Direniş ateşi körükleniyor
İsrail’in saldırılarına yanıt Tel Aviv ve Ürdün Vadisi’nden geldi. Filistin direniş grupları, eylemleri ‘İsrail’in suçlarına meşru yanıt’ olarak değerlendirdi. İsrail’in Hizbullah’ın misillemesinden korktuğu için saldırılarını Hamas hedefleriyle sınırlı tuttuğu iddia edildi.
İsrail’in başkenti Tel Aviv’de düzenlenen silahlı saldırı ve araçla ezme eyleminde bir kişi öldü ve 7 kişi yaralandı. Birkaç saat önce Ürdün Vadisi’nde ise 3 İsrailli yasadışı yerleşimci öldürüldü. Olayların, İsrail’in Lübnan ve Gazze’ye yaptığı saldırılara misilleme olduğu ileri sürüldü. Filistin direniş grupları, eylemlerin “İsrail’in Mescid-i Aksa’ya ve Müslümanlara karşı işlediği suçlara verilmiş doğal bir cevap olduğunu” belirtti.
‘KAHRAMANCA EYLEMLER’
Tel Aviv merkezindeki sahil yolunda aracıyla ilerleyen bir kişi, aniden etrafa ateş açmaya başladı. Silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden kişinin İtalyan bir turist olduğu belirlendi. İsrail polisinin müdahalesi sonucu saldırıyı gerçekleştiren Filistinli hayatını kaybetti. Aynı gün Tel Aviv’deki yürüyüş yolunda bir aracın yayalara çarpması sonucu 7 kişi yaralandı.
l Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas, Tel Aviv’deki saldırıdan sonra yaptığı açıklamada, “Siyonist düşmanın, Filistin halkına ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal mekanlara yönelik saldırılarının, Filistin içinde ve dışındaki direniş ateşini körükleyeceğini” vurguladı. “Bu saldırıların tüm bölgeyi patlama noktasına getireceği ve bunun sorumlusunun sadece İsrail olduğuna dair uyarıda bulunduklarını” hatırlattı. Hamas, Batı Şeria, Gazze ve Lübnan’daki direniş gruplarının “kahramanca eylemlerini” kutlarken İsrail’e Filistin halkına ve kutsal mekanlara yönelik saldırılarını durdurma çağrısı yaptı.
‘MEŞRU BİR YANITTIR’
l İslami Cihad Sözcüsü Tarık İzzeddin de yaptığı açıklamada, Tel Aviv’deki saldırıları kutladı ve bunların İsrail’in işlediği suçlara verilmiş tabii ve meşru bir cevap olduğunu dile getirdi. İzzeddin, “Tel Aviv saldırılarının, İsrail’in siyasi, askeri ve güvenlik sistemine vurulmuş güçlü bir darbe olduğu ve direnişin “elinin” İsrail’in içlerine kadar uzandığını gösterdiği” değerlendirmesinde bulundu.
l Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Merkez Komitesi Üyesi Mahir Mizhir de açıklamasında, Tel Aviv saldırılarının, İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve Mescid-i Aksa baskınlarının doğal sonucu olduğunu aktardı.
l Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi de açıklamasında, çifte saldırının, İsrail’in işlediği suçlara verilmiş cevap olduğunu kaydetti.
ÇATIŞMALAR DURDU
Resmi bir ateşkes ve anlaşma yönünde herhangi bir açıklama yapılmamasına rağmen İsrail'in Lübnan ve Gazze'ye düzenlediği saldırılar ve buna karşılık Gazze'den atılan roketler dün itibarıyla durdu. Filistinli bazı kaynaklardan alınan bilgiye göre Mısır, Katar ve Birleşmiş Milletler (BM), 6-7 Nisan'da, İsrail ve Filistinli gruplarla, tansiyonun düşmesi ve sükunetin sağlanması için iletişime geçti. ABD merkezli "Axios" internet sitesinin İsrail Savunma Bakanlığından ismi açıklanmayan iki yetkiliye dayandırdığı habere göre Binyamin Netanyahu hükümetindeki bakanlar, Lübnan'dan atılan roketlere karşılık verilmesiyle ilgili temaslar gerçekleştirdi. Bakanlar, Lübnan'daki bir savaşın bölgesel çatışmaya dönüşebileceğini ve Tel Aviv'in bölgesel bir çatışmaya sürüklenmesinde hiçbir çıkarının olmadığını düşünüyor.
‘ATEŞ AÇILMAZSA SALDIRMAYACAĞIZ’
İsrail Kamu Yayın Kurumuna (KAN) konuşan ismi açıklanmayan İsrailli “üst düzey” yetkililer, Lübnan’dan yapılan roket saldırısının arkasında Hizbullah’ın olmadığına yönelik istihbarat bilgisi bulunduğu için Hizbullah’a yönelik bir yanıt verilmediğini kaydetti. Yetkililer, İsrail’e ateş açılmadığı sürece Gazze ve Lübnan’a saldırı yapılmayacağını bildirdi.
Haberde ayrıca, İsrailli yetkililerin, “İsrail’deki güvenlik teşkilatı, özellikle Yahudilerin Fısıh bayramı sırasında, tüm cephelerde gerilimi daha fazla tırmandırmamaya kararlıdır.” ifadelerine yer verildi.
İslami Cihad Hareketi'nden ismi açıklanmayan bir yetkili de "İsrail sükunete bağlı kaldığı sürece kendilerinin de bağlı kalacağını ve İsrail'in angajman kurallarını değiştirmesine izin vermeyeceklerini" söyledi.
ABD İSRAİL’İN YANINDA!
Amerika Birleşik Devletleri’nin Dışişleri Bakanlığı, cuma günü yaptığı açıklamada, “ölümcül saldırıların yanı sıra Lübnan’dan İsrail saldırılarını tetikleyen roket ateşinin ardından müttefiki İsrail’in meşru müdafaa hakkını desteklediğini” belirtti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel, yaptığı açıklamada, “Hangi milletten olursa olsun masum sivillerin hedef alınması vicdansızlıktır. ABD, İsrail hükümeti ve halkının yanındadır.” dedi Bir başka Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de “Tüm taraflara gerilimi azaltma çağrısında bulunurken, İsrail’in doğal meşru müdafaa hakkını kullanabileceğini kabul ediyoruz.” açıklamasında bulundu.
HİZBULLAH’TAN KORKTULAR
Axios’un iki İsrail ordu yetkilisine dayandırdığı haberine göre İsrail, Lübnan Direnişi Hizbullah ile askeri bir gerilimi önlemek için Lübnan ve Gazze’deki saldırılarını Hamas bölgeleriyle sınırlandırdı. Haber sitesine göre, İsrail hükümeti, güvenlik ve istihbarat kurumlarıyla birlikte, askeri çatışmanın bölgesel bir savaşa dönüşmesinden korktuğu için Hizbullah ile sorunları tırmandırmak istemediği konusunda hemfikir.
Karar, İsrail’in ekonomiyi önemli ölçüde zayıflatan ve orduyu etkileyen, birçok yedek askerin Netanyahu hükümetinin yargı reformunu protesto etmek için görev yapmayı reddettiğini açıklamasının ardından, eşi benzeri görülmemiş bir iç siyasi ve sosyal bölünmeye tanık olduğu ve varlığın uluslararası arenadaki zor konumuna ek olarak geldiği bir zamanda geldi.