'Sivillere yönelik herhangi bir saldırı yok'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bakan Çavuşoğlu, Dohuk'taki saldırıya ilişkin, Türkiye'yi suçlayıcı, karalayıcı haberler çıktığını hatırlattı. “Yaptığımız açıklamada net bir şekilde de bunu yalanladık.” diyen Çavuşoğlu şu bilgileir verdi: “Dün (önceki gün) bu haberler gelir gelmez tabii ilgili kurumlarımızda de hemen istişareler yaptık, bilgi paylaşımları yaptık ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden aldığımız bilgiye göre, sivillere yönelik herhangi bir saldırmış olmamıştır. Bizim her zaman hedefimiz PKK ya da Suriye'de YPG/PYD terör örgütleri olmuştur.”
'KABUL ETMİYORUZ'
Türkiye'nin Irak'ın değişik bölgelerinde bugüne kadar terör örgütü PKK'yla mücadele ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Terör örgütlerinin gerçekleştirdiğini düşündüğümüz bu hain saldırı neticesinde Irak makamları ile iş birliği yapabileceğimizi açıkladık. Bu sis perdesi aralanmadan Türkiye'ye yönelik gerek yetkili gerek yetkisiz yapılan açıklamaları reddediyoruz. Türkiye bir taraftan aydınlatılması için iş birliği yapacağım derken Türkiye'ye yönelik bu tür açıklamalar doğru değil.” diye konuştu.
'İLİŞKİLER İYİYE GİDERKEN YAŞANDI...'
Çavuşoğlu, Türkiye-Irak ilişkilerinin iyiye gittiği, terörle mücadelenin başarılı olduğu bir dönemde böyle bir olayın manidar olduğunu söyledi. Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliğine protestocuların girdiğine ilişkin iddianın doğru olmadığını kaydeden Çavuşoğlu, şöyle sürdürdü: “Büyükelçiliğimize herhangi bir girme söz konusu değil. Irak makamları gerekli güvenlik tedbirlerini de her yerde aldılar. Onlara da teşekkür ediyoruz. Bazı vize ofislerimizin önünde bir grup hadsiz asılı bayrağımızı yaktılar. Onun dışında eski büyükelçiliğimizin önünde bir gösteri oldu, daha sonra dağıldılar. Büyükelçiliğimize herhangi bir girme teşebbüsü de olmadı. Irak'ta bugün bir günlük yas ilan edildi, büyükelçiliğimizde bayrağı yarıya indirdik, Irak'taki yasa biz de tüm misyonlarımızla katılmış olduk.”
BUGÜNE KADAR İCAZET ALMADIK
Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye özelinde iki ülkeyle (İran, Rusya) farklılar olduğunu ve bu iki ülkenin Suriye Hükümetine verdiği desteği doğru bulmadıklarını söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bu iki ülkenin bizim operasyonlarımıza geçmişte olduğu gibi bugün de karşı oldukları açık. Tabii bu ülkelerin açıklamaları ortada da bizim ne söylediğimiz önemli, Cumhurbaşkanımızın ne söylediği önemli. Biz geçmişte de kimseden icazet almadık. Fırat'ın doğusunda PKK/YPG'ye yönelik gerçekleştirdiğimiz harekata; hem Amerika'nın taahhütleri hem de Rusya'nın taahhütleri ve vardığımız mutabakatlar çerçevesinde bir ara verdik. Bu iki ülke de bu bölgeden YPG/PKK'lı teröristleri temizleme taahhüdünde bulundu. Bugüne kadar bu gerçekleşmediği için bu teröristler, Suriye içinde Suriyelilere aynı zamanda muhaliflere ve bizim askerimize, polisimize yönelik saldırıları devam ettirdiği gibi oradan kendi topraklarımıza yönelik saldırıları da arttırmaya başladı, şimdi böyle bir durumda Amerika olsa ne yapar? Rusya olsa ne yapar?”
Çavuşoğlu, Suriye'deki terör yapılanmalarından Türkiye'ye doğrudan saldırı olduğunu belirterek “Bu teröristler burada olduğu sürece tehdit devam edecek. Biz de elimiz kolumuz bağlı kalamayız, sonuçta biz bugüne kadar yaptığımız harekatlarda kimseden icazet almadık doğrusu. Almayız da. Her zaman terörle mücadelede teyakkuz halindeyiz, bir gece ansızın...” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, 1947 Paris Barış Antlaşması'na Türkiye'nin taraf olmadığını hatırlatarak, Ege'deki bazı adaların gayri askeri statüyle silahsızlandırmama şartıyla Yunanistan'a verildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Şart nedir? Bu adaları Yunanistan silahlandırmayacak. Durum nedir? Silahlandırıyor. BM'ye de bunu söyledik. Kime yönelik silahlandırıyor? Türkiye'ye. Herkesin imza attığı anlaşmalar var. Bu anlaşmalara Yunanistan'ın uyması gerekiyor, uymadığı zaman da 'egemenlik tartışmasını başlatırız' dedik ve bu tartışmayı da biz başlatmış bulunuyoruz ve bunu sonuna kadar da takip edeceğiz.”
'ABD'DE KİTLERİN VERİLMESİ EĞİLİMİ VAR'
Bakan Çavuşoğlu, ABD yönetiminin şu anda Türkiye'ye F-16'ların yeni modellerini vermek istediğini belirterek, “Mevcut F-16'ların modernizasyonu konusunda kitlerin de verilmesi, kongrede hem Temsilciler Meclisinde hem de Senatoda böyle bir eğilim var çünkü bunun NATO için de önemli olduğunu görüyorlar, bölgemizin güvenliği herkes için önemli. ABD hatta kendi güvenliğimiz bakımından da önemli diyor. Bir taraftan F-35 problemi devam ediyor, CAATSA yaptırımları sebebiyle. Bu F-16'nın önündeki engellerin kaldırılması lazım. Bir an önce de bunun temin edilmesi lazım.” dedi.
Türkiye-ABD askeri heyetleri arasındaki teknik düzeydeki görüşmelerin olumlu seyrettiğini dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye'nin müttefikleriyle savunma sanayisi alanında iş birliği yapmak istediğini, Türkiye'ye yönelik kısıtlamaların bulunduğunu, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecinde de bu konunun gündeme geldiğini söyledi.
'ABD EGE'DE DENGE POLİTİKASINDAN SAPTI'
Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “F-16'ya tabii ki Amerika'dan almak için bir girişimde bulunduk ama bizim elimizi kolumuzu bağlayacak bir yönteme de evet dememiz mümkün değil. Yani sonuçta şimdi oradan ne diyor? Yunanistan hava sahası derken neyi kastediyorsunuz? Yunanistan'ın haksız bir şekilde benim dediği ve bizim de aidiyeti belli olmayan adalar var, adacıklar var onlar da bizim yani anlaşmalarla daha önce belirlendi dediğimiz. Burada Yunanistan'ı haklı görmenin gerekçesi ne? ABD bir kere bugüne kadar sürdürdüğü daha düne kadar diyelim; gerek Kıbrıs'ta gerekse Türkiye-Yunanistan arasında bu izlediği dengeli politikadan bir sapma yaşamıştır, bu denge politikasına ABD'nin tekrar dönmesi gerekiyor."
'ERMENİSTAN'DAN SOMUT ADIM BEKLİYORUZ'
Çavuşoğlu, Ermenistan'la normalleşme sürecinde son duruma ilişkin, “Hem Türkiye olarak hem Azerbaycan olarak biz Güney Kafkasya'da barış ve istikrar istiyoruz. Herkesin yararına olan barış ve istikrar istiyoruz, Ermenistan da dahil. O nedenle Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan'ın teklifleri ortada, bizim yaklaşımımız ortada. Özel temsilcilerimiz atandı, görüşmeler devam ediyor. Güven artırıcı adımlar attık, uygulamaya devam ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşmeleri ve anlaşmaları da hatırlatan Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra Rusya üzerinden Batı'ya malların gitmesi mümkün olmadığı için Orta Koridor'un da çok önem kazandığının altını çizdi.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Azerbaycan samimi, biz samimiyiz. Ermenistan'ın ne kadar samimi olduğunu uygulamada görmek istiyoruz. Şu ana kadar mesajlar var, açıklamalar var. Bir baskı da var, doğru. Dışardan diaspora, içerden fanatik grup. Ama somut adımlara geldiğimiz zaman, Ermenistan'dan henüz o somut adımları görmedik. Zengezur projesi dahil diğer projelerde veya kapsamlı barış anlaşması... Yani artık bu yönetimin, (Nikol) Paşinyan başbakanlığında Ermenistan'daki yönetimin bu konularda barış için olumlu adımlar atması lazım. Söylem yetmez. Bazı söylemleri görüyoruz, olumlu karşılıyoruz ama adımda var mısınız, yok musunuz?”
'ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE TAHILDA MÜJDE GELEBİLİR'
Çavuşoğlu, İran'da Putin'le yapılan görüşmelere işaret ederek, bu görüşmelerde tahıl ihracatının önündeki engellerin kaldırılması başta olmak üzere birçok konuda görüş alışverişinde bulunulduğunu kaydetti: “Gerek ikili görüşmelerimiz her iki liderle gerekse üçlü formatta tabii terörle mücadele ana konulardan bir tanesiydi. Özellikle Suriye'de bizim beklentimiz, bu bölgeden özellikle kuzeydoğu bölgesi YPG/PKK/PYD terör örgütünün bu bölgeden temizlenmesi. Bu konuda Rusya ile vardığımız bir mutabakat var. İran'ın da önemli bir aktör olduğunu kimse inkar edemez Suriye'de, bu anlamda beklentilerimizi de kendilerine ilettik."
Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya ile görüşmeler yaptığını belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “Açık şeffaf şekilde çabalarımızı sürdürüyoruz. En son İstanbul'da yapılan teknik düzeydeki toplantı önemli bir toplantıydı. Tıpkı yine İstanbul'da yapılan ateşkes için yapılan toplantı gibi önemliydi ama daha sonra ateşkes konusunda biliyorsunuz ortaya bir İrpin, Buça'dan görüntüler çıktı. Savaşın devam etmesini isteyen ülkelerin olduğunu da söyledik. Maalesef o İstanbul'daki yaklaşımlardan iki tarafta uzaklaştı, şimdi tekrar getirmeye çalışıyoruz. Tahıl işine dönecek olursak, bu konuda umutluyuz işin doğrusu yani İstanbul'da yapılan görüşmeden sonra yine temaslarımız devam ediyor. Önümüzdeki günlerde güzel haberleri vermeyi umut ediyoruz, bu yönde iki tarafla ve BM ile de iş birliği içindeyiz, inşallah netice alırız.”