Diyetisyenler kamu istihdamının artırılmasını istedi
Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) puanlarına rağmen atamaları yapılmayan diyetisyenler, özel sektörde de etik dışı deneyimler yaşadıklarını anlattı. Aydınlık’a konuşan Diyetisyenler Platformu üyeleri, mezun sayıları ile kamu istihdamı arasında uçurum olduğuna dikkat çekti.
Diyetisyenler, kamu istihdamının artırılmasını; meslek itibarlarının ve halk sağlığının korunması için de meslek yasası hazırlanmasını istedi.
Diyetisyenler Platformu’nun hazırladığı rapora göre, 2004'e kadar Türkiye'de sadece 3 üniversitede beslenme ve diyetetik bölümü varken bu sayı 2020'de 96'ya yükseldi. Buna karşın, Sağlık Bakanlığı 2013-2022 yılları arasında yalnızca 2 bin 575 diyetisyen ataması yaptı. Sadece bu yıllar arasında mezun edilen diyetisyen sayısı ise 30 binin üzerinde. Her lisans bölümü için geçerli olan mezun ve istihdam sayıları arasındaki dengesizlik diyetisyenler için de geçerli.
TALEP ARTTI
Aydınlık’a konuşan diyetisyenler, Türkiye’de diyetisyene ihtiyaç ve taleplerin arttığını vurguladı. Türkiye’de 3 kişiden birinin fazla kilolu olduğunu kaydeden diyetisyenler, vatandaşların diyetisyene rahat erişiminin önemli olduğunu vurguladı.
Platformun raporunda şu ifadeler yer aldı:
“2022 KPSS sonuçlarını incelediğimizde en düşük puanla atanan diyetisyen 90,011 gibi yüksek bir puanla atanmış, başarılı olmasına rağmen birçok meslektaşımız atanamamıştır. Eğer alım sayıları değişmezse ve diyetisyene ayrılan pay arttırılmazsa 90 üstü puanlarla diyetisyenlerin atanamayacağı öngörülmektedir. Diyetisyenler sadece Sağlık Bakanlığı’nda değil birçok alanda istihdamı sağlanabilecek bir meslek grubudur. Diyetisyenlerin aynı zamanda birçok bakanlık için istihdamı sağlanabilir ve istihdamı arttırılabilir. Bunun için gerekli adımların atılması gerekmektedir.”
91 PUAN İLE ATANAMAMA KORKUSU
Aydınlık’a konuşan M.G. kamuya atanma sürecini şöyle anlattı:
“100 yıl önce bu ülke biz gençlere emanet edildiği için her Türk genci gibi sorumluluk alıp bu millete hizmet etmeyi görev bildim. Kendimi her açıdan en iyi şekilde yetiştirmek istiyordum. Bu süreç içerisinde aileme yük olmamak adına garsonluktan düğün fotoğrafçılığına figüranlıktan afiş dağıtıcılığına kadar birçok sektörde ter akıttım. Hepsi eğitimimi tamamlayıp mesleğimi haklı bir gururla icra edebilmek içindir. Geldiğimiz noktada elimden geleninin en iyisini yaptığımın düşüncesindeyim. Aynı zamanda +91 puanla atanamama korkusunun getirdiği stres ile savaş içerisindeyim. Her meslektaşım gibi dileğim bu içimdeki savaşın bir an önce bitmesi ve kazanılmasıdır. Çok iyi üniversite puanları ile girdiğimiz ve yine KPSS sınavında çok güzel dereceler yaptığımız bu branşa artık hak ettiği değerin verilmesi düşüncesindeyiz.”
ÖZEL SEKTÖR SÖMÜRÜSÜ
Kamudan yeterli destek göremeyen ve yeterli istihdamı sağlanmayan diyetisyenler özel sektörde de emek sömürüsüyle karşı karşıya. Raporda yer alan ifadelere göre, genç diyetisyenler asgari ücret düzeyinde veya sadece prim usulü çalışmaya zorlanıyor. İstihdamı sağlanamayan genç diyetisyenler, online diyet sistemine itildiklerini, bunun da halkta sadece zayıflatma uzmanlarıymış gibi algı yarattığını kaydediyor.
SOSYAL MEDYA İSTİSMARI
Meslek yasalarının olmamasının mağduriyet ve hak kaybı yarattığına da dikkat çekilen raporda şunlar yer aldı:
“Diyetisyenlerin görev tanımı ve çalışma alanları yasada açıkça belirtilmediği için yeterli sayıda diyetisyen istihdam edilmemekte ve diyetisyenin görevi başka meslek grupları tarafından üstlenilmektedir. Online diyet sistemi; diplomasız veya sahte diplomalı kişiler, yaşam koçu, beslenme koçu adı altında sağlıklı beslenme bilgisinden uzak kişilerce hiçbir bilimselliği olmayan, faydadan çok sağlığa zarar veren sakıncalı diyetler verilerek istismar edilmektedir. Klinik sahibi medyatik/ünlü bazı diyetisyenler de daha fazla gelir elde etmek adına online diyet sistemine başvurmakta ve ‘daha fazla zayıflatarak daha fazla kazanmak’ anlayışı ile hareket ederek diyetisyenin tek görevi zayıflatmakmış algısının oluşturulmasına katkı sağlamakta ve meslek itibarını zedelemektedir. Ayrıca sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte online diyet sistemi en çok istismar edilen alanların başında gelmektedir.”
‘İMZAMI SATMAMI İSTEDİLER’
2020 yılında mezun olan A.N.B. iş arama sürecinde özel sektörden etik dışı teklifler aldığını şöyle anlattı: “Lisans hayatımda kendimi geliştirip çevreme ve topluma fayda sağlayacak birçok eğitimlere katıldım. Mezun olduğum dönem pandeminin en yoğun yaşandığı dönemdi, başvurduğum özel hastanelerden de olumsuz sonuçlar aldım. Yemek şirketlerinden gelen teklifler de meslek etiğime aykırı tekliflerdi. Ya sadece imzamı satmamı istediler ya da asgari ücretin çok altında çalışmamı istediler. 1 yıl online diyet hizmeti verdim. İsteğim hastanede olmaktı. KPSS çalışmaya başladım. Ev ortamım ders çalışmaya müsait olmadığı için tekrar üniversite sınavına girip Amasya Üniversitesi'nde sınıf öğretmenliği kazandım. Yurtta kalarak KPSS'ye hazırlandım. 89,14 puan aldım ve maalesef atama sayılarımız çok düşük geldiği için atanamadım. Ataması daha kolay diye başka bir bölümde çalışmak istemiyorum. Kendi mesleğimi yapmak istiyorum.”
TALEPLERİNİ SIRALADILAR
- Toplu beslenmenin olduğu her yere yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması amacıyla diyetisyen görevlendirilmesi zorunlu tutulmalı
- Koruyucu sağlığın geliştirilmesi ve obezitenin önlenmesi adına halkın kolay ve ücretsiz bir şekilde ulaşabileceği aile sağlığı merkezlerine diyetisyen ataması yapılarak ‘aile diyetisyenliği’ hayata geçirilmeli
- Geriatri Merkezlerinde ülkelerin gelişmişliğini gösteren yaşlı nüfusumuzun sağlığının korunması, geliştirilmesi ve hastalıklarının tedavisi için diyetisyen istihdam edilmeli
- Diyetisyenlere branşlaşma hakkı tanınmalı ve diyetisyenler KPSS yerine TUS gibi kendi alanlarından oluşan soruların olduğu uzmanlık sınavına girmeli
- Akademik kadro bakımından eksik kalan ve yetersizliği bulunan üniversitelerin Beslenme ve Diyetetik programları kapatılmalı
- Diyetisyenlik meslek etiğini ve itibarını korumak, istismarı önlemek ve etik değerleri çiğneyenleri cezalandırmak amacıyla meslek yasası çıkarılmalı
- Diyetisyen olmayıp mesleki yetki ihlalinde bulunan ve insanların sağlıklarıyla oynayıp haksız kazanç sağlayan kişiler için hukuki yaptırımlar uygulanmalı
- Kamuda ve özel sektörde çalışan diyetisyenlerin mali ve özlük hakları düzenlenmelidir.