Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Terör grupları hem Suriye'ye hem bölgeye tehdit oluşturuyor

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye’yi istikrarlı ve refah bir ülke olarak görmek konusunda büyük çıkarımız olduğunu belirtti.

Suriye'de DEAŞ'ı mağlup etmek için kullanılan yöntemlerin bazı hataları ortaya koyduğunu baştan beri vurguladıklarını dile getiren Çavuşoğlu, "Bir terör grubuyla mücadele bir başka terör grubuna devredilmemelidir. PKK/YPG ve sözde Suriye Demokratik Kuvvetleri (SDF), PKK'nın Suriye'deki uzantılarıdır. PKK/YPG'nin kendi önemini muhafaza etmek için DEAŞ'a ihtiyacı vardır ve DEAŞ'ın varlığından istifade etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

PKK MALİ KAZANÇ KARŞILIĞINDA DEAŞ'LILARI SERBEST BIRAKIYOR

Çavuşoğlu, şu ana kadar belirtilenenlerin aksine DEAŞ tehdidinin Suriye’de daha da derin kökler salmakta olduğuna işaret ederek, "Çünkü PKK/YPG kendi kontrolü altındaki kamplardan mali kazanç karşılığında DEAŞ'lı teröristleri serbest bırakmaktadır. Gerçek bir stratejinin; derin nedenleri ele alması, istihbaratın etkili bir paylaşımını garanti etmesi ve meşru aktörlerle gerçek ortaklıklar başlatması gerekir. Roma’da düzenlenen bakanlar düzeyindeki toplantı, teröristlere karşı mücadelemizi değerlendirme ve izlenecek yol üzerinde tartışma fırsatını bizlere sunacaktır." yorumunu yaptı.

ASTANA SÜRECİ VURGUSU

Bakan Çavuşoğlu, Suriye ile ilgili olarak şunları söyledi:

"Komşumuz Suriye’yi istikrarlı ve refah bir ülke olarak görmek konusunda büyük çıkarımız var. Halihazırda var olan istikrarsızlık terör grupları için uygun bir ortam oluşturuyor. Suriye’nin güvenliğine ve aynı zamanda hem bölgenin hem de daha ötesinin güvenliğine tehdit oluşturuyorlar. Suriye ihtilafının sadece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2254 sayılı kararına dayanan, Suriye’nin yönettiği ve Suriye’nin elinde tuttuğu bir siyasi süreç aracılığıyla sona erebileceği kanısındayız. Bu bağlamda, BM Cenevre Süreci ve Astana Platformu parametreleri temelinde bir siyasi çözümü hedef alan tüm uluslararası girişimleri destekliyoruz. Siyasi süreç dahilindeki tek işlevsel mekanizma olarak Anayasal Komisyonun desteklenmeye ihtiyacı vardır. Rejimin katı yaklaşımı nedeniyle maalesef bugüne kadar Anayasal Komisyonun çalışmalarında kayda değer ilerlemeler kaydedilmedi. Aynı görüşte olan ülkeler ve Astana’nın diğer garantörleriyle birlikte siyasi süreci yeniden harekete geçirmek ve hem kalıcı hem de barışçıl bir çözüme ulaşmak üzere birlikte çalışmaya devam edeceğiz."

Sonraki Haber