Direniş'ten Batı Şeria'ya üç S: Seferberlik, Silahlanma ve Saldırı

Kuşatma ikinci gününde. Abbas, Riyad'dan acilen geri döndü. Direniş çok canlı: İsrail ordusu takviye birlikleri bölgeye çağırdı. Tel Aviv, Gazze ve Lübnan cephesinde savaşa bilmek için Batı Şeria'ya saldırmaya muhtaç. Direniş grupları yaşananlardan Arap rejimlerini ve ABD'yi sorumlu tutuyor.

İsrail ordusunun Batı Şeria'da başlattığı operasyon 48 saati geride bıraktı. Tel Aviv güçleri Tubas'taki Fara mülteci kampından çekilirken, birlikler hava desteğiyle Cenin, Tulkarim'deki mülteci kamplarını hastaneleri kuşatmayı sürdürüyor. Altyapı ve yolları sistematik olarak tahrip ediyor. Operasyonda şu ana kadar çoğu İHA saldırılarında olmak üzere ikisi çocuk 18 Filistinli yaşamını yitirdi. Yaralanan bir İsrail askeriyse hastaneye kaldırıldı.

Şiddetli çatışmalara giren direniş savaşçıları, bir dizi zırhlı aracı ve buldozeri patlayıcı kullanarak oyun dışı bıraktı bile. İsrail ordusu Cenin kentine ve Fara Mülteci Kampı'na takviye birlikler göndermek zorunda kaldı. Çarşamba akşamı yapılan resmi açıklamaya göre operasyon helikopter, İHA ve zırhlı araç destekli yaklaşık bin askerin katılımıyla başladı.

İsrail ordusu, Tulkarim kenti yakınlarındaki Nur Şems Mülteci Kampı’nda devam eden operasyon sırasında su hattının “yanlışlıkla” hasar gördüğünü öne sürdü. Bölge sakinlerine tahliye emri verdiği iddialarını reddetti. Çatışma bölgelerinden uzaklaşmak isteyen halkın bölgeyi güvenli bir şekilde terk etmesine izin verildiğini savundu.

İsrail askeri araçları Batı Şeria'nın kuzey şehirlerinde, 29 Ağustos, Tulkarem.

'BAŞKA ÇARE YOK'

Ordu Radyosu, güvenlik yetkililerinin operasyonu gerekçelendiren şu sözlerini aktardı: “Daha önceki askeri operasyonlara rağmen Batı Şeria'daki terör tehditleri arttı ve bu gerçeği değiştirmek için bir şeyler yapılması gerektiğini anladık. Batı Şeria, Gazze'de ya da Lübnan'da savaşmamızı engelleyen bir cepheye dönüşüyor."

'CEHENNEMİ YAŞATACAĞIZ'

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, operasyonun başlamasının ardından Suudi Arabistan ziyaretini yarıda keserek Ramallah’a döndü. Direniş gruplarından yapılan ortak açıklamada, “işgal suçlarının ve saldırganlığın tırmanması Siyonistlere felaket getirecek, cehennemi yaşatacak.” denildi.

HAMAS, saldırganlığın "aşırılıkçı hükümetin planlarını uygulama girişimi" olduğunu söyledi. Gazze'de devam eden soykırıma ek olarak, tüm uluslararası yasaların açıkça ihlal edildiğini, bunların uluslararası sessizliğin doğal bir sonucu olduğunu vurguladı. Batı Şeria'da seferberlik, direnişi tırmandırma ve İsrail birlikleriyle yerleşimcilere "işgal altındaki toprakların her yerinde" karşı koyma çağrısında bulundu.

Hareket ayrıca Filistin güvenlik güçlerini "ulusal davayı tehdit eden tehlikelere karşı koymaya, mücadeleye katılmaya, işgal yenilene ve halk kendi kaderini tayin hakkına kavuşana kadar direnmeye" çağırdı.

ARAP REJİMLERİNE SERT SÖZLER

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ise Batı Şeria operasyonunun yerinden etme ve soykırımın bir uzantısı olduğunu vurgulayarak, bununla ancak savaşılabileceğini belirtti. FHKC ortaya çıkan manzaradan Arap rejimlerini sorumlu tuttu: "Resmi Arap başarısızlığı, işgalin halkımıza karşı yürüttüğü kapsamlı imha savaşında suç ortaklığı noktasına ulaştı.”

İslami Cihad Hareketi, ABD yönetimini "Batı Şeria'daki bu yeni barbarca saldırıdan, işgalci varlığın terörizmini ve suçlarını desteklediği ve sponsoru olduğu için" sorumlu tuttu. Hareket ayrıca "Silah kullanabilen herkesi" halkı savunmaya çağırdı.

REKOR CAN KAYBI

Birleşmiş Milletler (BM), İsrail'in Batı Şeria'daki askeri operasyonlarını durdurması çağrısında bulundu. Yürütülen geniş çaplı operasyonunun, bölgedeki "felaket durumunu ciddi şekilde derinleştirme riski taşıdığını" belirtti. Kurumun İnsan Hakları Ofisi'yse 7 Ekim'den beri Batı Şeria'daki çatışma sebepli ölümlerin 700'e yaklaştığını hatırlatarak şunları kaydetti:

"Bu, BM'nin Batı Şeria'da ilk kez yirmi yıl önce can kayıplarını kaydetmeye başlamasından bu yana görülen en yüksek can kaybı sayısını temsil ediyor. Çok sayıda çocuk, sıkı bir şekilde korunan İsrail güvenlik güçlerine taş atarken öldürüldü. Ayrıca tehdit oluşturmayan diğer Filistinliler de öldürüldü.”

BM Ofisi, “İsrail, işgalci güç olarak, uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uymak ve sorumlular da hesap vermek zorundadır.” ifadelerini de açıklamaya ekledi.

'FAŞİST ÇAĞRI CEZADAN MUAF OLDUĞU İÇİN'

Operasyonun ilk saatlerinde Batı Şeria'da Gazze'dekine benzer ölçekte savaş çağrıları yapan İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz'a HAMAS'tan yanıt geldi. Hareketin Siyasi Bürosu Üyesi İzzet el-Rişk, Katz'ın sözlerini “faşist bir çağrı” olarak değerlendirdi. İfadelerin “Filistinlilere yönelik yıkım, soykırım çemberini genişletin.” anlamına geldiğini vurguladı. El-Rişk’e göre Katz’ın çıkışı “Siyonist terörist liderlerin insanlığa karşı işledikleri suçlardan dolayı hesap verme ve cezadan muaf olduklarının açık bir ifadesi."

'En kanlı ay'

Tel Aviv rejimi tüm cephelerde “çok başarılıyız”, “HAMAS'ı bitirmek üzereyiz” diyedursun, Maariv gazetesi yaklaşık 11 aydır devam eden savaş sırasında Ağustos ayının İsrail için "en kanlı" ay olduğunu açıkladı. Gazete, bu ay Gazze ve Lübnan cephesindeki çatışmalarda 15 İsrail askerinin öldürüldüğünü doğruladı.

Gösteri 'devam edecek'

Ebu Şuca

Kudüs Tugayları'na bağlı Tulkarm Taburu Komutanı Muhammed Cabir, Nur Şems Kampı'nda İsrail güçleriyle saatlerce süren çatışmaların ardından yaşamını kaybetti. Ebu Şuca lakaplı Komutan Lübnan Yayını El-Meyadin'e iki hafta önce verdiği röportajda kendisine dört defa suikast girişiminde bulunulduğunu belirterek şunları kaydetmişti:

“Düşman bana ya da bir başkasına suikast düzenlese de biz devam edeceğiz. Mesele bir kişiyle bitmiyor, hakkı savunacak nesiller var ve bunun en büyük kanıtı Tulkarm'daki her evde bir ya da iki şehidin olması ve direnişin devam etmesidir.”

Ebu Şuca, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın meşhur sözlerine atıfta bulunarak İsrail'in aslında “örümcek ağından zayıf” olduğunu da sözlerine eklemişti.

Sonraki Haber