Dışişleri Bakanlığı: AKPM'nin Türkiye kararı tarihi bir hata
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin (AKPM), dün Türkiye'ye ilişkin kabul ettiği tavsiye ve kararla "tarihi bir hataya" imza attığını bildirdi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Osman Kavala Ocak 2024’e kadar serbest bırakılmazsa Türkiye delegasyonun oy hakkının ortadan kaldırılmasına karar verdiğini açıklamıştı. Dışişleri Bakanlığı, AKPM'nin söz konusu kararı hakkında yazılı açıklama yaptı. AKPM'nin, dün Türkiye'ye ilişkin kabul ettiği tavsiye ve kararla, tarihi bir hataya imza attığı vurgulanan açıklamada şu ifadeler kullanıldı;
"Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), 12 Ekim 2023 tarihinde ülkemize ilişkin olarak kabul ettiği tavsiye ve kararla, tarihi bir hataya imza atmıştır.
AKPM bu girişimiyle, adli süreçleri siyasete alet etmekte ve diyalog kanallarını kapatmaya yeltenmektedir. Bu, AKPM’nin varoluş nedenini oluşturan demokratik değerlere aykırıdır.
AKPM’nin görünürlük kazanmaya yönelik bu pervasızlığı ileride hicapla hatırlanacaktır.
Türkiye, kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin istişari organı olan AKPM’nin amaç ve değerlerinden bu kadar uzaklaşmış olmasından üzüntü duymaktadır."
AKPM'nin Türkiye'ye yönelik kararında ise skandal ifadeler kullanıldı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Osman Kavala Ocak 2024’e kadar serbest bırakılmazsa Türkiye'nin yaptırımlara maruz kalacağını açıkladı. AKPM'nin ifade ettiği söz konusu yaptırımlar ise şöyle açıklandı;
- Kavala’nın derhal serbest bırakılması için Türk makamlarıyla en üst düzeyde ilişki kurulacak.
- Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunmasına yönelik iyileştirmeleri desteklemek için acilen harekete geçilecek.
- Avrupa Konseyi ülkeleri Kavala’nın hapsedilmesinde rolü bulanan hakim ve savcılar dahil görevlilerle ilgili kovuşturma başlatabilecek.
- Kavala ve diğer siyasi mahkumların Türkiye’de yasadışı ve keyfi olarak özgürlüklerinden mahrum bırakılmasında polis memuru, savcı, hakim, cezaevi görevlisi ya da başka görevlerle sorumluluğu bulunan herkes şahsen hedef alınarak yaptırım uygulanmak üzere ‘Magnitsky mevzuatı’ veya diğer yasal araçlar uygulamaya sokulacak.
- Bu temel konu aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki diyaloğun bir parçasıdır. Bu bağlamda , AB’yi, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygılı bir toplumda çoğulculuğu teşvik eden çalışmalara öncelik verilmesi doğrultusunda Türkiye’ye mali desteğini belirlerken bu ciddi durumu tam olarak dikkate almaya çağırıyoruz.
- Osman Kavala’nın 1 Ocak 2024 tarihine kadar cezaevinden tahliye edilmemesi halinde, 2024’ün ilk oturumunda Türk delegasyonunun yeterlik belgelerine itiraz etme yetkimizi hatırlatırız.