Doğu Ekspresi'nde Cinayet romanını İstanbul'da yazmıştı! Agatha Christie'nin İstanbul'daki kayıp 11 günü ve gizemli anahtar
Polisiye türüyle özdeşleşen, dünyaca ünlü Yazar Agatha Christie 1926 ile 1932 yılları arasında İstanbul'da konakladı. Doğu Ekspresi'nde Cinayet romanını Pera Palas Otel'de yazan Agatha Christie, 11 gün boyunca ortadan kayboldu. İşte Agatha Christie'nin o sırrı.
Polisiye romanın en önemli isimlerinden İngiliz Yazar Agatha Christie, 12 Ocak 1976'da hayatını kaybetti. "Doğu Ekspresinde Cinayet", "On Küçük Zenci", "Cinayet Alfabesi", Mavi Trenin Esrarı" gibi eserleriyle tanınan Agatha Christie'nin yaşamı da gizemlerle dolu. İşte Agatha Christie'nin o sırrı.
DOĞU EKSPRESİNDE CİNAYETİ İSTANBUL'DA YAZDI
Ömrü boyunca pek çok seyahat yapan Agatha Christie'nin bir dönem İstanbul'da Pera Palas Otel'de 411 numaralı odada kaldığı biliniyor. En ünlü eseri olan ve 1 Ocak 1934'te yayımlanan Doğu Ekspresi'nde Cinayet Romanı'nı İstanbul'da kaleme alan Agatha Christie'nin yaşamöyküsü de polisiye romanı aratmıyor.
AGATHA CHRİSTİE 6 YIL BOYUNCA PERA PALAS'TA KONAKLADI
Bir dönemin kültür merkezlerinden birisi olan Pera Palas Otel, pek çok önemli ismi ağırladı. İstanbul'un ilk modern oteli olan Pera Palas'ta konuk olan isimlerden birisi de Polisiye Roman'la özdeşleşen Agatha Christie'dir. Bugün pek çok kez filme, tiyatroya ve radyo tiyatrosuna uyarlanan Doğu Ekspres Cinayeti'ni Pera Palas'ta yazan Agatha Christie, 411 numaralı odada 6 yıl boyunca aralıklarla konakladı.
AGATHA CHRİSTİE'NİN İSTANBUL'DAKİ KAYIP 11 GÜNÜ
Türkiye'nin ve dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul'da pek çok kez kalan Agatha Christie, 1926 yılındaki ziyaretinde 11 gün boyunca kaybolunca, Agatha Christie'nin hayatında kendi öykülerini aratmayacak bir olay yaşanmaya başlar.
Kendisinden haber alınamayan Agatha Christie'nin aracı bir göl kenarında ağaçlara çarpmış bir şekilde bulunur. Göle düşerek öldüğü düşünülen Agatha Christie, bir anda ortaya çıkar ancak kaybolduğu 11 günle ilgili hiçbir bilgi vermez. Agatha Christie'nin gerçek hayatındaki polisiye öyküsü devam eder. İstanbul'daki kayıp 11 günle ilgili pek çok senaryo ortaya atılsa da gerçek asla açığa çıkmaz.
GİZEMLİ ANAHTAR BULUNDU AMA...
Doğu Ekspresi'nde Cinayet gibi büyük ve popüler bir ismi yazan Agatha Christie'nin İstanbul'daki 11 günlük kaybolma hikâyesi, dünyaca ünlü yapım şirketi Warner Bros tarafından filme çekilmek istenir. Ancak yeterli bir bilgi yoktur. Bunun üzerine bir medyuma başvurulmaya karar verilir. Tamara Rand adındaki bir medyum 12 Ocak 1976'da hayatını kaybeden Agatha Christie'nin ruhunu çağırmakla görevlendirilir. Medyum Tamara Rand, kayıp 11 günün sırrının Pera Palas'taki 411 numaralı odadaki bir anahtarın açıklayacağını söyler.
Pera Palas'ta bulunan bir anahtar, Agatha Christie'nin sırrını açığa çıkaracak ve bu polisiye gizem çözülecektir. İddialara göre bu anahtar otelin sahibi Misbah Muhayyeş Yeniköy’deki yalısında bir odayı açmaktadır. Odada bir defter bulunmakta ve bu defterde 11 kayıp günün bütün ayrıntıları yazmaktadır. Bu iddianın ardından Agatha Christie'nin İstanbul Pera Palas'taki 411 numaralı odası bütün dünyanın ilgi odağı haline gelir.
WARNER BROS VE PERA PALAS ANLAŞAMADI
Peki kayıp 11 günün sırrını çözecek anahtara ne olmuştur? Agatha Christie'nin İstanbul'daki kayıp 11 gününün sırrını çözecek anahtar gerçekten de medyumun tarif ettiği yerde bulunur. Medyumun söz ettiği ve büyük bir hikâyeyi çözecek olan anahtar odanın döşemelerinin altından çıkar. Anahtar 8 cm boyunda paslı bir anahtardır.
Ancak anahtarın bulunması pek de hayırlı olmaz. Çünkü, Pera Palas Oteli'yle Warner Bros arasında anlaşma sağlanamaz. Otelin o dönemki sahibi film çekimleri için bir ücret talep eder. Ancak anlaşma olmayınca araya medyum Tamara Rand girer ve otel sahibine bir mektup yazar. Otelin sahibi fikrini değiştirse de Pera Palas'ta patlak veren bir grev, Agatha Christie'nin gizemli hikâyesinin ortada kalmasına sebep olur. Bugün Agatha Christie'nin odasında bulunan gizemli anahtar bir banka kasasında muhafaza ediliyor.
Sonuç olarak; ünlü yazar Agatha Christie’nin sırrı halen açıklanamamış bir gizem olarak bir yerlerde beklemektedir.