Diyarbakırlılar sabahın 5’inde et kuyruğundan seslendi: Çekin de halimizi görsünler!

Et fiyatı 600 lirayı aştı, vatandaş ayda bir de olsa ucuz et yemek için Et ve Süt Kurumu önünde kuyruk oluşturuyor. Sabah ezanıyla başlayan kalabalık her saat daha da artıyor. Diyarbakır’da vatandaşa mikrofon uzattık, bir dokunduk bin ah işittik…

Yüksek et fiyatları nedeniyle geçinemeyen vatandaş, yurdun her yerinde ucuz et kuyruğunda. Yüzlerce kişi Et ve Süt Kurumu önünde sabahın 5’inde soğuğa rağmen sıraya giriyor, saatlerce bekliyor. Kuyrukta bekleyenler ayazda üşümemek için sıkı sıkıya giyinmiş. Ortalık daha aydınlanmamış. Kimi çocuğunu da almış gelmiş.

Diyarbakır Et ve Süt Kurumu (ESK) önündeydik. Kasapta etin fiyatı 600 lirayı aştı, burada ise piyasanın neredeyse yarı fiyatına et satılıyor. Vatandaş ayda bir bile olsa et alabilmek için şansını deniyor…

O anları kamerayla kaydediyoruz, kimi görüntüye girmek istemiyor arkasını dönüyor, kimi de laf atıyor: “Çeksen de çekmesen de boş, başta ki duymuyor ki…” Bir başkası “Yayınla ki görsün siyasiler, kimse fakir fukaranın halini düşünmüyor.” diye sesleniyor. Bir başka emeklimiz de “Yağ kuyruğu gördük, tüp kuyruğu gördük et kuyruğu görmemiştik, onu da şimdi gördük.” diyor.

FİŞLER DAĞITILDI BEKLEMEYE DEVAM

Kuyruğun sonundakilerin et alıp alamayacağı meçhul, yine de şansını deniyorlar. Kuşbaşının 259 liradan, kıymanın 229 liradan, sığır pirzolanın da 380 liradan satıldığı kurumun önünde nihayet saat 07:30 oluyor, sıra fişi dağıtılıyor, kimisi fişini alıp evine gidiyor kimisi de marketin saat 9:30’da açılmasını orada bekliyor.

Erken gelenlerden Yakup Atlı kuyruğun önlerinde: “Sabah ezanı okundu ben çıktım evden. Burası her gün böyle, 500’e yakın kişi burada kuyrukta. Zorluklara rağmen gelip de alamayan da oluyor. Kota var, herkes 1 kilo kuşbaşı et, 1 kilo kıyma alabiliyor. Ben 15 günde bir param olursa geliyorum.”

Mikrofonu Sait Bey alıyor: “Bu memlekette tüp kuyruğu gördük, yağ kuyruğu gördük ama et kuyruğu görmedik. 24 senedir emekliyim, o zaman 350 bin lira alıyordum asgari ücret 250 bin liraydı. Şimdi 11 bin lira alıyorum, bununla nasıl geçim yapacağım. Site parası var, doğalgaz var, elektrik var, var da var. Biz bu kuyruğa mecburuz. Burayı görüyorsunuz, 400 kişiden fazla insan et kuyruğunda. Saat 06:00’dan beri bekliyorum, 1 kilo et için, ya sıra gelir ya gelmez!”

‘ÇİFTÇİYE DESTEK YOK’

Emekli olduğunu söyleyen Süleyman Bey, “Emekli maaşıyla geçim zor, 1998 maaşım asgari ücretin üstündeydi şimdi terse döndü. Çiftçiye destek vermediği için et kıtlığı var. Bazen et yetmiyor geri gidiyoruz. Hayvancılık çok iyiydi ama bitirdiler. Geçinemiyoruz ki sabahın beşinde buraya gelip 1 kilo et almak için bekliyoruz. Et buraya biraz daha fazla gelirse bu soğukta millet kuyrukta beklemez.” diyor.

Bingöllü Nizamettin, basit bir hesapla çözüm üretiyor: “Burada 500 kişiye fiş veriyorlar, birer kilodan 500 kilo eder. Bir hayvan 1,5-2 ton gelir. Eğer sen bir hayvan kesemiyorsan o zaman kapat burayı. Fazla hayvan kesersen burada sıra olmaz. Akşam markete gittim, 530 liraya satılan et, burada 260 lira. Fark çok. 530 liraya et mi olur?”

TÜRKİYE EKONOMİSİ BU KUYRUKTA

Osman Açıkalın, “Ayda bir de olsa geliyoruz. Güzel bir tablo değil, utanç tablosu. İnsanları bu saatlere mecbur etmek… Bura Türkiye’nin ekonomik koşullarının gerçeğini gösteriyor. Görmek isteyen gelip, baksın… Önümüz Ramazan, et fiyatları ucuzlatılmalı, et miktarı artırılmalı.” diye konuşuyor.

İbrahim Özen de “Siyasetçilerin bir kulağından giriyor öbür kulağından çıkıyor. Bugün siyaset yapanların hiçbirine oy vermek istemiyorum. Bu milletin fakirliğini görmüyorlar.” diye söyleniyor.

Bir başka vatandaş Celal Gürbüz de şöyle konuşuyor: “AKP’ye oy verenlerin hepsi emekli. Şimdi gelip halimizi görsünler. Adam saat 04:00’de gelmiş, ben saat 06:00’da geldim, sıraya bak. 10 bin lirayla gel geçin, mecburi sıraya giriyoruz… ”

TARIM HAYVANCILIĞA ÖNEM VERMİYORLAR

Sırada bulunan bir kadın vatandaşımız da “Tarıma ve hayvancılığa önem vermedikleri ortada. Yem çok pahalı üretici hayvancılığı bıraktığı için bu duruma düştük. Haklılar, günlük yeme zam geliyor ama çiftçinin ürettiğine zam yok.” diye konuştu.

Bir başkası bir başkası da sesleniyor sıradan. Her birine mikrofon uzatıyoruz:

“Bu çektiğin görüntüleri Erdoğan’a yolluyor musun? Bu hal nedir yani, milleti bu hale düşürmüşler. 5 kuruş 10 kuruş veriyor millete, ‘para veriyorum’ diyor.”

“Çeksen de çekmesen de boş, baştaki duymuyor ki…”

“Saat şu an 06:30… Dışarıda etin kilosu 500 lira, alım gücümüz olmadığı için gelip sıraya giriyoruz.”

“Burada ölmüşsün kalmışsın kimin umurunda, yazık değil mi bu insanlara, ülkenin düştüğü hale bak.”

“Yayınla ki görsün siyasiler, kuyruk çok uzun, fakir fukara çok, kimse fakir fukaranın halini düşünmüyor. ”

Sonraki Haber