Dink suikastini 'FETÖ'nün altın çocuğu' Demirkale yönlendirdi

Hrant Dink cinayeti sırasında olay yerinde bulunan jandarma görevlileri, iddianamede 'FETÖ'nün altın çocuğu' olarak anılan Üsteğmen Muharrem Demirkale tarafından koordine edildi

Gamze ÇINLAR
gamzecinlar@aydinlikgazete.com


Gazeteci Hrant Dink cinayetine ilişkin aralarında Fetullah Gülen ile eski savcı Zekeriya Öz'ün de bulunduğu 51 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, 'jandarma görevlilerinin cinayetteki rolü' ayrıntılı bir şekilde anlatıldı. Cinayet günü olay yerinde bulunan ve tetikçi Ogün Samast'ı takip eden şüpheli jandarma görevlilerinin, iddianamede "FETÖ'nün altın çocuğu" olarak nitelendirilen Üsteğmen Muharrem Demirkale tarafından yönlendirildiği belirlendi.

DEMİRKALE'NİN FETÖ BAĞLANTILARI

Samast'ı izleyen, cinayet anını kameraya çeken ve Hrant Dink'in konutu ile işyerinde keşif yapan jandarma timinin komutanı olan Muharrem Demirkale, cinayetin FETÖ ile bağlantısının ortaya konulması açısından oldukça önemli bir isim. Savcı Gökalp Kökçü hazırladığı iddianamede, Demirkale'nin irtibatlarına dikkat çekiyor.

15 Temmuz darbe girişimine katılan ve Jandarma Genel Komutanlığında çıkan çatışmada yaralı olarak yakalanan Muharrem Demirkale, Dink cinayetinin işlendiği dönemde İstanbul Jandarma İstihbarat Bölücü Faaliyetler İstihbarat Tim Komutanı olarak görev yapıyordu. Demirkale'nin HTS kayıtları, FETÖ ile bağlantılı kişilerle görüşmeler yaptığını ortaya koyuyor. İddianamede, Demirkale'nin cinayet günü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli müdür ve müdür yardımcıları Erol Demirhan ve Metin Canbay ve IQ yayınevi sahibi Adem Sarıgöl ile telefon irtibatlarına dikkat çekildi. Bir yıllık süreçte Muharrem Demirkale'yle 93 kez, TSK ile irtibatlı değişik birimlerle 85 kez telefon görüşmesi yaptığı, cinayet günü de Demirkale ile görüştükten sonra, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile irtibatlı iki telefon görüşmesi belirlenen şüpheli Adem Sarıgöl'ün, FETÖ ile bağlantılı olduğu iddia ediliyor.
İddianameye göre, Muharrem Demirkale'nin Ergenekon soruşturmalarını yürüten ve FETÖ bağlantısı nedeniyle meslekten ihraç edilen firari eski savcı Zekeriya Öz'le cinayetten 1 gün önce 3 kez, cinayetten 1 gün sonra da 2 kez olmak üzere toplam da 5 kez görüşme yaptığı belirlendi. Cinayetten bir gün öncesi ise Demirkale'ye bağlı timin Agos gazetesi ve çevresinde keşif yaptıkları tarih.

GÖRÜŞMELER 'HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI'

Demirkale söz konusu görüşmeleri ifadesinde, "1997-1999 yılları arasında Bitlis'in Tatvan ilçesinde görev yaptığı sırada Mutki ilçesi savcısı olan Zekeriya Öz ile tanıştığı, Bitlis'te nadiren görüştükleri, Bitlis'ten ayrıldıktan sonra irtibatlarının kesildiği, İstanbul'a tayininin çıkmasından sonra tekrar görüşmeye başladıkları" şeklinde savundu. Savcılık, o tarihte üsteğmen rütbesinde bulunan Demirkale'nin sıralı amirlerinin yer almasına rağmen, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli emniyet müdürleriyle görüşebilmesini "hayatın olağan akışına aykırı" olarak değerlendirdi.

Demirkale'nin ayrıca FETÖ soruşturmalarında tutuklanan ya da açığan alınan çok sayıda emniyet mensubuyla HTS kayıtlarına yansıyan irtibatının bulunduğu belirlendi.

KOD ADI 'SELÇUK' MU?

Dink cinayetinde kamu görevlilerin ihmali davasında sanık olan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, 21 Kasım 2016'da savcılığa verdiği ifadede, Muharrem Demirkale'yle ilgili bilgiler verdi. İddianameye göre, Güler ifadesinde, Demirkale'nin İstanbul İl Jandarma İstihbarat Müdürlüğünde göreve başladığı tarihte, FETÖ tutuklusu Erol Demirhan tarafından üsteğmen "Selçuk" ismiyle tanıtıldığını, Ali Fuat Yılmazer'le özel irtibatlı olduğunun kendisine söylendiğini" açıkladı. Demirkale'nin neden "Selçuk" ismiyle anıldığı, bunun "kod adı" olup olmadığı konusunda iddianamede bir bilgi yer almıyor.

'ASTLARINA 'ABİ' DİYE HİTAP EDİYORDU'

Şüphelilerden İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Uzm. Çvş. Yusuf Bozca da ifadesinde "Muharrem Demirkale'nin askeri hiyerarşik yapıda alt rütbede görev yapan astları olan astsubaylar Şeref Ateş ve Yavuz Karakaya'ya 'abi' diye hitap ettiğini" anlattı. İddianamede, "Bu durum şüphelilerin FETÖ/PDY Terör Örgütü içinde, yasal hiyerarşi dışında örgütsel bir yapılanma ve konum içinde bulunduklarını da teyit etmektedir" denildi.

Sonraki Haber