Direnişin üssü: Ziban
PKK/PYD ile Arap aşiretler arasında yaşanan çatışmalar Ziban köyünde yoğunlaştı. Terör örgütü köye girmekte zorlanırken, Akidat aşiretine diğer aşiretlerden takviye gönderilmeye başladı
Suriye'de terör örgütü PKK/PYD'nin Deyrezor Askeri Meclisi'nin lideri Ahmed el Habil’i alıkoymasının ardından 27 Ağustos'ta patlak veren çatışmalar, 12'inci gününe girdi. Akidat ve Bakkara aşiretlerinin başını çektiği isyan, 17 aşiretin daha destek vermesiyle Münbiç, Rakka ve Haseke'ye doğru genişledi. Aşiretlerin şu ana kadar 33 köyü terör örgütünden arındırdığı bildiriliyor. Çatışmaların en yoğun yaşandığı nokta ise Ziban köyü.
Akidat aşiretinin lideri İbrahim el-Hafel'in çatışmaları bu köyden yönettiği belirtiliyor. Terör örgütü birkaç gündür köyü ele geçirmeye yönelik hamle yapsa da ilerleme kaydedemedi. Ancak PKK/PYD'ye yakın medya organları, köyün düşmek üzere olduğunu ve el-Hafel'in kaçtığını yazmaya başladı. Bunun üzerine bir açıklama yapan Akidat lideri, Ziban kasabasında olduğunu, Uluslararası Koalisyon ya da SDG ile herhangi bir müzakere yürütmediklerini bildirdi. Aşiret üyelerine “savaşa devam” çağrısında bulunan el-Hafel, söz konusu haberlerin direnişi kırmak amaçlı olduğunu söyledi. Aşiretin önde gelenleri de köyün ele geçirildiği yönündeki haberleri yalanlayarak, “Teslimiyet yok, müzakere yok, ateşkes yok.” ifadelerini kullandı. Shaitat aşiretinin savaşçılarının da dün Akidat'a destek vermek için Ziban'a doğru yola çıktığı öğrenildi.
'ANKARA VE ŞAM'IN ORTAK PLANI'
Suriye Demokratik Güçleri (SDG)'nin sözde genel komutanı “Mazlum Kobane” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ise çatışmalara ilişkin Rohani Tv'ye konuştu.
“Türk Devleti ile Şam'ın ortak planı var. Bu planı yakında ortaya çıkaracağız.” diyen Şahin, Arap aşiretlerin arkasında Suriye istihbarat teşkilatının olduğu savundu. Terör elebaşı Şahin, şu değerlendirmelerde bulundu: “Deyrezor Askeri Meclisi hakkında şikayetler vardı. Bunun üzerine Ebu Khavla ve 4 kişi hakkında yasal işlem başlatıldı. Ancak Khavla konusu fazlasıyla abartıldı. Suriye ve Türk medyası da Deyrezor'daki durumu büyüttü. 5 köyde bize silah kalktı. Şam Hükûmeti'nin istihbarat teşkilatı bu durumun arkasında. Fırat'ın doğusuna silah ve para gönderildi. Aynı anda Deyrezor ve Münbiç'e saldırılar koordine edildi. Plan Münbiç, Tel Tamir ve Deyrezor'un işgal edilmesiydi. Türk Devleti ile Şam'ın ortak planı var. Bu planı yakında ortaya çıkaracağız. Bazıları İbrahim El-Hafel'i affetmemizi istiyor. Bize karşı silah kaldıranların durumunu netleştireceğiz. Önümüzdeki süreçte Deyrezor'da bir kongre gerçekleştireceğiz. Deyrezor bizim için çok önemli.”
'TÜRKİYE VE SURİYE BİRLİKTE'
Suriye Demokratik Güçleri'ne bağlı sözde Süryani Askeri Konseyi'nden de çatışmalara ilişkin dikkat çeken bir açıklama geldi. Sözde Konsey'in Sözcüsü Mattai Hanna, dün Syriac Press'e yaptığı açıklamada, Türkiye destekli muhaliflerin, Deyrezor'da meydana gelen çatışmalara paralel olarak Münbiç ve Tel Tamir kırsalına yönelik saldırılarını artırdığını söyledi.
“Türkiye, aktif bir şekilde Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayanlar arasında nifak tohumları ekmeye çalışıyor.” diyen Hanna, “Türkiye ve Suriye birlikte, Araplar ve Kürtler arasında bölünme yaratmak amacıyla SDG'nin kontrolündeki bölgelere yıkıcı unsurlar sokmaya çalışıyor.” ifadelerini kullandı.
'SURİYE VE İRAN'LA TEMASTA'
Bu arada terör örgütünün yayın organları, hakkında pek bilgi bulunmayan Akidat aşiretinin lideri İbrahim El-Hafel'le ilgili bilgiler paylaşmaya başladı. Haberlerde Hafel'le ilgili şu ifadeler kullanıldı:
“Hafel ilk kez 2019 yılında, Türkiye'nin Tel Abyad ve Rasulayn'da operasyon başlatmasından hemen önce Suriye Hükûmeti'nin güvenlik liderleriyle görüşmek üzere Şam'a giden bir aşiret heyetine liderlik etti. Hafel'in görüşmeleri Suriye istihbarat servisi ile sınırlı kalmadı, Deyrezor kentindeki İran yanlısı güçlerin komutanıyla da bir araya geldi. Burada ABD güçlerinin bölgeden çıkarılması durumunda onlarla koordinasyon içinde atacakları adımları görüştü. Bu koordinasyon, bölgeden çekilecek ABD güçlerinin yerini dolduracak bir alternatif yaratma arzusunun önünü açan daha geniş bir plan dahilinde gerçekleşti. İbrahim el-Hafel'in Akidat aşireti içinde İran yanlısı milislerle iletişim kurmak ve İranlı milisler için savaşçı toplamaktan sorumlu olduğu anlaşılıyor. Ağustos 2022'de Deyrezor'un doğu kırsalındaki Al-Shuhail kasabasında kendisine bir suikast girişiminde bulunulmuş ve yaralanmıştır.”
ULUSLARARASI KOALİSYON'DAN FIRAT'IN DOĞUSUNA SEVKİYAT
ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon Güçleri'nin Fırat'ın doğusundaki Haseke kentinde bulunan askeri üslerine geniş çaplı bir sevkiyat gerçekleştirdiği bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Uluslararası Koalisyon Güçleri'nin Haseke'deki askeri üslerine son 72 saat içerisinde onlarca araçtan oluşan iki ayrı sevkiyat yaptığını duyurdu.
Haberde, Koalisyon Güçleri'nin, yakıt, lojistik ve askeri teçhizat taşıyan 30 kamyonluk bir konvoyun Kuzey Irak'tan gelerek El Velid Sınır Kapısı üzerinden Suriye topraklarına girdiği kaydedildi. Mühürlü kutular, petrol tankları, elektrik jeneratörleri, lojistik ve askeri teçhizat taşıyan 30 kamyondan oluşan konvoyun Uluslararası Koalisyon'un Tel Baidar ve Haseke kırsalındaki Kasrik üslerine doğru yola çıktığı belirtildi. Habere göre bu, eylül ayında Haseke'nin kuzeydoğusundaki bölgelere aktarılan ikinci konvoy oldu.
Gözlemevi'nin aktardığı bilgilere göre Uluslararası Koalisyon, 2 Eylül'de de El Velid Sınır Kapısı üzerinden SDG bölgelerine 20 kamyondan oluşan bir askeri askeri sevkiyat yapmıştı.