Dikkat çekmeyen ses normal sestir

Disfoni veya ses kısıklığı olarak da bilinen boğuk ses, sesin istemsiz olarak nefesli, gıcırtılı veya gergin çıkması veya ses seviyesinin daha yumuşak veya perdesinin daha düşük olması durumudur. Boğuk bir ses, boğazda rahatsızlık veya kaşınma hissi ile ilişkilendirilebilir.

Ses kısıklığı; sesin zayıflaması, çatallanması veya değişmesi durumudur. Bu durum birçok farklı sağlık sorununun belirtisi olabilir. Ses kısıklığı; ses tellerinin iltihaplanması, tahriş olması veya başka bir şekilde zarar görmesi sonucu ortaya çıkar. Ses kısıklığı genellikle geçici bir sorundur. Ancak bu sorun bazı durumlarda altta yatan ciddi sağlık sorunlarına işaret eder. Ses kısıklığı üzerinde konuşmaya başlamak için en iyi nokta sesin nasıl oluştuğuna bir göz atmak olabilir. Ses telleri, soluk borumuzun en üst noktasında gırtlak adını verdiğimiz organın içerisinde bulunur. Hepimiz doğal bir ihtiyaç olarak, farkında olmadan, üzerinde düşünmeden nefes alır ve veririz. İnsan sesi, soluk alıp verme sırasında, soluk aldığımızda doldurduğumuz akciğerlerden solunum havası dışarıya verilirken, yani soluk verilirken, havanın ses tellerinin arasından geçmesi ve onları titreştirmesi ile oluşur. Ses telleri tarafından oluşturulan ses, ses tellerinin üzerinde bulunan yutak, dil ve dudaklar gibi yapılar tarafından şekillendirilir, burun ve sinüs boşlukları gibi yapılar aracılığı ile yankılanır ve son halini alır. Bir sesin normal olarak algılanabilmesi için perdesi, gürlüğü, kalitesi ve değişkenliği gibi tanımlayıcı özelliklerinin normal olması beklenir.

ÜÇ HAFTAYI GEÇERSE DURUM FARKLI

Normal sesi anlatmak için yapılan pek çok değişik tanım vardır. En akılda kalıcı olanı şudur: Dikkat çekmeyen sestir. Bir bireyin sesi, bulunduğu ortama, yaşına, boyuna, kilosuna, görünümüne uygun ise yani sesi duyan, dinleyen kişiler tarafından yadırganmıyor ve kabul görüyor ise normal bir sestir. Ses kısıklığı, ses telleri ya da sesin oluşması gerekli organlar ve dokuların herhangi birisinde (akciğerler, soluk borusu, gırtlak, dil, dudaklar, beyin, yutak gibi) bulunan iyi ya da kötü huylu bir hastalık nedeniyle ya da bireyin ses oluşumunu etkileyen bir fonksiyonel rahatsızlık nedeniyle ortaya çıkabilir. Bireyin yaşına göre ses kısıklığı nedenlerinin sıklığı değişir. Çocuklardaki ses kısıklığı nedenleri ile ergen ya da erişkinlerdeki ses kısıklığı nedenlerinin dağılımı birbirinden farklılık arz eder. Ses kısıklığı, disfoni veya ses kısıklığı olarak da bilinir. Sesin istemsizce soluklu, hırıltılı veya gergin gelmesi veya ses seviyesinin yumuşak veya perdesinin düşük olması durumudur.

Ses kısıklığı, boğazda rahatsızlık veya tahriş hissi ile ilişkilendirilebilir. Ses kısıklığı genellikle gırtlak ses tellerindeki sorunların bir belirtisidir. Uzun süreli ses kısıklığı veya özellikle soğuk algınlığı veya griple ilişkili olmadığında üç haftadan uzun süren ses kısıklığı değerlendirilmelidir. Ayrıca ses kısıklığı kan öksürme, yutma güçlüğü, boyunda şişlik, konuşurken veya yutarken ağrı, nefes alma zorluğu veya birkaç günden uzun süren ses kaybı ile ilişkiliyse önemlidir. Sesin "disfonik" olarak sınıflandırılması için, bir veya daha fazla ses parametresinde anormallikler bulunmalıdır: perde, ses yüksekliği, kalite veya değişkenlik. Algısal olarak, disfoni kısık, soluklu, sert veya pürüzlü ses nitelikleriyle karakterize edilebilir, ancak bir tür fonasyon kalır.

FARKLI TÜRLERİ VAR

Larenjit, ses tellerinin bulunduğu larenksin (gırtlak) iltihaplanmasıdır. Bu durum çoğu zaman viral enfeksiyonlar nedeniyle ortaya çıkar ve ses kısıklığına neden olur. Larenjit, soğuk algınlığı veya grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının bir komplikasyonu olabilir. Larenjit belirtileri arasında; boğaz ağrısı, kuru öksürük ve yutma güçlüğü yer alır. Larenjit genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden geçer. Ses rahatsızlığı, birey ya da çevresindekiler tarafından sesin her zaman olduğundan farklı olduğu fark edilerek algılanır. Ses teli nodülleri ve polipleri, ses telleri üzerinde oluşan iyi huylu büyümelerdir. Genellikle sesin aşırı kullanımı veya kötü kullanımı sonucu oluşur. Bu durum şarkıcılar, öğretmenler ve sesini yoğun bir şekilde kullanan diğer meslek gruplarında daha yaygındır.

Bazı durumlarda, ses kısıklığı psikolojik faktörlerden kaynaklanıyor olabilir. Stres, anksiyete ve depresyon gibi duygusal durumlar, ses tellerinin normal fonksiyonunu etkileyerek ses kısıklığına neden olur.

Gastroözofageal reflü, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Mide asidi, ses tellerini tahriş ederek ses kısıklığına neden olur. Reflü hastalığı ayrıca boğazda yanma, mide ekşimesi ve kronik öksürük gibi belirtilerle de kendini gösterir.

Alerjik rinit, burun mukozasının alerjenlere (polen, toz, hayvan tüyü gibi) karşı aşırı tepki vermesi sonucu iltihaplanmasıdır. Bu durum; burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma ve gözlerde kaşıntı gibi belirtilerle birlikte ses kısıklığına da neden olur. Tiroid bezi hastalıkları özellikle hipotiroidizm, ses kısıklığına neden olur. Hipotiroidizm, tiroid bezinin yeterli miktarda hormon üretmemesi durumudur. Bu durum, ses tellerinde ödem ve kalınlaşmaya yol açarak ses kısıklığına neden olur. Hipotiroidizmin diğer belirtileri arasında; yorgunluk, kilo alımı, soğuk intoleransı ve depresyon bulunur. Tedavi genellikle tiroid hormon replasmanı ile yapılır. Sigara dumanı, ses tellerini tahriş ederek ses kısıklığına yol açar. Uzun süreli sigara kullanımı, ses tellerinde kalıcı hasara ve ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Kronik bronşit ve akciğer kanseri gibi hastalıklar da ses kısıklığına yol açar.

Nörolojik hastalıklar, ses tellerinin kontrolünü etkileyerek ses kısıklığına neden olan bir diğer durumdur. Parkinson hastalığı, multipl skleroz (MS) ve amyotrofik lateral skleroz (ALS) gibi hastalıklar, ses tellerinin düzgün çalışmasını engeller. Bu durumlarda ses kısıklığına ek olarak konuşma zorluğu, kas zayıflığı ve koordinasyon problemleri de görülür. Ses telleri veya gırtlak bölgesindeki tümörler, ses kısıklığına neden olur. Bu tümörler, iyi huylu veya kötü huylu olabilir. Ses kısıklığı, tümörlerin ses tellerine baskı yapması veya ses tellerinin hareketini kısıtlaması sonucu ortaya çıkar.

SOLUK VERİRKEN İŞARET GELİR

Disfoni, organik ve fonksiyonel olmak üzere iki geniş ana türe ayrılabilir ve sınıflandırma, altta yatan patolojiye dayanır. Disfoninin nedenleri beş temel kategoriye ayrılabilirken, hepsi ses tellerinin soluk verme sırasında normal şekilde titreşme yeteneğinin kesintiye uğramasıyla sonuçlanır ve bu da sesi etkiler. Disfoninin değerlendirmesi ve tanısı, multidisipliner bir ekip tarafından yapılır ve hem sesin kalitesini hem de gırtlağın fiziksel durumunu inceleyen çeşitli öznel ve nesnel ölçümlerin kullanımını içerir. Disfoninin organik ve işlevsel nedenlerini ele almak için birden fazla tedavi yöntemi geliştirilmiştir. Disfoni, doğrudan terapi, dolaylı terapi, tıbbi tedaviler ve cerrahi yoluyla hedeflenebilir. Fonksiyonel disfoniler, doğrudan ve dolaylı ses terapileriyle tedavi edilebilirken, kronik, organik disfoniler için cerrahi önerilir.

Sonraki Haber