uygun değil.

Ayrıca, mevzuatta bilgisayar oyunları olarak anılan dijital oyunlara yönelik kısmi denetim, yalnızca fiziki olarak piyasada satılan dijital oyunlarla sınırlı. Çevrimiçi ücretli ya da ücretsiz ulaşılan oyunlar için bir denetim veya mevzuat yok.

Geleceğimiz olan çocuklarımızı korumak için hızla üst kurul oluşturulmalı ve sakıncalı içerikler kaldırılmalı. Değerler eğitimi uygulamasına önem verilmeli. Öğretmenlerimiz öğrencilerini yakından takip etmeli, müdahaleleri vaktinde ve yerinde yapmalı.

En büyük görev ise ailenindir. Çocuğun ekran bağımlılığından kurtulması için önce anne ve babalar ekran bağımlılığından kurtulmalı. Aile içi ilişkiler geliştirilmeli, çocuk ihmal edilmemeli. Aslında en büyük ihmal, devletin eğitim sistemini ve kültür dünyasını ihmalidir.

Sonraki Haber